Marinette iki gündür kıpkırmızı geziyordu. Alya, Mylene, Rose, Juleka, Alix hatta ve hatta arada beraber gözüktükleri Chloé ile bile düzgün konuşamıyordu. Kimseye ne olduğunu söylemiyordu. Tek söylediği biraz hasta olduğuydu ancak Adrien gerçeği biliyordu.
Marinette ile gerçekten özel bir gece yaşamışlardı.
Bu, her en kadar kendisini mutlu etse bile işler iyice çıkmaza giriyordu. Marinette'e her şeyi anlatmak için can atıyordu ama olacakları bildiği için sessiz kalıyordu. Belki de Uğur Böceği ile bu konuyu konuşmalıydı. Marinette'nin güvenilir olduğunu o da söylemişti. Şimdi kendisinin gerćek kimliğini bilse ne olurdu ki?
Marinette'nin sınıftan çıktığını görünce onu takip etmek için harekete geçti. Onunla konuşmak istiyordu çünkü iki gündür çok yoğundu ve daha eve gidemeden uyuyakalıyordu. Bu yüzden Kara Kedi olup, Prensesini ziyaret edemiyordu.
O an aklına Adrien ile arası bozuk olduğu geldi. Kara Kedi olmak içinde yeterli bir zaman yoktu. Oflayarak sınıfa döndü. Bu gece ne olursa olsun Prensesini ziyaret edecekti.
Marinette ise biraz rahatlamak için tuvalete gidiyordu. Belki yüzünü su çarpsa kızarıklığı kaybolurdu. O gece... Gerçekten Marinette için unutulmazdı. Kara Kedi ile aralarının bozuk olacağını düşünürken böyle bir şey olması mutluluk verici ve biraz da utandırıcıydı ama genel olarak güzeldi.
Marinette birkaç kez yanaklarını tokatlayıp kendine gelmeye çalıştı ve musluğu açarak soğuğa ayarladı. Yüzüne su çarparken birinin tuvalete girdiğini duymuştu ama bakmaya gerek görmemişti.
"Gerçekten inanılmazsın Marinette. Herkesi kendinden uzaklaştırıyorsun, hemde ben bir şey yapmadan."
Marinette derin bir nefes aldı. Onu yok sayarak birkaç peçete aldı ve yüzünü silmeye başladı. Lila ise tırnaklarına bakarak bir cevap bekliyordu. Marinette ise dayanamayarak ona istediğini verdi.
"Peki sana ne demeli Lie-la, bu aralar çok sessizsin. Yoksa yalanların mı bitti?" dedi ve kollarını göğsünde birleştirdi.
Lila sırıtarak yaslandığı duvardan doğruldu. "Bir şey yapmama gerek kalmıyor ki Marinette. Sen zaten günden güne kendini arkadaşlarından uzaklaştırıyorsun." dedikten sonra Marinette'nin kaşlarını çatmasını izledi. Ardından ekledi. "Söylesene en son ne zaman Alya ile konuştun, hani şu, en yakın arkadaşınla?"
Marinette'nin hiçbir şey demediğini fark eden Lila sırıtarak ona yaklaştı ve devam etti. "Yoksa yeni aşkın pisicik ile çok mu meşgulsün?"
Marinette bu son söylemiyle Lila'ya sert bir tokat attı. Lila'nın kafası yana düşerken ortama sessizlik hakimdi. Marinette'nin yüzünde gram pişmanlık yoktu ancak Lila'nın suratı öfkeyle alevleniyordu.
Birkaç saniyelik sessizliğin ardından Lila Marinette'ye döndü ve onu duvara ittirdi. "Bunun bedelini ödeyeceğini biliyorsun!"
Bu sefer sırıtma sırası Marinette'deydi. "Nasıl Lila? Herkes senin bir yalancı olduğunu biliyor. Şimdi doğruyu söylesen bile, sana kim inanacak?"
Lila'nın omzuna çarpıp tuvaletin çıkışına kadar yürüdü. Çıkmadan önce ise seslendi. "Görüşürüz, akumalı Paris'in flütçüsü."
Ben sonu pek beğenmedim ama Mari'nin Lila'ya tokat atma sahnesi fav sahnem bundan sonra kdgdkdhskhd
Sizin düşünceleriniz neler?
Sizi severem💙
Kediciğinprensesi🌸
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Princesse Et Chaton 1
Fanfiction→4.sezondan önce yazılmıştır "Bu gece sadece sen ve ben." 1 #karakedi 1 #miraculous 1 #marichat 1 #marinette