Aslıyı ben de ziyaret ettim hastanede. O sırada Kerem yoktu. Beni görünce şaşırmıştı. Yeni emzirdiği bebeğini yan tarafındaki yatağına yatırıyordu. Bir süre birbirimize öylece baktık. Neden orada olduğumu bilmek istiyor gibiydi. O bebek benim bebeğim olmalıydı. O hastanede benim yatmam gerekiyordu. Ama sevdiğim adamın bebeğini bir başka kadın doğurmuştu. Bu yüzden gözlerimi bebekten alamıyordum.
"Yanlış yaptın Aslı!" dedim.
Şaşırmıştı, benden öyle bir şey beklemiyordu. "Ne demek istiyorsun?" demişti.
Gülümsedim ama bu öyle mutluluktan yapılmış bir kas hareketi değildi. "Senin yanlış bir kadın olduğunu söylüyorum" dedim.
"Gülnihal lafı uzatma!" demişti.
Ben ise bir süre daha bebeği inceledikten sonra yönümü kararlı olarak ona çevirdim. "Sen benim ilk aşkımın katilisin Aslı. Sen benim sevdiğimi aldın elimden. Yanlıştı bu hem de çok yanlıştı. Haline bir baksana başka bir adamla evlisin ama kucağında bambaşka bir adamın çocuğu var. Üstelik o adam benim kocam ve bu seni hiç rahatsız etmedi. Evime gelerek kocama sığınarak yanlış yaptın Aslı." Demiştim.
Bir anlık şaşkınlıktan sonra gardını almış ve kendisini savunmaya geçmişti. "Ne yapabilirdim söylesene. Çocuğumun babası Kerem. Böyle bir durumda ne yapabilirdim?" demişti.
"Kendini haklı göstermen normal. Belki bende senin yerinde olsam aynı şeyi yapardım. Ya da dur. Yo hayır ben senin gibi yapmazdım. Ben kocamı aldatmazdım. Çünkü seven kadın aldatmaz. Seven kadın başka bir adama dokunmaz dokunamaz. Belli ki o adamı hiç sevmemişin ama sen Kerem'i de sevmedin. Onu benim kadar sevmiş olsan onun hayatına girme cesareti bulamazdın. Ama sen bencilce onun hayatına bizim hayatımıza girdin ve benim bu dünya da mutlu olmak için sahip olduğum tek nedenimi elimden aldın. Seninle konuşmaya geldim ilk ve son defa konuşmaya. Aylardır aptal bir kadın olduğumu düşünüp benimle alay etmiş olabilirsin. Kocasını elinden kolayca alabildiğin aptal kadındım senin gözünde değil mi? Ama mühim değil ben aptal bir âşık olduğumu zaten biliyorum. Seninle savaşmadım Aslı. Nedeni ise şu anda yanında uyuyan masum bebek. O olmasaydı seninle savaşırdım ve kocamı sana bırakmazdım. Ben aptal bir aşığım doğru ama aptal bir kadın değilim. Seni vicdanınla baş başa bırakıyorum. Benim yaşadığım acıları yaşamadan ölmeyeceksin Aslı. Çünkü hiçbir insan yaşattığını yaşamadan ölmez. Bunu bil istedim." Diyerek odadan çıkmaya hazırlandım.
"Onu bana bıraktığını zannediyorsun değil mi? Ne acı!" demişti.
Usulca yönümü tekrar ona dönmüştüm ve kapıyı kapatmıştım. Soru soran bakışlarıma karşılık konuşmaya devam etti.
"Onu bana sen bırakmadın ben zaten hep ona sahiptim. Kerem benimdi Gülnihal. O senin hiç olmadı" demişti.
Bakışlarım donuklaşmıştı. Belki de haklıydı. Ama neden beni kışkırtmaya çalıştığını anlamamıştım. Keremden vazgeçmiştim ve bunu ona söylemiştim. Ama yine de huzursuzdu belki de emin olamıyordu. Kereme bu kadar kolay sahip olabileceği aklının ucundan geçmemişti belki. Ona cevap vermeli miydim? Hayır! cevap vermedim. Onun beni kışkırtmasına izin vermedim. Daha birçok kelime söylemişti bana ama ben sadece dinlemiştim. Ona cevap vermediğim her dakika ona işkence gibiydi. Belki de ona göre bağırıp çağırmalı hastane odasını darmaduman etmeliydim. Belki de onu saçından sürüyüp hırpalamalıydım ama ben yapmadım ve bu durum onu çılgına çevirdi. Usulca tekrar yönümü kapıya çevirdim ve kendinden emin bir şekilde o odayı terk ettim.
Önümde duruyordu. O kadar kolay olmuştu ki ayrılmamız. Her konuda anlaşmış olduğumuz için on dakika falan sürmüştü Hakim'in bizi boşaması. O da zaten kâtip kıza boşanma yazımızı yazdırma süresiydi. Hâkim gerçeği daha önceden biliyordu ama kâtip kız fena halde bocalamış yazdığı kelimelere anlam vermeye çalışıyordu. Çünkü Kaymakamın kardeşi olduğunu düşündüğü kadın onun karısıydı ve o anda onların boşanma kararını yazıyordu. Eğer iş etiğine saygısı varsa bu bilgi dışarı asla sızmayacaktı. Ama iyi bir dedikoducuysa bu haber mutlaka duyulacaktı. Ama ben ona müsaade etmeyecektim çünkü o şehri içinde Kerem olduğu için sevdiğim o şehri terk edecektim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İLK AŞKIN GÖZYAŞLARI (TAMAMLANDI)
RomanceUsulca bana yaklaştı ve başımı avuçlarının içine aldı. Avucunun içi sıcacıktı. Belki de havaların sıcaklığındandı bilemiyorum. Gözlerimden damlayan yaşları başparmaklarıyla usul usul kuruladı. Ben ise onun gözlerine gözlerimi kilitlemiş onun karşısı...