Marinette yorgunlukla kendini yatağa attı. Tikki, kedi şeklindeki yastığın üzerinde kurabiyesi yerken sessizdi ve Marinette'nin onunla konuşmasını bekliyordu. Gerçekten çok düşünceli bir kwamiydi.
Marinette ise kendi kafasında bugün olanları düşünüyordu. Hata yaptığını fark etmişti. Tüm mucizeleri birilerine vermek bir çılgınlıktı! Kara Kedi'yi dinlemediği için kendini kötü hissediyordu. Öte yandan ise Usta Fu'nun yanılmasına şaşırmıştı. Ya da Marinette mi Usta Fu'yu yanlış anlamıştı?
İç çekerek yatağında yan döndü. Ve elini duvarında asılı olan Kara Kedi resmine getirdi. Acaba şu an ne yapıyordu? Neden kaç gündür gelmiyordu? Yoksa artık ondan sıkılmış mıydı?
Marinette bu düşünceyi kafasından hemen def etti. Kara Kedi bir çok şey olabilirdi ancak kesinlikle sadakatsiz değildi. Derin bir nefes aldı. Belki de bu gece gelirdi?
Bu ihtimalle yatağından inip, penceresini açtı çünkü teras kapağı kapalıydı ve Marinette bu soğuk hava da onu açmayı hiç ama hiç istemiyordu.
Geri yatağında dönecekken Tikki'nin ortadan kaybolduğunu fark etti. Demek ki birisi yaklaşıyordu. Bunun Kara Kedi olmasını diledi.
"Lanet olsun."
Ve dileği kısa sürede gerçek oldu. Marinette bunun şaşkınlığı içinde arkasını döndüğünde kıkırdamasına engel olamadı. Kara Kedi yerde yüz üstü yatıyordu ve kuyruğu pencereye sıkışmıştı.
Marinette gülerek aynı Kedi gibi yere uzandı. Alayla, "Nasılsın Kedicik?" dediğinde, Kara Kedi somurttu.
Marinette bir kez daha ona gülüp yerden kalktı ve Kedi'nin kuyruğunu pencereden kurtardı. Kara Kedi de böylece hemen ayağa kalkıp Marinette'yi kucakladı. Fakat bu yeterli gelmeyince, dudağına minik bir öpücük kondurdu.
Adrien halindeyken ondan uzak kalmak epey zordu ve şimdi, birde onu günlerdir görememesi de vardı. Marinette'yi belinden tutup biraz daha kendine yaklaştırdığında, Marinette gülerek geri çekildi.
"O kadar basit değil Kedicik." Ardından da Kedi'nin çanına vurdu.
Kara Kedi ise somurtuyordu. "Neden bunca zaman ortalıklarda yoktun?"
Kara Kedi bahaneler öne sürmek ve prensesine bir an önce kavuşabilmek için ağzını açmıştı ki, aşağıdan Sabine Cheng'in sesi duyuldu.
"Marinette! Kasada yardıma ihtiyacımız var!"
Marinette, "Geliyorum anne!" diye bağırdıktan sonra Kara Kedi'ye döndü. "Üzgünüm gitmeliyim ama fazla uzun sürmez. Fırının kapanmasına sadece yarım saat kaldı, oradan bir şeyler ister misin?"
Kara Kedi sırıttı. "Aslında bir kruvasan hiç fena olmazdı."
Marinette güldü ve kafasıyla onaylayıp koşar adım odadan ayrıldı.
Kara Kedi ise odanın kendisine kalmış olmasının getirdiği mutlulukla etrafı incelemeye başladı. Duvarlara yeni eskizler yerleştirilmişti. Bazılarının Kara Kedi temasında olduğunu görünce sırıttı. Tek eskiz olarak değil, normal fotoğrafları da vardı. Marinette'nin gülümseyerek çıktığı bir fotoğrafı görünce çerçevesinden çıkartıp dikkatlice cebine koydu.
Çalışma masasını önüne geldiğinde burasının her zamanki gibi dağınık olduğunu gördü. Tek fark; pembe, büyük bir kutunun olmasıydı. Kutuyu eline aldığında üzerinde tuşlar olduğunu fark etti. Tuşlardan birine bastığında sol notası odada yankılandı. Bu bir tür oyuncak mıydı?
Piyanoya benziyordu ve pembeydi. Evindeki piyanoyu andırıyordu ama tabii ki minyatür halini. Birde... Kutu falandı işte. Bir ara Chloé'nin Sabrina'ya çaldırdığı Marinette'nin kutusu gibiydi.
Kutuyu masaya koydu ve rastgele tuşlara basmaya başladı. Bu kesinlikle eğlenceliydi. Sonra, bir müzik çalmaya karar verdi. Ne olmalıydı?
Farkında olmadan parmakları tuşlara gitti. Marinette'nin sürekli mırıldandığı şu şarkıyı çalacaktı. Çalarken söylemeye başladı.
"Bir mucize, en iyisi. Baştan aşağı sorun varsa... Bu mucize en şanslısı. Bu aşkın gücü hep kuvvetli..."
Birden kutunun üst kısmı açıldı. Kara Kedi şaşkınlıkla elini çekmişti. Sanırım şu an yapmaması gereken bir şey yapıyordu ve Marinette her an gelebilirdi. Kutuyu tekrar kapatacağı sırada gözü kutunun içine takıldı.
Ne?
Düşünebildiği tek şey bu olmuştu. Ne?
Marinette ise o an daha fazla vakit kaybetmeden kediciğine gelmek için uğraşıyordu. Öyle ki, işi biter bitmez daha önlüğünü bile çıkarmadan odasına koştu. Merdivenleri tırmanırken elindeki kruvasan dolu tabağın devrilmemesi için büyük bir enerji sarf etti ve en sonunda odasına girebildi.
"Ben geldim Kedicik!"
Kara Kedi'nin hâlâ çalışma masasının önünde dikiliyor olması ona garip gelmişti. Ne diye gelip onu kucaklamıyor ve kruvasanlara saldırmıyordu ki?
Marinette sakince odasının kapağını kapattı ve kruvasan tabağı ile Kara Kedi'ye yaklaştı. Elini onun omzuna koyduğu sırada neye baktığını anlamaya çalışıyordu.
Birden büyük bir gürültü koptu. Kruvasan tabağı yerde parçalanmıştı. Marinette iki elini birden ağzına götürüp kapattı. Kara Kedi mucize kutusunu bulmuştu!
Ehehheheheheh heyecanlı yerinde kestim çünkü neden olmasın?
Baya güzel bölümdü diğer bölüm kıyamet kopacak demedi demeyin:p
SONUNDA KAOS VAKTİ
Ayrıca erken falanda demeyin çünkü kitabın illa bitmesi gerek.
Kısa sürecek dedim zaten
Sizi severem💙
Kediciğinprensesi🌸
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Princesse Et Chaton 1
Fanfic→4.sezondan önce yazılmıştır "Bu gece sadece sen ve ben." 1 #karakedi 1 #miraculous 1 #marichat 1 #marinette