"Profesörün erkenden gitmesi yazık oldu."
Bulaşıkları makineye dizme işlemim sürerken arkamdan dolanan kollar ve boynuma çarpan sıcak nefes ile zaferimi kutlarcasına güldüm.
Mutfaktaki meydan okumamla adeta kaçarcasına gitmişti Jaehyun. Ve bu bana inanılmaz iyi hissettirmişti, kaçan ben değildim,oydu.
"Beni böyle sararsanız bulaşıkları nasıl yıkarım doktor?"
Bedeni benimkiyle adeta bütünleşirken söylediğimle kısık kıkırtıları duyulmuş, dudakları ensemde gezinmeye başlamıştı.
"Boşver bulaşıkları. Onlar sabaha kadar bekleyebilir lakin ben bir dakika daha bekleyemem."
Elleri kollarımı okşayarak parmaklarıma ulaşmış, tuttuğum tabağı almıştı. Suyu da kapatırken usulca döndüm ondan tarafa. Gözlerimin içine büyük bir istekle bakıyordu. Tanıştığımızdan beri benim duygularım sebebiyle ulaşamadığımız o hazza nihayet ulaşacaktık. Benim de bekletme gibi niyetim yoktu.
Kalçamı tezgaha yaslarken kollarım boynuna dolandı. Parmaklarım ensesindeki tutamları masumca okşarken aramızdaki mesafeyi daha dar daralttı. Dudakları önce burnumun ucunu öptü, bu hareketi kalbimde havaifişekler patlatırken ben solumdaki ritme göre soluklarımı ayarlayamadan buluştu dudaklarımız.
Daha önce de öpüşme şerefine erişmiştim onunla lakin bu sanki bambaşkaydı. Bu hayatımda ilk defa kalbimi verdiğim bir adama bedenimi koşulsuz şartsız teslim edişim olacaktı. Birnevi ilkimdi, ruhumun ilki...
Tecrübelerim yok olmuştu karşısında. Şimdi öpüşlerine bile amatörce karşılık veriyor, tireyen ellerim bilinçsizce dolaşıyordu bedeninde.
"Yavaştan alalım. Doyalım bu gece birbirimize..."
Fısıltısı ürpertti tüylerimi. Ayrılan dudaklarından alamadım gözlerimi. Kıpkırmızı dudakları iştahımı körüklüyor, son içtiğimiz şarabın tadı dilimde geziniyordu. Aynı tadı ondan almak istiyor, arsız düşüncelerimi dizginleyemiyordum.
Alnını yasladı benimkine. Nefeslerimiz düzene girme çabasında iken okşadı saçlarımı, kemikli parmakları bedenimde yol çizerek elime indi, benimkilerin arasına kenetlendi.
Tuttuğu elimle beni yatak odasına götürdü. Unutulmaz gecemizin kıvılcımları ateşlenmişti lakin ben harlansın istiyordum.
Hafiften koyulaşmaya başlayan hareleri tenimde gezinirken kontrolü ona bırakmama kararı alarak bedenini sertçe duvara itip yapıştım dudaklarına. Masumluk mutfaktaydı, yatak odamız şehvete sahne olacaktı. Şahit olacağı sesler zevkin nasıl doruklarda yaşandığını öğretecekti.
Alt dudağı benimkilerin arasında çekiştirilirken kapalı gözleri açılmış dudakları hafifçe kıvrılmıştı. İlk şoku atlatmış olacak ki bu sefer bedeni duvarla buluşan ben olurken parçalarcasına öptü yumuşaklıklarımı. Kan tadı dilime dolarken onunkinin akışına kattım. İstediğim o şarap tadı dili tarafından benimkine bahşedilirken başımın döndüğünü hissetmiştim. Bu adam sadece öperken bile beni kendimden geçirebilirdi. Zira şimdiden benliğim sınırlarını zorlar olmuştu.
Elleri kalçamı arsızca çekiştirirken saçları parmaklarımın esiri olmuş sol eli beklemeksizin bacağıma inmişti. Arada nefes almak adına ayrılan dudaklarımız eşliğinde bacağımı doladı beline. Aradaki kumaş parçalarına rağmen böylece çok rahat hissettim onunda şişen benliğini. Etkilendiğini fark etmiş olmanın verdiği tatminlikle zıpladım kucağına. Kolları sıkıca tuttu tutarken şişen kırmızılıları boynumu keşfe çıkmıştı.
Dişleri arasında ezilen derim ona kısık inlemelerimi bahşetmemi sağlıyor, hücrelerim onun verecekleri için tapıyordu.
Her bir zerremde gezindi dudakları, yer yer emdiği tenimin bir çok kısmına da ısırıklarını bırakmış pantolonuma rağmen bulduğu deliğimi okşaması ve yalnızca hafifçe bastırmış olması bile çığlıklarımın dökülmesine sebep olmuştu. Dayanamıyordum, biraz daha devam etse henüz soyunmadan boşalmış olacaktım.