Evin içindeki bir diğer banyoda hızlı bir duş alıp doktorun isteği üzerine yatak odasının kapısına gittim. Usulca kapıyı tıklattım. Ses yoktu. Kulpu yavaşça indirdiğim anda karşıma çıkan kadın ile geriye adımladım. Tanrım... Kalbim duracaktı...
"Ödümü patlattın!"
Korkmuş görüntüme aldırış etmeyen yabancı kadın sarı saçlarını omzunda arkaya iteledi. Kollarını önünde çaprazlayan kadının tek kaşı havalanmıştı.
"Sen kimsin?"
Sorusuyla Histerik kahkahama engel olamazken işaret parmağımı göğsüne doğru tutup itici tavrıma büründüm.
"Asıl sen kimsin?"
"Uyandınız demek."
Arkamda beliren doktora baktım. Çabucak işini halletmiş, ıslak saçları ve bütünüyle kızaran boynu ile aklımda yaramazlıkların oluşmasına sebep oluyordu.Üstelik diline çok yakışan resmi ifadelerini de takınmış,tanıştığımız güne hızlı bir yolculuğa çıkarıyordu .
"Se-sen!"
Biraz önce bana sinir bozucu bakışlarla bakan kadının gözleri doktoru görmesiyle adeta ışıldamıştı. Hızla yürüyerek kollarını doktorun çıplak tenine doladı.
"Sana öyle minnettarım ki..."
Devirdiğim gözlerimi doktorla buluşturdum. 'Ben suçsuzum' der gibi bakıyordu.
Kızı itmeye yeltendiğinde yabancı kadın ona daha çok sokulmuştu. Bu da neydi böyle?..
Sırtımı kapının pervazına dayayıp bu anlamsız görüntüye bakındım. E pek tabii gözlerim kadının ince ve şekilli bacaklarına da kaymıştı. Üstünde doktorun siyah bir tişörtü vardı ve neredeyse iç çamaşırı gözükecekti. Kendime telkinlerde bulunup odaya girdim. Elime bir tişört ve eşofman kaptığım gibi hala sarılmakta olan ikiliyi ayırdım.
"Bak canım buna eşofman deniyor. Altına giyiniyorsun ki götün görünmesin."
İmalı konuşmam doktoru güldürürken hala adını bilmediğim kadın elimden eşofmanı çekiştirip odaya yöneldi. Elimde kalan tişörtle doktorun göğsüne vurdum.
"Bunun ne olduğunu açıklamama gerek yoktur diye umuyorum."
"Çok gençsin Jaemin."
"Konumuzla ne alakası va-"
Dudakları susmam için kısa bir baskı yaptıktan sonra hızla tişörtü üstüne geçirip bileğimden yakaladığı gibi koltuğa sürükledi.
"Saçımı kurutur musun?"
Uzattığı havluyu aldım. Bu adam ne dese yapmaya programlanmıştım adeta. Yavaş yavaş ve nazik hareketlerle saçını kuruturken kafasını bacağıma yasladı.
"Ne kadar beklemem gerekecek?"
"Hm? Neyi?"
"Beni sevmeni?"
Sarı saçlarının arasına kondurduğum buseler gülmesini sağlarken elimi tuttu.
"İstediğin şeyler yapman için sevgimi beklemen gerekmiyor. Sevmek zaman alır doktor. Emek ister."
"Sorun değil. Ben sevileceğimi zamanı bekleyeceğim. Dediğin gibi sabırla, eğer beklersem emek harcamış ve sevgini hak etmiş olurum."
"Üstüne atlayıp seni zorla ilişkiye sokmama az kaldı doktor. Böyle cümleler kurup beni zorlama."
Güzel gülüşü eşliğinde gözlerini yumdu. Çok huzurlu gözüküyordu. Eli elimde, teni tenimde...
" Biraz konuşabilir miyiz? "