18

1.6K 145 25
                                    

#SonucuNeOlursaOlsun

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

#SonucuNeOlursaOlsun

...

Yanına vardığım an elini tuttum ve "Kaldığım odada kadın kıyafetleri var... Kimin olduğunu sorabilir miyim?" Dedim. Sonra ise tepkisine bakmak içine ona döndüm. O ise başını eğmiş bir şekilde sırıtıyordu. Kafasını kaldırdı ve "Neden? Kıskandın mı?" Dedi.

Onun taklidini yaparak "Ne! Hayır! Kim ben mi? Seni niye kıskanayım!" Diye paniklemiş gibi yaparken o ise gülüyordu. Sonra ciddileştim ve "Eğer yaşadığın evde kadın kıyafetlerinin olmasına sinirlenmek kıskançlıksa... Evet kıskandım." Dedim.

Gülüşü durdu ve şaka yapıp yapmadığımı kontrol etmek için yüzümü inceledi fakat ben ciddiydim. Benim hâlâ gülmediğimi görünce şaşırarak "Sen ciddi misin?" Diye sordu.

"Hoşuna gitmedi sanırım. Peki, unutalım bunu da." Deyip yürümeye devam ettim. O ise hala şaşkınlıktan olduğu yerde duruyordu. Arkamı dönerek geri yanına gittim ve onu oradan elini tutarak yürütmeye devam ettirdim.

İkimiz de daha hiçbir şey konuşmadan eve gelmiştik. Saat epey geç olmuştu. Hava kararmıştı neredeyse. Eve geldiğimiz gibi ben odaya çıkıp pijamalarımı giydim. Beklemeden geri indikten sonra bahçe kapısının açık olduğunu görünce bahçeye çıkma kararı aldım.

Kapıda duran terliklerden bir tanesini giydikten sonra sadece süs lambalarının aydınlattığı bahçeye çıktım. Temiz havayı bütün gücümle içime çektim ve sadece her şeyi unutmaya çalıştım. Sanki hiç bir işim yokmuş gibi. Gözlerimi kapadım.

Herkesin bir hedefi olduğu gibi kimisi ne yapacağını bilmez ya da aksine bir şey yapmak için isteği yoktur. Yaşlanıp bir an önce ölmeyi diler kimisi, bazısı ise hayallerine kavuşamadan ölmekten korkar. Bir kez daha düşündüm ve sorguladım. Şu dünya denilen gezegenin içinde bilinmeyen acılar, fark edilmeyen iyilikler, kimsenin umrunda olmayan zor hayatlar ve asla görülmeyen meleklerle dolu.

Koluma bir damla su geldiği an gerisi gelmeye başladı. Sanırım yağmur başlayacaktı. Şimdi yağmur altında kalıp saatlerce ıslanmak vardı fakat eğer kanatlarımın çıkmasını istemiyorsam kuru kalmalıydım.

Aceleyle koşacaktım ki bir anda yağmur kesildi ve bana su gelmemeye başladı. Gözlerimi açtığımda bana şemsiye tutan Jungkook'u dibimde beklemiyordum. Onu gördüğümdeki heyecanı ve şaşkınlığı atlayıp onu kendime çektim çünkü şemsiyeyi bana tutucam diye kendisi ıslanıyordu.

Tabi ben onu yakasından çekip daha da dibime sokunca şaşıran gözlerle bana bakmaya başladı. Komik gelen yüz ifadesine gülümserken o da eski haline dönüyordu yavaş yavaş.

Ona bakmayı kestim ve etrafa bakındım. Kim diyebilirdi ki yağmur altında kalamayan bir meleğe , yağmuru seyretmesi için şemsiye tutan bir insan var? Kulağa hoş geliyordu bir o kadar da imkansız.

"O kadın kıyafetleri... Annemin."
Dediğinde ilk afalladım ve sonra bozulan keyfimle alayla gülmeye başladım çünkü bana yalan söylemesine sinirlenmiştim. Kıyafetler benim yaşıtıma uygundu ve annesinin olduğunu söylüyordu.

"Annen benimle yaşıt sanırım." Deyip ironi yapınca onun yüzü düşmüştü. Hüzünlü gözlerle "Annem genç yaşta vefat etti..." Dediği an yerin dibini kazıp oraya gömmek istedim kendimi.

O kadar kötü hissetmiştim ki özür bile dileyemiyordum çünkü özür dileyecek yüzüm yoktu. Gözlerimi kaçırmaktan başka hiçbir şey yapamıyordum. Onu bunu hatırlatarak üzdüğümün farkındaydım fakat bu hatayı nasıl düzeltecektim.

"Ben..." Ağzımda bir şeyler geveliyordum ama tek bir kelime edemeyecek kadar dilsizdim. Beni böldü.

"Üşüyeceksin, içeri geçelim."

Gitmek için ilerliyordu ki bütün mantığımı bir kenara postalayarak kolunu tuttum ve kendime çevirdim onu. O duraksadı, bana soran gözlerle bakmaya başladığı an ellerimi yüzüne yerleştirdim. Parmak uçlarımdan yavaşça yükselirken gözlerimi kapadım.

Benim tek hayalim şu andan itibaren onu sevmekti ve ben onu öpmek üzereydim. Sonucu ne olursa olsun...

...

Teşekkür ederim okuduğunuz için💜

angel by the wings, rosekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin