Önümden alınan bardakla tepemde biriken siniri daha fazla hissederek elimi sertçe masaya vurdum.
"Ver şunu Jungkook!"
"Sakin ol Jeno,alkol eşiğin çok düşük ve sen yeterince abarttın zaten.Başımıza bela olacaksın."
"Bende gider başka masada içerim o zaman!Kimseye de bela olmam."
Arkadaşlarımın bulunduğu masadan ayrılarak biraz ilerideki boş masada durdum. Aralarda dolaşan garsona bana ağır bir şeyler getirmesini rica ederek dans eden insanları izlemeye koyuldum.Buraya bir nebze olsun kafa dağıtmaya gelmiş iken içmek ve hafiften uçmak hakkımdı. Kalbime batan kırıklıklar canımı acıtıyordu,bunu bastırmak zorundaydım.Herkes üzgün olduğunda içip kafa dağıtıyordu,ben neden yapamayacaktım ki?
Mesleğimin verdiği bilinçle fazla alkol tüketen biri olmadığım gibi haliyle eşiğim de epey düşüktü.Rahatlamak için fazla tercih etmezdim bu şekli fakat kafam bir türlü dağılmıyordu.Üniversiteden beri her anını kolladığım ,kalbimi çılgınca çarptıran kızın yalnızca cinsel arzuları üzerine birileriyle vakit geçirdiğini öğreneli çok olmamıştı.O benim değildi, zaten beni asıl üzende başkasıyla olmasından dolayı da değildi.Ben, onu içimde çok büyütmüştüm.Bende çok masumdu o.Bakışlarımın bile incitebileceği kibar bir kızdı.Ancak yanılmıştım işte.Herkes gibiydi Yeji de...
Önüme gelen shot bardağını kafama dikerken omzuma atılan kolun sahibine döndüm.
"Doktor bey,hadi eve gidelim artık."
"Taehyung lütfen biraz izin verin.Sevgilinin yanına dön ve gecenin geri kalanını hayal et olur mu?Ama beni bu gün rahat bırak..."
"Pekala dostum,o zaman gecenin geri kalanını senin için de güzel kılalım.Ne dersin?"
İma ettiği şeyi anlayarak gülümsememi engellememiştim.Aklı hep uçkurundaydı.Bütün erkekleri de kendi gibi zannettiğinden olsa gerek onunla içmeye çıkanları da evlerine tek yollamazdı.
"Bak şuradaki kızı görüyor musun Jeno?Güzel kalçaları ve incecik bacakları var.Mükemmel bir deneyim sunabilir."
"Çok görmüş geçirmiş gibi duruyor.Olmaz."
"Tamam,peki ya şu sarışın?Efsane bir fiziği var.Tanrı aşkına bu gece Kookie'yi aldatsam mı?"
Aptalca konuşmalarına kahkahalarımız eklenirken yaklaşık on tane kız göstermiş fakat benden istediği yanıtı alamamıştı.Dudaklarını büzüştürerek kolunu omzumdan çekti.Bu 'pes ediyorum'demekti.Zaferimi kutlamak adına dudaklarıma yaklaştırdığım bardak Tae'nin heyecanlı sesiyle eski yerini aldı.
"Jeno şu direğin önünde dans eden çocuğa bak.Bu çocuk sana kimsenin vermeyeceğini verir."
Umutsuzca kafamı Taehyung'un parmağının gösterdiği yere çevirdim. Direğin önünde kumral saçları ıslanmış bir genç duruyordu.Üzerine giyindiği beyaz ince gömleği bedenini rahatça ortaya seriyor,enfes bir görüntü oluşturuyordu.Kalabalığın arasında adeta bir yıldız gibi ışıldıyordu ve aklım sanki yerinde değildi.
Gözlüklerimin olmamasından kaynaklı olduğunu düşündüm gördüklerimin etkileyiciliğini.Gözlerimi birkaç kez kırpıştırdım lakin lenslerim zaten gözümdeydi.Bu kusursuzluk her şeyiyle gerçekti.
The Weekend'den güzel bir parça duyuldu kalabalık barda.Renkli ışıkların aydınlattığı simasında hoş bir tebessüm oluştu.Bu şarkıyı seviyor olmalıydı.Zira bedeni de hemen yeni ritme ayak uydurmuş,farklı tonlarda esmeye başlamıştı.
Yanımdaki arkadaşımı yok sayarak adımlamaya başladım insan yığınının arasına.Yoğun bir çekim beni yönlendiriyordu.Her şartta mantığını dinleyen ben,şuan yalnızca solumdaki çarpıntıya ayak uyduruyordum.
Elindeki şişeyi kırmızının en güzel tonuyla bezenmiş dudaklarına değdirdi.Bir yandan da özenle yaratılmış vücudunu müziğe uygun şekilde hareketlendiriyordu.dolgun kalçası melodi eşliğinde hafifçe platformun çıkık kısmına sürtünüyor,gözleri usulca kapanıyordu.
Şişeyi ters çevirdi,kalanı da yere dökülürken fırlattığı şişeye gülerek baktı,o an kendisini aç kurtlar misali izleyen kimse umrunda değildi çünkü şimdi bütün ilgisi ufak platformdaki direkteydi.
İnce kollarından güç alarak çıktı yüksekliğe .Bacağını uzun direğe dolarken sımsıkı kapattı gözlerini yeniden.Sardığı bacaklarına güvenerek ellerini bırakıp dönmeye başladı.Zarafetin vücut bulmuş bedeni bu direk için yaratılmıştı adeta.
Tanrım,ne izliyordum ben öyle...
Şekilli bacaklarının belime yavaşça dolandığını,kollarımın ince belini heyecanla sardığını düşünmek çıldırmama sebep oluyordu.Düşündükçe arsızlaşıyor,hayallerden nefret etmeye başlıyordum.Gerçekler arzularımdı şimdi.
Bu güzellik uğruna Kaybedecek neyim vardı?
Az önce kumral meleğin yaptığı gibi kollarımdan güç alarak platforma çıktım.Elim ince elini kavrayarak dikkatinin bana yönelmesini sağlamıştı.Bacaklarını direkten ayırırken havalanan kaşları eşliğinde yanıma yaklaştı.Dolgun dudaklarını ve yumuşak çene çizgisini daha detaylı incelememe fırsat vermesi ile aptalca gülümsedim.Kollarını boynuma dolaması kalbimdeki ritmi hareketlendirmiş,damarlarımdaki pıhtılaşmaya ani bir hız kazandırmıştı.Tenime çarpan soğuk nefesi ile artık tüylerimin tümüylr diken dikendi.
"Ne istiyorsunuz bayım?"
Fısıldadığı kulağımın etrafında gezindi sıcak dili.Bu cesur çocuğa karşılık korkak davranmamalıydım.O bir adım atarsa ben on adım atacaktım.Zira ellerimin arasındaki aklımı başımdan alan incecik beli bu gece başka birinin sarmasına izin veremeye hiç niyetim yoktu.
İşaret parmağı ensemde daireler çizerken altımdaki benliğim yavaştan şişmeye başlamıştı bile.Bu kadar çabuk etkilenmem normal değildi.Kontrölü kaybetmemeliydim.İpleri elime çekme vaktim gelmiş,geçiyordu bile...
"Hemen burada seviş benimle."
Kadifemsi sesiyle süslenmiş kahkahası kulaklarımı doldururken gözlerime kenetledi kendi gözlerini.Bal köpüğü hareleri koyulaşmaya başlamış,edepsiz karakterimi saklandığı yerde silahsız yakalamıştı.
"Büyük bir zevkle."
Ellerim biraz önce hayalini kurduğu gibi ince belini sımsıkı sardı ve dudaklarım yoğun bir açlıkla onunkileri kapladı.Ne yaptığım ve kimle yaptığımın hiçbir önemi yoktu.Kollarımın arasında insan olamayacak kadar mükemmel bir varlık bulunuyordu,Bunun tadını çıkaracaktım.
Haşin bir tavırla alt dudağımı emen bu genç bayılacakmışım gibi hissetmeme sebep olurken ilk gözlerini kapatıp teslim olan olmamak adına büyük çaba sarf ediyordum.Dilim onunkine değdiğinde geri çekilmesinden kormuş olsam da hala devam eden müzikle dans ettirmişti dillerimizi.Belini artık hiç de masum olmayan şekilde okşuyordum,onun eli de hırçın hareketlerle saçlarımı çekiştiriyordu.Tutamlarım avuçları arasında ezilirken acı değil,hazzı hissediyordum diplerimde.
Dilime değen acı tat ile suratımı buruşturdum.Aniden hareketleri durmuş,kolları tüm yükünü bedenime vermişti.Dudaklarımı ayırarak suratına baktığımda şaşkınlıkla bağırdım.
"Ambulansı arayın!Hemen!"
Kollarımın arasındaki meleği anımsatan beden yığılmıştı,dudaklarının arasından köpükler çıkıyordu.Üniversitedeki araştırma konumdan dolayı çok iyi biliyordum:Kumral çocuk uyuşturucu krizine girmişti.
********
Selamlar,o kadar çok düzeltme yaptım ki...cidden bu kitap neden bu kadar sevildi anlamış değilim lakin sevginize layık olmak istiyorum.Güzelce bütün bölümleri düzenlerken yorumlarınızı da bekliyor olacağım :3
(düzenlendi)