*with your arms*

654 65 40
                                    

Elindeki şırıngaya sıvıya çekerken Ayağıyla kapıyı kapattı. Bana doğru adımlarken suratı hala asıktı.

"Bir süreliğine burada doktor. Sadece görmezden gel."

"Her neyse..."

Lisa evde kalmaya başlayalı iki gün olmuştu. Babası ona tek yataklık bir karavan getirip doktorun bahçesine kurdurmuş, bize de başka seçenek bırakmamıştı. Fazla görmüyorduk zaten onu bu yüzden benlik pek sorun olmuyordu. Ancak doktor iki gündür öfke püskürüyordu.

Sıyırdığım kolumu kendine çektiği gibi iğneyi batırması ile yüksek sesle bağırdım.

"Kafayı mı yedin doktor?!"

"Kusura bakma, dalgınım biraz."

Boş bakışları kolumda gezerken çıkarttığı iğne girişine baktım.

"Kolumu delmişsin resmen!"

"Kusura bakma dedik ya!"

En az benim kadar yüksek çıkmıştı sesi. Bana bağırması alışık olduğum bir durum değildi. Kafamı yatak başlığına dayayıp öylece izledim onu. Minik kırıklarımla...

Suratını ellerinin arasına alıp ovaladı. Sakinleşmeye çalıştığı belliydi.

" Özür dilerim Jaemin. Sana bağırmamam gerekirdi."

"Bir önemi yok. Bu ne zaman etkisini gösterecek?"

Konuyu bilerek kapatıp boş şırıngayı işaret ettim. Lisa'nın babasının geldiği gün çok ağır bir kriz geçirmiştim. O günde bağlamıştı doktor beni ancak halen öyle bir girişimi yoktu.

"Bu gün bağlamayacak mısın?"

Yanıma uzanıp yatmam için hamle yaptı. İsteğini sessizce yerine getirip göz hizasında yattım yanına. Gözümün önüne düşen tutamları bir eliyle itelerken bir yandan da belime sardığı boşta kalan elini çekiyordu. Bu hareketiyle bedenlerimiz tamamen bir araya gelmişti.

"Bu gün kollarımın arasına bağlayacağım seni."

Verdiği cevap kalbimi okşarken gözünün altındaki noktasına küçük bir öpücük bıraktım.

"Ya kriz esnasında sana zarar verirsem?"

"Sorun değil, sana bir şey olmadığı sürece benim canım yanmaz."

"Ama böyle şeyler söyleme diye uyardım seni doktor. Şimdi seni öpmemi ne engelleyebilir?"

"İlaç, ilaç etkileyebilir. Gözlerin dönmeye başladı bile."

Sessizce zamanın geçmesini bekledik. Geçen her bir dakika bedenime yeni bir ağrı katıyor, zihin kontrolümü kaybediyordum.

Tam midemin aşağısından giren sancı ile derince inledim. Başım dönmeye, dudaklarım ıslanmaya başlamıştı. Kararan bakışlarımın son gördüğü ise doktorun acılı bakışlarıydı...

Uyuşturucunun etkisini göstermeye başlamasıyla Jaemin'in gözleri kan çanağına bürünmüş, nefes alış verileri düzensizleşmeye başlamıştı. İlerleyen zaman sürecinde önce çığlıklar atmış, saçlarını yolmaya çalışmıştı. Ancak bedenini adeta bir kelepçe gibi saran doktorunun kolları ona engel olmuş, hareketsizce öylece yatmıştı.

Her doz alışında kusursuz teni yeni yaralara sahne olur, derin izler bırakırdı. İlk defa o yaralar kendi teninde değil, sevdiğinin bedeninde oluşmuştu.

Önce tırnaklarını kendi avuçlarına bastırdı. Kendini saran kollarda kurtulamadığı için kalkmıyor, bunaldıkça avuç içlerini yoluyordu. Kana bulanmış avuçlarının sızısını bile fark edemeyecek kadar bilincini kaybetmişti çoktan. Göz altları morarıyor, göz bebekleri kararıyordu.

Kendine verdiği acı yetmedi genç adama. Kendini saran kollara yükseldi öfkesi. Tırnaklarını bu sefer o güvenli kollara geçirdi. Acıyla inleyen doktor, o an umrunda olan son şeydi. Öfkesini bastırabilmek adına daha çok bastırıyordu.

Gözünde yeniden 'o' adam canlandı. Küçük köpükler çıkan dudaklarının arasından mırıldannaya başladı bu sefer.

"Senden nefret ediyorum..."

Geçirdiği kriz sebebiyle söylediklerini kale almadı doktor. Çünkü emindi ki Jaemin bunları ona söylemiyordu.

"Seni öldürmek istiyorum... Nefret... Nefret ediyorum..."

Jeno'nun gözlerinin içine baka baka tekrar etti kelimelerini. Gördüğü gözler kalbini çarptıran doktora ait değildi onun nezlinde. Abisi bildiği hayatını mahveden aramı görüyordu.

Daha da sinirlendi, öfkesi daha da arttı. Bu sefer çığlıkları hıçkırıklara dönmüştü. Delicesine ağlıyordu. O günü yeniden yaşıyordu sanki. Yeniden savunmasızca tecavüze uğruyordu.

Jaemin henüz on dokuz yaşındaydı. Gençliğinin en güzel yaşları... Fakat beş yıl önce yaşadığı o olaydan ötürü sevemedi kimseyi, elini tutamadı, çılgınlıklar yapıp eğlenemedi. Kimseye güvenmedi Jaemin. Herkesten korktu. Ona bunu abisi yapmışken yabancı biri canını yakmaktan çekinmezdi ki...

Çok korktu küçük çocuk. İnsanlardan korktu. Bir süre konuşmayı bile unuttu. Ona bakan herkesten kaçtı. O hiç çocuk olmadı.

Üç yıl önce başladı uyuşturucuya. Velayet davasının olduğu gün... O olaydan sonra hiç abisini görmemişti ama görebilecek olma ihtimali bile yetmişti ona. Ne yapacağını bilmeden karanlık yollarda buldu kendini. Ona dostça uzatılan bir elden aldı ilk dozunu ve sonra hayatı tamamen değişti. Kaçtığı her şey hayatının bir parçası oldu. Kimse yardım etmedi ona ancak artık bazı şeyler değişiyor. Doktoru bulmuştu çünkü. Doktor onun kurtarıcısı olacaktı. Ya da sadece o öyle zannediyordu...

******

(düzenlendi)

𝙙𝙧𝙪𝙜☾ 𝙣𝙤𝙢𝙞𝙣Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin