Sessizce açtığım kapıdan içeride yatan bedene baktım. Hala gözleri kapalıydı.
"Henüz uyanmamış."
Geceden beri yatak odasında ölü gibi yatan kadına bakıp doktora cevabını verdim.
Doktor boş bakışlarla tavanı izlerken koltuğa iyice yayılmış, aklımda yaramaz düşünceler oluşmasına sebep olmuştu. Eninde sonunda pes edecekti, denemekten zarar gelmezdi değil mi?
Sessiz adımlarla doktora yaklaşıp iki yana açtığım bacaklarım ile kucağına oturdum. Haketimle hemen toparlanmaya çalışan doktor kahkaha atma sebebim olmuştu.
"Sen bakirsin doktor. "
"Hayır değilim."
Hafiften kızarmaya başlayan yanakları ve hala ellerini bedenime yerleştirmemiş olması deneyimsizliğini kanıtlarken içimde uçuşan kelebeklerle dudaklarına sade bir öpücük bıraktım.
"Öylesin."
"Değilim."
"Öylesin."
"Değilim."
"İnkar etme doktor. Bakirsin işt-"
Kelimemi yarıda bırakan doktorumun pembeliklerini benim dudaklarıma bastırması olmuştu. Bir eliyle çenemi kavramış yavaşça dudaklarımı keşfediyor, boşta kalan eli bile sardığı belimi kendine iyice çekiyordu.
Tamamen kucağına yerleşip rahat bir konuma ulaşırken artık öpüşmemiz ne yavaş, ne de sakindi. Tamamen istediğim gibi öpüyordum onu.
Kırmızının en güzel tonlarıyla süslenmiş alt dudağını büyük bir tutkuyla emmem bana güzel bir inleme sunmasına sebep olurken başımın döndüğünü hissettim. Doktorun teni benim için aynı bir uyuşturucu etkisi oluşturuyordu.
Doktorun vaz geçmesinden çekinerek de olsa en iyi bildiğim işi yaparak dilimi soktum devreye. Kapalı olan gözleri hızla açılırken beliren bakışları oldukça mutlu olduğunu gösteriyordu. Çalan bir müzik yoktu odada, ama dillerimiz harika bir melodi eşliğinde dans ediyordu.
Sabırsızca gömleğini sıyırıp boynuna sürttüm şiştiğine emin olduğum dudaklarımı. Hırlar gibi bir ses çıkartarak hafifçe sürtündü bedenime. Gözleri koyulaşmış, hareleri titremeye başlamıştı.
Saç diplerinde gezinen parmaklarım aşağıya doğru oldukça yavaş bir yol çizmiş, pantolonunun düğmesine gelmişti ki yatak odasından gelen gürültü ile kendimi aniden yerde buldum.
Telaşla ayağa kalkan doktor özür dileyerek beni koltuğa oturtmuş, gömleğini ilikliyordu. Yürümeye yeltendiğinde bileğini kavrayarak durdurdum onu.
"Nereye?"
"Ah... Tuvalete gitsem iyi olacak..."
Altında belirginleşen benliğinin acı verdiği fazlasıyla belliydi. Ayağa kalkıp cesurca parmağımı şişliğine sürdüm. Muzip sırıtışım da yerleşti simama.
"Ben varım doktor, tuvalete gitmene gerek yok."
Kızaran yanaklarını saklamak istercesine kafasını eğdi.
"Ben beş dakikaya gelirim, sen şu kadına bir bak olur mu?"
Yine kaçıyordu, fakat yapabileceğim bir şey yoktu. Göz devirmekle yetindim. İstese işini dakikalar içinde çok da rahat hallederdi. Beni istemediği düşüncesi beynimde yankılanırken suratımı asmaktan alı koyamadım kendimi.
Yatak odasına ilerleyen adımlarımı durduran doktor, boynuma ve dudaklarıma naif bir buse kondurup kulağıma usulca fısıldadı.
"Dedim ya güzelim, kalbine sahip olmadan bedenine sahip olmak istemiyorum."
Muazzam bir tebessüm sundu ardından. Uzayan saçımı kulağımın arkasına itti masumca.
"Bana önce kalbini ver Jaemin, senin için özel olmama izin ver."
Belime dolanan kolları vesilesi ile aniden kendine çekti bedenimi. Burnuma sürtüğü burnu ile iyice sarhoş olmuştum.
"Beni gerçekten seveceğin günü heyecanla bekliyorum. O günden sonra..."
Bakışları bütün vücudumu hiç bir zerreyi atlamadan süzerken anlatmak istediğini kaparak iyice yaklaştım sanki mümkünmüş gibi...
"O günden sonra doktor?.."
"Onu da o zaman öğreniriz."
Beni bıraktığı gibi koşar adımlarla banyoya girişini izledim. Bu adam gerçekten şaka gibiydi.
Dakikalar önce yaşadığımız şeyler hafızamda gezinirken inanılmaz hissiyatlarla kendimi koltuğa bıraktım. Emin olduğum iki şey vardı.
İlki bahsettiği 'o gün' ün çok yakın olmasıydı...
İkincisi ise bahsettiği 'o gün' ün çok yakın olmasıydı...*******************
Bölüme on üzerinden kaç verirsiniz? Köyde yazdım çok istediğim gibi olmadı, umuyorum ki beğenmişsinizdir 💙yorumlarınızı bekliyorum ❄️♥️(düzenlendi)