25

1.5K 138 14
                                    

#NePahasınaOlursaOlsun

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

#NePahasınaOlursaOlsun

...

Onu Rosé'nin yanına götürme kararı aldım ve kaldığım yere gitmiştik. Rosé hala uyuyordu. Onu böyle gören adam panikle yanına gitti, başını dizlerine koyarak "Ne oldu ona?" Dedi merakla.

"Uyuyor sadece. Bedeni fazla güçsüzleşti." Dedim. Umutsuca ellerini yanağında gezdirdi. Umarım tanrı onlara acırdı.

Ufak ufak hareket etmeye başlayan Rosé'nin gözleri yavaşça açıldı.

ROSÉ

Yeni yeni uykumdan uyanırken burnuma dolan tanıdık kokuyla gözlerimi tam açtım. Gözlerimin değdiği gözler onun olunca hızla kalktım.

Karşımdaydı... Ona gerçek beni göstermeme rağmen karşımda duruyordu. Korkmadan, şaşırmadan, eskisi gibi samimiyetle bakıyordu. Bakışlarım Jimin'e döndüğümde bana gülümsemişti. Onu buraya o getirmiş olmalıydı.

JK'den uzaklaştım. O ise daha çok yaklaştı. "Her şeyi biliyorum Rosé... Daha fazla kaçma benden." Dedi. Biliyordu ve bu kadar sakin miydi? Biliyordu ve benden uzaklaşmamış mıydı? Hiçbir şey anlamıyordum. Bana "Tek bir şey sormama izin ver." Deyince devam etmesi için sustum sadece.

"Neden söylemedin? Bana bunu neden anlatmadın Rosé? Ben... Ben inanmakta zorluk çekiyorum. Melek olduğunu gördüm ama hâlâ insan gibisin..."

"Her ne kadar insan gibi olsam da benim bir ruhum yok..."

Baktı gözlerime. Sonra ise beni arkamı döndürttü. Yaka kısmından tişörtümün boğazını indirip omzumu açınca adı yazılı olan yere baktığını anlamıştım. Baktı ve geri kapattı ona döndüm usulca.

"Yok oldu... "

"Omzundaki ismim bir şey ifade etmiyor benim için. Yeter ki kalbindeki beni silme..."

Sarıldım ona sımsıkı. İkimiz çok zor bir zaman dilimine giriyorduk. Bunu bile bile devam edecektik.

"Ben gittikçe zayıflıyorum Jungkook... Böyle giderse yok olacağım ve seni büyük bir acıyla bırakmış olacağım. Bunun olmasına izin veremem. Hayatında bir yara izi olarak kalmak istemiyorum. Bu yüzden hafızanı silip gideceğim sadece... sen de hayatına devam edeceksin. Özür dilerim ama her şey senin için..." Dedim hüzünle. O ise ellerimi tuttu.

"Bana sadece sen lazımsın Rosé! Sen yoksan benim iyi olma gibi bir ihtimalim yok! Cidden... Cidden seni unutturmana izin verir miyim sanıyorsun! Ayrıca ne sen gideceksin ne de ben seni unutacağım..."

Söylediklerinden hiç bir şey anlamamıştım fakat Jimin araya girerek ağzını açtı ve olup biteni anlattı her şeyi.

Şaşkınlıkla sadece onu dinlemiştim. Tek çözüm yolunu öğrenmiştim. Bu bana o kadar umut vermişti ki tereddütsüzce bunu yapacaktım sonucu ne olursa olsun.

"Yani... Tek yapmam gereken inithar etmek?"

"Evet ama dediğim gibi Rosé... Hiç geri gelmeyebilirsin."

Junkook'a baktım. Ellerini tuttum. Bugün daha fazla ağlamayacaktım bu yüzden kupkuru sesime rağmen "Beni beklersin değil mi? Çünkü ben sana geleceğim Jungkook." Dedim.

Bir elini yanağıma yerleştirdi ve tebessüm ederek "Sen geleceksen ben beklerim Rosé." Diyerek endişemi yok etti. Belki beni beklemek istemez diye kaygılıydım ama bütün kaygılarımı alıp götürmüştü. Jimin öksürüğü ile araya girince onun da yanımızda olduğunu hatırladığım an kendimi geri çektim. Ahh! Tanrım utanç verici!

"Söylemeyi unuttuğum bir şey var." Dediğinde ikimiz aynı anda ona döndük, o da devam etti. "Rosé, intihar etmeden önce ne yapman gerektiğini biliyorsun. İkinizin de hafızanızı kaybetmesi gerek."

"Ben onu hatırlayamazsam Rosé'yi nasıl bulucağım?" Dedi JK. Jimin gülümsedi ve "Kader... Sizi her zaman bir araya getirecek. Siz sadece Rosé'nin yok olmaması için umut edin." Dedi.

Yok olmayacaktım. Ne olursa olsun buna izin vermeyecektim. Ben bunu halledebilirdim fakat Jimin? O ne yapacaktı? Geri mi dönecekti?

"Sen... Sen Jimin? Geri mi döneceksin?"

"Başka çarem yok. Sevdiğim kişi evliydi ve kocasıyla boşanma derecesine geldiği için intihar edecekti onu durdurduktan iki gün sonra onu eşiyle mutlu görünce ona aşık olmamın bir faydası olmadığını anladım. Bu yüzden geri döneceğim."

Ayağa kalktım , ona üzülerek sarıldım. Onu hatırlayamayacak ve bir daha göremeyecektim. Bu düşünce beni kötü hissettiriyordu. Bugüne kadar yanımda duran tek dostumdu. Umarım kaderimde onunla yollarımız kesişirdi.

Ondan ayrılıp artık bu işe bir son vermem gerektiğini hatırlayarak önceki hayatımda hayatımı sonlandırdığım ve bu dünyada JK'nin hayatını kurtardığım binaya gitmeliydim. Oraya gidip bu imkansızlıkla dolu sevgime artık son vererek belki iki yıl, belki on yıl ne kadar olursa olsun yıllar sonra huzur dolu aşkıma kavuşacaktım. Ne pahasına olursa olsun bunu yapacaktım... Onu hatırlamıyor olsam bile kalbime güveniyordum. O kesinlikle Jungkook'u benim için bulacaktı.

...

Finale son 2💜

angel by the wings, rosekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin