Katlanılmaz bir ceza

354 31 1
                                    


İki gün boyunca aynı evin içinde birbirimizden kaçarak yaşadık. Mümkün olduğunca aynı ortamı paylaşmıyorduk ama aramızdaki bu gizli sözleşmeyi kızım her defasında yok sayıyordu. Kerem amcası adını öğrendikten sonra Kaymakam amca demeyi bırakmıştı. Kerem amcası ile vakit geçirmekten hoşlanıyordu. Ona yakın davranıyordu Kerem. Kızı olduğunu bilmeden benim çocuğum olsa da yakın davranıyordu. Onunla bahçede oyun oynuyordu. Onunla sohbet ediyordu. Niye onu seviyordu? Niye ona bu kadar yakınlık gösteriyordu? Oysaki kızımdan uzak durması gerekirdi. Kızımın ihanet çocuğu olduğunu düşünüyordu ama yine de onu seviyordu ve bu benim canımı çok acıtıyordu. Her ne yaparsam yapayım kan bağının gücünün önüne geçemiyordum.

Bir gece Gülru koltuğun üzerinde uyuya kalmıştı. Ben o sırada mutfağı toparlıyordum. Salona girdiğimde Kerem'in kucağında kızımı görünce kalbim yerinden çıkacakmış gibiydi. Telaşla onun kucağındaki kızıma uzanmıştım. Beni Emel anne durdurdu. "Bırak kızım götürsün odasına sen taşıyamazsın" demişti. Bir an göz göze geldik ama bu defa gözlerindeki anlamı okuyamamıştım. Artık onu tanımlayamıyordum. Çünkü benim tanıdığım adam değildi karşımdaki. Onu öldürmüştüm tanıdığım sevdiğim adamı ben yok etmiştim. O an en azından o kadarını kavrayabilmiştim. O önümde kucağında kızımızla merdivenleri tırmanırken ben de arkasından gidiyordum. Odamın kapısını açtım ve baba kızın odaya girişini izledim. Kızımın yatak örtüsünü açtıktan sonra onun onu yatağa yerleştirmesini izledim. Ne güzel bir manzara idi. Aslında bütün anne babaların her gün yaptığı rutin bir işti ama benim için bir ilkti ve çok güzeldi. Ben onları hayran hayran süzerken o küçük kızımızın üzerini örttü ve odadan yine hiç bir şey söylemeden çıktı.

Uyku tutmamıştı beni. Zaten o eve geldikten sonra huzurlu uykuyu bir daha uyuyamamıştım. Onunla aynı çatı altında bulunmak beni mutlu etmekten çok tedirgin ediyordu. Oysa onunla bir konuşabilsem içimdeki acıyı bir söyleyebilsem rahatlayacaktım. Pes etmiştim artık direnme gücüm onu gördüğüm her an biraz daha azalıyordu. Sahile gitmek için yatağımdan kalktım. Uzun zamandır sahile gidip kendimi dinlememiştim. O anda ona çok ihtiyacım vardı. Kızımın üstünü sıkıca örterek odadan çıktım. Merdivenleri inerken onu gördüm. Salondaki koltukta boylu boyunca uzanmış yatıyordu. Onu görmemezlikten gelerek tam kapıya yönelmiştim ki gözlerim görmeyi reddetse de kalbim ona doğru gitmem için beni durdurmuştu. Yönümü kapıdan çevirip salona ona doğru sessizce yürüdüm. Ona doğru her adım atışımda kalbim ilk günkü gibi delice çarpıyordu. Ne çok özlemiştim onu bunu daha iyi anlıyordum. Yanına gittim sessizce nefes alış verişini dinledim. Uyuduğuna emin olduktan sonra tereddüt ederek elimi yüzüne doğru uzattım. Yaptığım yanlıştı biliyordum ama ona dokunmayı çok özlemiştim. Sesini duyuyor kokusunu alıyordum ama hiç dokunmamıştım ona. Seviyordum onu hala ilk günkü gibi delice seviyordum. Keşke hiç bırakmasaydım onu keşke o kadının yanından çekip alsam uzaklara çok uzaklara alıp götürseydim onu. O zaman hala benim olurdu benim sevdiğim adam olurdu. Niye yapmamıştım ki bunu? Uyanmasından çekinerek yanağını okşadım bir süre. Öyle sıcaktı ki teni o anın rüya olmadığını bana hatırlatır gibiydi. Usulca ona doğru eğildim. Kalbim ona her yaklaşımda daha da hızlı çarpıyordu. Gözlerimi kapatarak özlediğim kokusunu içime çektim. Usulca gözlerimi açtım ve yanağına küçücük çok küçük bir buse kondurdum. Bu beni tatmin etmemişti. Oysa daha fazlasını istiyordum. Bir suçlu gibi ona dokunurken korkuyordum. İşte o an aslında kendime katlanılmaz bir ceza kestiğimi anladım. Tek suçum ise sevdiğim adamı bile isteye terk etmekti. Onu neden terk ettiğimi bile unutmuştum o an. Ama mutlaka suçlusu bendim yoksa niye kalbim beni suçlarcasına onun için aşkla çarpıyordu ki? Daha fazla kalamadım yanında ve yine aynı sessizlikle yanından ayrıldım. Bahçeye çıktığımda midem yine alt üst olmuştu ve ben yine bulunduğum yere kusmaya başlamıştım. Boğazım asit içinde sızlarken gözlerimde gözyaşlarımda var olan tuz sayesinde yanıyordu ve bu aşk beni yavaş yavaş yok ediyordu...

İLK AŞKIN GÖZYAŞLARI (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin