Annem ve bebek için her ne kadar endişe ve korku duysam da bir yanım mutluydu. Sanki bu bebekle birlikte babamın bir parçası bize geri dönmüş gibiydi. Annemin kendini toparlamasının ve tekrar güçlü durmasının nedeni de buydu sanırım. Babam yine yanımızda gibiydi. Hala inanamıyordum. Bir gün bir kardeşim olacağını hiç düşünmemiştim. Çocukken istemiştim tabiki ama bana bunun mümkün olmadığını, izin verilmediğini anlatmışlardı. Ben de kardeş isteğimi Simon ile doldurmuştum.
Aklıma Simon gelince yine karnımda o tanıdık ağrıyı hissettim. Bu önemli haberi aldığımda yanımda olmalıydı, her zaman öyle olmuştu ama şimdi yanımda değildi. Nerede olduğunu bile bilmiyordum. Kendi bölmesinde miydi yoksa Mia'nın yanında mı? Bir an haberi vermek için bölmesine gitmeyi düşündüm ama kalbim çok kırılmıştı. Bana o şekilde arkasını dönüp gidişi, kararlarıma güvenmeyişi, bana inanmayışı beni çok yaralamıştı. Öldüğünü düşündüğümde bile kendimi ona bu kadar uzak hissetmemiştim. Hala birbirimize bağlı gibiydik o bilinçsizce yatarken bile ama şimdi o bağ hiç olmadığı kadar gergindi kopmamıştı ama her an kopacak gibi hissediyordum. Arkadaşlığımızın, kardeşliğimizin sonuna geldiğimizi düşünmek canımı acıtıyordu.
Düşüncelere öyle dalmıştım ki Chris konuşana kadar hala odada olduğunu unutmuştum.
"Lana acil bir işim var şimdi gitmem gerek. Ian acele edip buraya gelmeden sorgulanacağınızı haber verdiği için geldim ama şuanda olmam gereken başka bir yer var."
"O acil işin bu öldürülen Elitle bir ilgisi var mı Chris?"
Chris şimdi yatağa uzanmış olan anneme doğru baktıktan sonra kısık sesle konuştu.
"Yarım kalan konuşmamızı tamamlayacağız. Bu gece. Ama önce halletmem gereken bir şey var. Gece yarısı benimle duvarda buluşur musun? Lütfen? Söz veriyorum bilmek istediğin her şeyi anlatacağım."
"Burada konuşsak olmaz mı? Annemi yalnız bırakmak istemiyorum."
"Ona kimse zarar vermeye cesaret edemez artık. Kurallar çok açık. Annen herkesten daha güvende şuanda. Fazla vaktim yok. Lütfen gel Lana."
"Orada olacağım."
Chris tam gidecekken arkasından seslendim.
"Bu gece için teşekkür ederim Chris. Bir kez daha hayatımızı kurtardın."
Chris en sıcak gülümsemesiyle bana baktı.
"Her zaman yanında olacağım Lana. Bu gece gelirsen bundan sonra bu sözümden şüphe duymayacaksın. Söz veriyorum."
Sonra kapıdan çıkıp gitti. Annemin yanına döndüğümde o çoktan uykuya dalmıştı. Uzun zamandan sonra ilk defa uyurken huzurlu görünüyordu. Bir elini başının altına koymuş, diğer eliyle karnını sımsıkı tutmuştu babamın parçasını korumak istercesine. Yüzünde huzurlu bir gülümseme vardı uyurken, öyle güzel tekrar öyle genç görünüyordu ki istemsizce ben de gülümsediğini farkettim. Elimi annemin elinin üzerine koydum.
"O bebeği kimse senden alamayacak anne. Nasıl yapacağım bilmiyorum ama söz veriyorum. Onu beraber büyüteceğiz."
Annem beni duymamıştı ama ne pahasına olursa olsun bu sözümü tutmaya kararlıydım.
Chris ile gece yarısı buluşacaktık ve o zamana kadar biraz vaktim vardı. Aklımdan yine Simon'a gidip olanları anlatmak geçti ama korkuyordum. Gittiğimde yüzüme bakmamasından, benimle konuşmamasından. Yine de dayanamıyordum. Kırgınlığım gururum bir kenara, ona olan sevgim her zaman ağır basıyordu. Hayatımın en önemli haberini onunla paylaşmazsam ne anlamı vardı bunca zaman yaşadıklarımızın?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÖNÜŞÜM SERİSİ 1 / SIRADAN (TAMAMLANDI) #Watty2020
خيال (فانتازيا)Lana Adams Sıradan'lardan biriydi. Yeni kurulan bir dünyada doğmuştu. Bu yeni dünya Elitler denilen, özel güçleri olan insanlar tarafından yönetilen , Sıradanların ise çalışmak zorunda olduğu bir yerdi. Lana kendiyle ilgili büyük bir sırrı ke...