23

1.5K 145 11
                                    

#SaatOnİki

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

#SaatOnİki

...

Hastaneden çıkıp eve geldiğimiz süre boyunca Jungkook benle tek bir kelime konuşmamıştı. Kafasındaki soruları az çok tahmin edebiliyordum. Söylediğim andan beri şaşkın ve dediklerimi umursamamaya çalışır gibiydi.

Şimdi ise odada ışıklar kapalı karanlıkta kendimi yorgana sarmıştım. Sadece onun gelip benimle konuşmasını bekliyordum. Başıma ara sıra ağrılar giriyordu fakat kısa sürede geçiyordu. Daha fazla dayanamadım ve aşağı indim.

Yine mutfakta bir şeyler yapıyordu. İçeri girdim. "Ne yapıyorsun?" Diye sorunca bana döndü ve "Uyandın mı? Ben de çorba yapmıştım senin için. Gel iç." Dedi ve elindeki çorba dolu kaseyi oturma odasına götürdü. Onu takip ettim. Elimden tutarak battaniye olan koltuğa oturttu ve battaniyeyi üstüme örttükten sonra çorbayı içirmeye çalıştı yanıma oturarak.

"Kendim içebilirim."

Dediğimi umursamadan o içirdi. Bana yine bir bebek gibi davranıyordu. Sanırım ben iyileşene kadar böyle sık boğaz edecekti. Tabi iyileşebilirsem. Saatin on ikiye gelmesine neredeyse iki saat vardı. İki saat sonra tam bir hafta olacaktı ve benim gitmem lazımdı. Gitmezsem... Düşüncesi bile tüylerimi diken diken ediyordu.

Kafamı bunlara yormayarak sadece anın tadını çıkarmak istedim. Bu yüzden o ne isterse itiraz etmeden yapmaya karar verdim. Bana her kaşığı getirişinde gülmek istesem de tuttum kendimi.

Çorba bitince sehpaya koydu kaseyi ve ellerimi tuttu. Ortam bir anda gerilmişti. "Hastanedeyken bana saçma bir şey söylediğin için hiç duymamış gibi yapacağım." Dediğin de kafa salladım. Sadece onun dedikleri doğruydu benim için.

"Güzel... Şimdi anlat bakalım, sen lavabodayken ne oldu?"

Gözlerimi kaçırdım ve aklıma gelen ilk yalanı söyledim. "Kapıya çarptım sonra yere düşünce..."

"Nasıl bir kapıya çarptın acaba? Böyle iki eli , iki bacağı olan fakat beyni olmayan bir kapı mı?"

"Yani..."

"Merak etme. Şirketim ne gerekiyorsa yaptı ve dava açacak onlara. Sadece bana neden yaptıklarını söylemen gerek ki suçlamada bulunalım."

Ona söylemek istemiyordum ama onların ceza çekmesini de istiyordum bir yandan. Mırıldanarak "Sanırım kız arkadaşın olduğum için." Dedim. O ise kaşlarını çattı. Ayağa kalkıp öfkeyle arkasını dönerken bir yandan da küfür ediyordu.

"Ruh hastaları! Bunlar gibileri yüzünden ölmek istemekte haklıydım." Dedi sessizce fakat ben duymuştum. Panikle "Ama artık aklında bu düşünce yok değil mi?" Dedim cevabının olumsuz olmasını umarak.

Bana döndü ve "Hayır yok. Şimdi sen varsın... O zaman sen yoktun." Dedi. Sonra ise televizyonu açıp yanıma battaniyenin altına girdi. İlk başta biraz çekinsem de cesaretimi topladım ve başımı omzuna yaslayıp televizyonu izlemeye başladım. Onun güldüğünü hissettiğim de kolunu kaldırıp omzuma yerleştirdi ve beni kolunun altına aldı.

"Korku filmi sever misin?"

"Daha önce hiç korku filmi izlemedim."

"Cidden mi? O zaman kesinlikle korku filmi izlemeliyiz."

Saat on ikiyi geçmişti ve biz bunun farkında olmadan film izleyip sohbet etmiştik. Beraber geçirdiğimiz son vakitler olduğunu bilmeden birbirimize sarılarak uyuyakalmıştık...

...

Sonraki bölümde inanın beklenmedik şeyler olacak...

Umarım bu bölümü beğenmişsinizdir💜

Finale son 4!!!!

angel by the wings, rosekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin