Bayram Sevinci

340 30 0
                                    


Benim eğitimim çoktan bitmişti. Mezuniyet törenimde kendi ailem olmasa da Emel teyze ile Erhan amca beni hiç yalnız bırakmamışlardı. Eve gittiğimizde beni küçük bir sürpriz bekliyordu. Kerem bana hediye almıştı ve bu defa kitap değildi. Paketi açtığımda şaşırıp kalmıştım. Bu çok güzel bir elbiseydi. Üstelik öyle küçük kızlara alınan güllü dallı elbiselerden değildi. Acaba benim büyüyüp genç kız olduğumu fark etmiş miydi?

Bayram tatili için Kerem ailemize teşrif etmişti. Stajyerlik görevi bittikten sonra yeni atandığı küçük ilçesinden zar zor bayram sabahı eve ulaşmıştı. Gözlerim zaten bahçe kapısındaydı ve onun geldiğini görüce koşarak kapısını açmıştım. Bir an beni karşısında görünce afallamıştı. Baştan ayağı beni süzdü ve sanki başka gözle baktı bana. Yine kalbimin yansıması olduğunu düşünerek gülümsemiştim. Hoş geldin demiştim. O ise onun bana aldığı elbiseyi giydiğimi fark etmiş gülümsemişti. Belli ki bu hoşuna gitmişti. Ama bir şey söylemeden içeri girmişti.

Bayram sevinci evin içini doldurmuşken bu sevinci bozan haber gecikmemişti. Aslında güzel hatta çok güzel bir haberdi ama Emel teyze ve Erhan amca için bu haber hiç güzel bir haber değildi. Tayinim çıkmıştı. İlk görev yerim ise Güneydoğuda küçük bir ilçeydi. Ben bu haberi gülümseyerek vermiştim onlara. Ama onlar benim kadar sevinmemişlerdi. Ama ben oraya gitmek istiyordum. Oysa ne Erhan amca ne de Emel teyze buna müsaade etmeyeceklerini söylemişlerdi. Gerekirse araya tanıdık sokacaklardı ve beni ailemi kaybettiğim o şehre geri göndermeyeceklerdi. Çünkü biliyorlardı; ailem trafik kazasında vefat etmemişti. Onlar yani biz o gün terör saldırısına kurban gitmiştik. Tek suçumuz ise babamın öğretmen oluşu ve bizim de onun ailesi oluşumuzdu. Hala bile üzerimize yağan kurşunlar zaman zaman gördüğüm güzel rüyaların kâbusa dönüşmesine sebep olur. Bu yüzden benim için endişeliydiler. Bu duruma çözüm bulacağına söz vermişti Erhan amca. Gerekirse benimle onlarda geleceklerdi çünkü Erhan amca çoktan emekliye ayırmıştı kendi. Ama onların benimle birlikte oralarda sürünmesini istemiyordum. Onların gezip tozup hayatı yaşayacakları zamanlardı o zamanlar. İkna etmek için çok uğraştım. Hatta Kerem'e bana destek çıkması için yalvarmıştım. Kerem benim tarafımda olmuştu ama bu dünyada tek karşı gelemediği kişi babasıydı ve onun sözüne daha fazla direnmedi. Gerekirse o da gücünü kullanacaktı. Bu sözü verdiği için ileride pişman olmuş muydu acaba? Yine ona soramadığım ve cevabını bilmediğim bir soru daha...

Erhan amca araştırmıştı ve aklına gelen çözümü hepimizi bir araya toplayarak bayramın ikinci günü açıklamıştı. Kerem'in sözünü tutması gerekecekti çünkü onun gücünü kullanacaktık. Onunla evlenecektim ve eş durumundan tayinim onun bulunduğu şehre çekilecekti. Bunun en kestirme yolu buydu. Kerem ilk duyduğunda öfkeyle itiraz etmişti. Ben ise o eve ilk geldiğim günkü gibi koltuğa sinmiş ve hakkımda verilen kararın sonucunu izlemeye koyulmuştum. İçin için kalbime bir mutluluk esintisi vurmuştu. Sebebi her ne olursa olsun sevdiğim adamla ilk aşkımla evlenecektim. Kerem babasıyla bu konuyu tartışırken gözlerim Emel teyzeye kaymıştı ve bakışları beni şaşırtmıştı. Çünkü gülümsüyordu ve bu habere sevinmişti. Kerem ile evlenecek olmam onu mutlu etmişti. Oysa ben benim gibi bir kızı gelin olarak isteyeceğini hayal bile etmekten korkmuştum. Kerem o gün sinirlenip çekip gitmişti evden. Beni istemiyordu bunu anlamamak için aptal olmak gerekiyordu. Sorunda oydu zaten ben âşık koca bir aptaldım...

İLK AŞKIN GÖZYAŞLARI (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin