Bencil Bir Aşık

366 32 1
                                    


Bir an ne dediğimi tam kavrayamasa da gözleri aniden ışımıştı. Sanki bu itirafı bekler gibiydi. Elinde tuttuğu kapıyı hızlı bir şekilde kapattı ve benim asla tahmin edemeyeceğim şeyi yaptı. Zaten duvara yaslı olduğum halde kollarımı tutmuş ve beni duvara iyice yaslayarak dudaklarıma yapışmıştı. Ben ise onun dudaklarının bu kadar yumuşak ve bu kadar güzel olduğunu hayalimde bile kurmamıştım. O dudaklarımı adeta sömürüyor ve bende aynı şekilde ona karşılık vermeye devam ediyordum. Mutluydum, belki de uzun zamandır ilk defa mutluydum. O an hiçbir şey düşünmek istemiyordum. Ne Aslı'nın uzaklarda bir yerlerde doğuruyor olduğunu ne de salonumda masanın üzerinde duran boşanma evraklarını düşünüyordum. Sadece sevdiğim adamı öpmenin tadını çıkarıyordum. O çoktan üzerindeki ceketini çıkarmıştı bile. Daha önce bir defa girmiş olduğu yatak odasına dudaklarını dudaklarımdan bir an bile ayırmadan beni sürüklüyordu. Ben de ona seve seve yardımcı oluyordum. Bir yandan onun gömleğinin düğmelerini çözerken bir yandan bu yaşadığımın bir rüya olmasından korkuyordum. Sevdiğim adamın kollarındaydım ve en çok istediğim şey gerçekleşmek üzereydi. Onun kadını olmaya adım adım ilerliyordum. Onun olacaktım her şeyimle bedenimle ve kalbimle onun kadını olacaktım. Düşlerim tuhaf bir şekilde gerçek oluyordu. Dudaklarımızı bir anlığına birbirinden ayırmış ve benim üzerimdeki fazlalıkları çıkarmıştık. O an birbirimize bakıp gülümsemiştik. Sonra ona sıkıca sarılmış ve artık nerede çıkardığını bilmediğim gömleğinden geriye kalan çıplak vücudunu öpücüklere boğuyordum.

O beni yatağa yatırmış boynuma doğru beni öpücüklere boğarken ben ise onun saçlarına ellerimi geçirmiş onunla olan anlarım tadını çıkarıyordum. Onunla sevişmenin bile ne kadar güzel bir şey olduğunu o gece anlamıştım. Nasıl aylarca böyle bir güzellikten kendimi mahrum bırakmıştım. Bu yüzden kendime kızmıştım. Ben onun kollarında mutluluktan uçarken sadece birkaç dakika sonra gerçekten onun kadını olmuştum. Artık bütün benliğim ile o adama aittim. İlk aşkıma; kalbime ve bedenime ilk dokunan adama aittim.

Onunda en az benim kadar mutlu olduğunu görebiliyordum ve onu mutlu ettiğim için kendimle gurur bile duymuştum o an. O hala bedenimi keşfetmeye devam ederken bir an içimde tuhaf bir duygu belirmişti. Ben acımasız bencil bir kadındım. Başka birine ait bir adama sahip oluyordum. Onun o gece benim koynumda değil hastanede çocuğunu doğuran kadının yanında olması gerekiyordu. Ondan bu gerçeği gizlediğim için gözlerim dolmuştu. Gözlerimden ılık ılık yaşlar akarken fark etmiştim. Bu benim ilk aşkımı kazandığım ve aynı zamanda kaybettiğim andı. Kulaklarımda beni sevdiğini söylediği kelimeler yankılanırken tuhaf bir şekilde gözlerimden yaşlar akıyordu. O da beni seviyordu itiraf etmişti sonunda ama niye mutlu değildim. Gözlerimden akan yaş aslında benim zaferim değil kaybedişimin ardından döktüğüm gözyaşlarıydı. Ben bencil bir âşıktım ve bana ait olmayan adama delicesine ve bencil bir tutkuyla bağlıydım. Gözlerimden akan yaş ise İlk aşkımın gözyaşlarıydı. Bunu o an anlamıştım.

Ağladığımı fark etmiş ve hafifçe üzerimden doğrularak bana bakmıştı. "Ne oldu canını mı yaktım?" demişti. Bakışlarında endişe vardı. Belli ki beni incitmek istemiyordu.

Başımı hayır anlamında sallamıştım. "Çok mutluyum sadece" demiştim. O da bu itirafımdan memnun dudaklarıma yapışmıştı. Belli ki beni mutlu ettiği için kendisiyle gurur duyuyordu. İçimdeki fırtınadan habersizdi ve benimle o gece hiçbir şeyden habersiz sabaha kadar sevişmişti.

O sabaha karşı uyusa da ben uyumamış ve onun kollarının arasında onu izlemiştim. Bir daha ona bu kadar yakın olur muydum acaba. Uyandığında beni terk edeceğini biliyordum. Aslında beni terk etmek zorunda kalacaktı. Biz gerçekten de ayrılacaktık. Hayat ne tuhaftı öyle. Onun planları maalesef bizimkileri tutmuyordu. Ona tam kavuştum derken ondan ayrılmak kaderin bana oynadığı garip bir oyundu. Ben o gece yeterince bencil bir kadın olmuştum. Gün doğumu ile birlikte içimdeki bencil kadın beni terk etmiş ve vicdanlı kadını geri göndermişti. Bu vicdanlı kadında sevdiği adamdan onu delice severek ayrılacaktı. Bu vicdanlı kadın sevdiği adamı başka bir kadına bırakacaktı.

Öyle de yaptım. Onu terk ettim. Ama bu sanıldığı kadar kolay olmadı. Çünkü onu kendimden uzaklaştırmak için ona ihanet etmiştim.

O gün ben kollarındayken gözlerini açmış ve bana gülümseyerek "Günaydın karıcım!" demişti. Öyle çok mutlu olmuştum ki. Bana karıcım demişti ve bu doğruydu. Artık onun karısıydım. Ben ise cevap olarak onu dudaklarından öpmüştüm. O ise bu cevaptan memnun o anın tadını çıkarmakla meşguldü. Bizi birbirimizden ayıran şey sabah sabah çalan kapımın ziliydi. Mecburen o kapıyı açmıştım üstelik açmadan ardından gelecek benim için felaket ama onun için mutluluk haberini biliyordum. Kapıdaki kocamın şoförüydü ve ona mutlu haberi vermek için gelmişti. Kerem hızlı bir şekilde giyiniyor ve Aslının doğum yaptığı hastaneye gitmeye hazırlanıyordu. Baba olduğuna sevinir sanmıştım ama o bunu öğrendiğinde mutlu olmamıştı. Hatta ben pencereden gidişini izlerken arabasına binmeden başını kaldırıp bana bakmıştı. Büyük bir ikilemin içindeydi ve emindim ki o da ne yapacağını bilmiyordu. 

İLK AŞKIN GÖZYAŞLARI (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin