Televizyon kanallarını sıkıntıyla değiştirip duruyordum.Bu da yeterince sıkmıştı artık.Televizyonu kapatıp yataktan kalktım.Boş ,sıradan bir hastane odasıydı ,tek güzelliği duvarlardan birinde son derece büyük bir cam bulunuyordu.
Camın yanına giderek dışarıyı seyretmeye başladım.Hava bulutluydu,muhtemelen akşam yağmur yağacaktı ve benim derhal buradan çıkmam gerekiyordu.Hiç bir yağmuru evde geçirmezdim,lisede okuduğum bir kitapta geçiyordu'Teninize çarpan her bir yağmur damlası bir günahınızı götürür.'Saçma bir inanış gibi gözükebilirdi ancak ben inanıyordum.Günahlarım kabuslarımda boğuyor,geceleri karabasan olup üzerime çöküyor iken içime tek ferahlık estiren bu inanç bir nebze nefes almamı kolaylaştırıyordu.
"Merak ediyorum Bay Na,neden marihuana?"
Başım cama yaslı iken eskiliğinden kaynaklı olsa gerek kulak tırmalayıcı türden gıcırtı ile Açılan kapıya döndüm.Gelen doktor idi.Resmi konuşmasından taviz vermeyen bu doktorun kapıyı çalmadan içeri girmesi şaşırtıcıydı.
"Onu denememiştim çünkü özel bir nedeni yok."
Kapıyı arkasından kapatıp yanıma geldi.Camın pervazına yaslanarak dışarıdaki göle çevirdi kafasını.Gölde dört beyaz kuğu süzülüyordu,bu hayvanların zarafetine her daim hayranlık duyardım.
"Etkisini çok yavaş gösterir marihuana ve inanılmaz bir tadı vardır. Genelde yakılarak içiliyor,sürekli kullananlar tadının böyle daha net geldiğini söylerler.Dumanını içinize çektiğinizde gelen o rahatlık ve gevşeme, sonradan kuramayacağınız cümleleri kurmanızı veya bakamadığınız bir pencereden bakabilmenizi sağlar.Bakamadığınız bir pencere ne kadar ilginç değil mi Bay Na?Hiç görmediklerinize açılan yeni bir kapı..."
Parmağı buğulu cama anlamsız şekiller çizerken derince bir nefes çekti ciğerlerine.Devam etmeden önce gözlerini benimkilere kenetlemekten çekinmemiş,ifadesizce bakmıştı.
" Gerçeklik algılarınızı yavaş yavaş yitirirsiniz dilinize tadı ulaştığı an. Genelde çekingen insanların bir nebze olsun cesaret kazanabilmek için kullandığını işitmiştim ancak görüyorum ki sizin böyle bir şeye ihtiyacınız yok.Bundan ötürü merakım Bay Na."
Karşımda sağlam bilgi sahibi bir doktor görmek şaşırtmıştı.Genelde doktorlarımdan duyduğum 'uyuşturucu kötü,kullanma'olurken bu doktor epey doldurmuştu kendini.Üstelik bütün kullanma sebeplerimi de beni yormadan söylemişti yüzüme ayna misali.
"Kullandın sanırım?"
"Üniversitede tez konumdu,uyuşturucular ve hissettirdikleri.Tatmadığım şeyler hakkında da yorum yapmaktan pek hoşlanmam."
Tek kaşımı kaldırıp belli belirsiz tebessümü takındım simama.
"Benim tadıma bakmadan yorum yaptınız ama doktor?"
Kolları göğsünde bağlanırken o da başını benim gibi cama yasladı.Sessizce bir süre inceledi yüzümü.Her zerremde gezindi minik hareleri.Yorgun görünüyordu.Göz altları kızarmış,hafiften çökmüştü.Zor olmalıydı işi,bütün gün ben ve benim gibilerle uğraşmak sıkmış olmalıydı.
"Hep böyle arsız mısınızdır?"
Kısık çıktı sesi.Oldukça yavaş açılıp kapanan gözleri her an kapanacak,derin bir uykuya teslim olacak gibi duruyordu.
"Yani,belki ömrünüm büyük bir kısmı..."
Çekinmeden verdiğim cevap ile Başını öne eğip gülen doktorun gülüşüne kaydı gözlerim.Beni çekti aniden bakışlarımı.Şuan karşımda öyle savunmasız duruyordu ki onu öpmemek için kendimi çok zor tutuyordum.