Uyandığımda bir hastane odasında kabloların arasında idim. Ağzımda bir şey vardı ve o canımı acıtıyordu. Neden hastanede olduğumu düşünüyordum. En son ben gidiyordum bir yerlere gidiyordum ama niye gidiyordum o an anımsayamadım. Etrafıma bakmak için başımı yan tarafa çevirdim ve onları gördüm. Küçük kızım babasının kucağındaydı ve ikisi de birbirine sarılarak uyuyorlardı. Öyle güzel gözüktüler ki gözüme gülümsemeye çalıştım ama yüzümdeki aletler buna müsaade etmedi. Gözlerimi yumdum ve gördüğüm rüyayı anımsadım. Ailemle olan rüyamı. Artık hatırlıyordum kardeşimin dışında adı Gülru olan kızı. Beni bekleyenleri de görmüştüm. Gerçekten başucumda beklemişlerdi. Benim küçük ailem hemen yanı başımdaydı.
Yavaş yavaş iyileşiyordum. Hala kendi yemeğimi yemekten zorlandığım için Emel annenin yardımını kabul etmek zorunda kalıyordum. Küçük kızım hep yanı başımdaydı. Onu ise arada bir görüyordum. Uzaktan uzağa beni izliyor ama yanıma gelmiyordu. Mide kanaması geçirdiğime inanamıyordum. Bedenim artık beni taşıyamaz olmuştu. Niye kendime böyle bir işkence çektiriyordum bilemiyordum. O anı hatırlıyordum ama o konuda hiç konuşmadım. Onlarda hiç konuşmadılar. Sadece hasta kızlarına yardım eden kişilerdiler. İyi olup olmadığım konusunda telaşlıydılar.
İyiydim her şeye rağmen kendimi gerçekten iyi hissediyordum. Sanki yeniden doğmuş gibiydim. İçimdeki aşk acısı bile yerini mutluluğa bırakmıştı. O hayat benimdi ve başkalarını düşünerek yaşamamaya karar verdim. Aşkı ihaneti bir kenara bırakıp yaşamaya karar verdim. İlk aşkım hüsranla sonuçlanmıştı anlamıştım artık. Ben ilk aşkım için yeterince ağlamış gözyaşı dökmüştüm. İlk aşkın gözyaşları artık kurumuştu. Bunu o hastane odasında uzun uzun düşündüm. Hastaneden çıktığımda yeni bir hayata başlayacaktım. Tabi yeni hayatımda kızım olacaktı. Ondan vazgeçmem söz konusu bile değildi.
Hastaneden taburcu olma zamanım yaklaşmıştı ve ben hastaneden çıkınca o eve gitmek istemiyordum. Bu yüzden arkadaşım Ayşe'yi aramış ve beni evime götürmesi için ricada bulunmuştum. Hastanede olduğumu duyunca ne kadar telaşlansa da geleceğini söyleyerek kapatmıştı. Ben kolumdaki serumla uğraşırken o girdi odamdan içeri. Gözlerim ister istemez nefretle bakmıştı ona. O kadının benim odamda ne işi vardı? Daha ne istiyor olabilirdi benden? En sevdiğimi zaten ona vermemiş miydim?
"Seni görmek istediğimi hatırlamıyorum Aslı" demiştim.
O ise benim nefret dolu bakışlarıma aldırmadan usulca yanıma geldi. "İadeyi ziyaret Gülnihal!" demişti. "Sen de beni hastanede ziyaret etmiştin, unuttun mu?" demişti.
"Unuttum!" dedim tek nefeste. Çünkü ben gerçekten geçmişimi arkada bırakmaya karar vermiştim.
"Ama ben unutmadım Gülnihal. Ne o gün beni ziyarete gelişini ne de söylediklerini unutmadım" demişti.
"Senin için üzülecek değilim Aslı. Git kendi acındıracak başka birisini bul. Benden sana iş çıkmaz" demiştim.
O sıra acı acı gülümsemişti. "Hiç değişmemişsin. Hâlâ mağrur hâlâ gururlusun. Nasıl böyle dimdik durmayı başarıyorsun?" demişti.
Ben ise farkında olmadan gülümsemiştim. "Sen benimle dalga mı geçiyorsun? Dim dik duruyormuşum. Burası balo salonu değil hastane odası farkındaysan. Dimdik duranın burada ne işi olur? Ayrıca senin de burada olmaman lazım. Eğer amacın benim canımı yakmaksa vazgeç. Çünkü sen artık benim canımı yakamazsın. Eğer bir an önce burayı terk etmemi ve aileni sana bırakmamı söyleyeceksen de endişelenme; ben başkasının kocasını ayartacak onun ailesini elinden alacak haysiyetsiz bir kadın değilim. Ben sadece benim için önemli olan insanları ziyarete geldim. Burada bulunuşumun onunla ilgisi yok. Senin varlığından haberim yoktu. Zaten çekip gidiyordum için rahat olsun. Beni rahat bırak ve yuvana geri dön!" demiştim. Söylediklerimde samimiydim. Keremi seviyor olabilirdim ama asla başkasına ait bir adamı tavlamayacaktım. Ben Kerem ile bir hikaye yazamamıştım ve ondan sonra da yazamayacağımı kabullenmiştim. Canım yanmıştı doğru hatta hastanelik etmişti o aşk beni ama ben durmam gereken çizgiyi biliyordum.
Benim sözlerim onun canını sıkmıştı. Bu yüzünden okunuyordu ama o gitmek yerine yan tarafındaki sandalyeyi yatağımın kenarına çekmiş ve oturmuştu. "Hiçbir yere gitmiyorum mağrur kadın. Senin açından hiçbir problem olmaya bilir. Ama benim açımdan büyük bir problem var ve bu problemi çözmeden de bu odadan çıkmayacağım. Yıllarca beni suçladığını biliyorum asıl suçlunun kim olduğunu öğrenme zamanı. Öncelikle şunu bil ki Kerem'i ben senin elinden almadım sen onu benden aldın. Senin yüzünden ihanet ettim ben ona. Bütün her şeyin sorumlusu sensin" demişti.
Ne demeye çalıştığını anlamamıştım. Ama derinlerde bir yerlerde acı çektiğini anlamıştım. Ayrıca kim haklı kim suçlu onu belirlemek içinde çok geç kalmıştık. Sonuç bize hiçbir zaman mutluluk getirmeyecekti. Ama yine de onun konuşmalarını dinlemek istiyordum. Hikayenin onun tarafındaki kısmını bilmiyordum. İçin için merak etsem de dinlemek istemediğim konusunda ısrarcı davranmıştım. Ama o benim söylediğim sözleri duymuyormuş gibi konuşmasına devam etmişti ve bana onu anlatmıştı. Hayatımızdaki tek ortak kişiyi Keremi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İLK AŞKIN GÖZYAŞLARI (TAMAMLANDI)
RomanceUsulca bana yaklaştı ve başımı avuçlarının içine aldı. Avucunun içi sıcacıktı. Belki de havaların sıcaklığındandı bilemiyorum. Gözlerimden damlayan yaşları başparmaklarıyla usul usul kuruladı. Ben ise onun gözlerine gözlerimi kilitlemiş onun karşısı...