Sürpriz Misafirlerimiz

365 29 0
                                    


Sürpriz misafirlerimiz az daha bizim yalanımızı ortaya çıkaracaklardı. Çünkü Emel anne ile Erhan baba bize sürpriz yapmışlar ve bulunduğumuz ilçeye gelmişlerdi. Asıl sürprizi ise kendileri yaşamışlardı. Emel annenin o şaşkın halleri uzun süre gözümün önünden gitmemişti.

O akşam ben sakince oturmuş öğrencilerimin sınav kâğıtlarını okuyorken Kerem'in telefonuyla bütün dikkatim dağılmıştı. Acele onun evine gelmem gerektiğini söylemişti. Nedenini ise gidince zaten görmüştüm.

Emel anneyi ve Erhan babayı görünce ister istemez mutlu olmuştum ve bana kapıyı açan Kereme bakmadan Emel annenin boynuna atılmıştım. O da beni şaşkın ama özlemle kucaklamıştı. Erhan baba öfkeliydi ama yine de bana hiçbir şey söylemedi ve elini öpmeme ona sarılmama izin verdi. Çünkü hatalı olarak oğlunu görüyordu.

Nedense Emel anne bizim evliliğimizin gerçek olacağına dair onun da aklına girmiş ve Erhan babanın bizim için umutlanmasına sebep olmuştu. Ama ikisinin de planlarını suya biz çoktan düşürmüştük. Aslı'yla hiç muhatap olmamıştı Emel anne. Onu görmemezlikten gelmiş hatta belli olan karnını yok saymıştı. Bir torunu olacağını öğrenmiş ama mutlu olmamıştı. Çünkü onun torununa anne diye seçtiği bendim ve ben Kerem'in çocuğunu şu durumda taşıyamazdım.

Kerem saatlerce onlara kendini anlatmaya çalıştı. Ama tuhaf bir şekilde ailesi onu anlamamış ve karşısında durmuştu. Ben mağdur kızlarıydım ve o da beni aldatan damatlarıydı sanki. İçten içe mutlu olmuştum açıkçası bir ailem yoktu ama onlar beni öz evladı gibi korumuşlardı. O gece ikisini de alıp kendi evime götürmüştüm. Kerem'in yanında kalmaktansa dışarıda yatmayı tercih edeceklerdi. Aslında gece otobüs bulsalar şehri bile terk edecek haldeydiler. Bu durumda benim evim en sağlıklı yerdi.

Emel anne evin içine girdiğinde hüzünle süzmüştü evimi. O evde yalnız yaşıyor oluşum belli ki incitmişti onu. Onun hayallerini yıktığımızı biliyordum ama bu benim elimde değildi. Telefon konuşmalarımızda bana verdiği öğütlerin hiç birini yerine getirememiş ve onun bana deyişiyle kocamı baştan çıkarmayı becerememiştim. Yanlış zamanda verilmiş taktik maalesef kocamı bana geri döndürmemişti.

Onların o gece dinlenmesine müsaade ettim. Ertesi gün ise ikisini de karşıma aldım uzun uzun konuştum. Kerem ile benim aslında bir hikâyemizin olamayacağını bu formalite evliliğin baştan sona yanlış olduğunu anlattım. Bir an bizi evlenmeye zorladıkları için suçluluk duymuşlardı. Ben ise ikisinin de arasına girmiş ikisinin de ellerini sıkmış ve onların asla hata yapmadıklarını söylemiştim. Onlar benim ailemdi ve onları üzmek istemiyordum. Hem Kerem bilmese de ona gerçekten âşık olduğumu itiraf etmiş ve onunla beni evlendirip kısa sürede olsa mutlu olmamı sağladığı için onlara teşekkür etmiştim. Emel anne zaten bu gerçeği biliyordu. Erhan baba ise benim acınası halime daha da çok içerlemişti. Belki de çocukluk arkadaşının emanetini koruyamamaktan endişe etmişti. Onlara her şeyin düzeleceğine dair söz vermiştim. Bizim aramızdaki sevgi bağının kaynağı Kerem değildi. Onunla yollarımız bir gün zaten ayrılacaktı ama ikisini de anne- babamın yerine koyduğumu ve ikisinden de vazgeçmeyeceğimi söylemiştim. Bana sıkıca sarıldılar ve yine de oğulları için benden defalarca özür dilediler.

Onları yine de ikna etmiştim ve Kerem ile konuşmalarını sağlamıştım. Kerem ailesiyle irtibat kurduğu için açıkçası memnun olmuştu. Onları yumuşatan ben olduğumu biliyordu. Bana daha sonra teşekkür etmişti. Yine onu en iyi benim anladığımı söylemişti.

O kadar trajedinin içinde tuhaf olaylarda yaşanmıştı. Karşı komşum Yusuf, Kerem'in ailesini benim de ailem zannettiği için Erhan baba ile çoktan kaynaşmış ve onun gözüne çoktan girmişti bile. Hatta bir akşam dördümüz yemek bile yemiştik. İkisi de hukukçu olduğu için konuşacak çok ortak nokta bulmuşlardı. Emekli Hâkim yeni savcıya deneyimlerini paylaşarak tavsiyelerde bulunuyordu. Ben ise Emel anne ile ikisine hizmet ediyor ve onların sohbetlerini kendi köşemizde dinliyorduk.

Emel anne bile sevmişti Yusuf'u. Dedim ya gerçekten iyi birisiydi. Onun gibi kıymetli iyi birisi daha iyilerine layıktı. Bunu yürekten istiyordum üstelik. Ama yine de Yusuf yerine Kerem'in olması gerektiğini istediğini bakışlarından anlıyordum. Her ne kadar Kerem ile bir geleceğimiz olmayacağını söylesem de Emel anne buna ikna olmamıştı. Yusuf'un bana olan hislerini de anlaşmıştı üstelik.

O akşamın sürpriz konuğu tabii ki de Kerem olmuştu. Yine çat kapı gelmişti. Bana haber verme gereği bile duymuyordu. Kendi evi gibi istediği zamanda kapıya dayanıyordu. Babasıyla Yusuf'u satranç oynarken görmek onu şaşırtmıştı açıkçası. Babası onun gelişini görmüş ve görmemezlikten gelmişti. Yusuf ise nezaket gereği ayağa kalkmış ve Kerem'e selam vermişti. Kerem bu selamı gözleri ateş saçarak almıştı tabi.

Yusuf'u o gece resmen kıskanmıştı. Ailesinin ona yakın davranması ve Yusuf'un bu ilgiden memnun arada bir bana kaçak bakışlar atması onu deliye döndürmüştü. Ama bir şey de söyleyemiyordu. Hem babasına olan saygısından hem de yalanlar silsilesinden her şeyi yanlış bilen Yusuf'a aile sırrımızı vermemek için tekli koltukta kendi kendini yiyerek izlemişti Yusuf'un ailesiyle olan sohbetini.

Ben ise onun kıskanç bakışlarını mutlulukla izliyordum. Beni de kıskanıyordu biliyordum. Keşke bu kıskançlık aşk yüzünden olsaydı. Keşke beni seviyor olsaydı. O zaman mutluluğum ikiye katlanırdı. Ama biliyordum bu sadece koca olmanın ona verdiği tuhaf yetkiden kaynaklanan bir kıskançlıktı. O gece inadına benim evimde kaldı. Çünkü Erhan baba oğluna inat komşumu gece yarısına kadar yanında tutmuştu. Neredeyse bütün meslek hayatını anlatmıştı Yusuf'a. Zavallı Yusuf ise aile tarafından benimsendiğini hissetmiş ve amansız bir mutluluğa kapılarak Erhan babanın anılarını dinlemeye sabretmişti. Ama onu bile şüpheye düşüren Kerem'in davranışları aklını kurcalamıştı. Ona dair bazı taşlar yerine oturmuyordu. Karşısındaki adam kıskanç bir abiden fazlası gibi gözükmüştü ona. Sınırlı sayıda bildikleri ise onu mantıklı bir çözüme götürmemişti. Bu şüphelerini Kerem'e olan tuhaf bakışlarıyla dile getiriyordu resmen.

Ailecek Yusuf'u karşı daireye yolcu etmiştik. En son ben kalmıştım o an öyle sanıyordum ve Yusuf'un bana söylemek istediği sözleri ağzına tıkan ise arkamda kapıyı kapatmamı bekleyen Kerem olmuştu. O bizi bir an bile yalnız bırakmamıştı. Yusuf'a iyi geceler diyerek kapıyı kapatmıştım.

O gece birlikte yatmak zorunda kalmıştık. Aslında onu salonda seve seve yatırırdım ama Erhan babaya karşı ayıp olurdu. Bu yüzden onu bir yatak bir dolaptan oluşan mütevazi odama sokmuştum. Yatak odama ilk girdiğinde merakla incelemişti etrafı. Sanki bir şeyler arıyor gibiydi. Belki de ona dair izler bulma hevesindeydi? Ben bu duruma aldırmamaya çalışmış ve yatağa uzanmadan önce o gece bize eşlik etmesi için fazladan yastığım olmadığından her zaman yanımda taşıdığım pelüş ayıcığı aramıza koymuştum. Bu yastık kadar etkili değildi tabi. Küçücük pelüş ayı aramızda kayboluyordu. Ama onu aramıza engel olarak koymuş olmam bile Kerem'in sınırları aşmaması konusunda koyulmuş bir kural olarak duruyordu. Bu kuralı çiğnediğini ise uykumun içinde uyandığımda kendimi onun kollarında bulduğum anda anlamıştım. Beni resmen kollarının içine hapsetmişti. Ona yakın olmak hoşuma gitse de böyle bir yakınlık istemiyordum. Bilinçsizce uykusunda bana sarılmasını istemiyordum. Bu yüzden onun kollarından kurtulmak için ellerini çözmeye çalıştım. Ama başaramadım. Her ne kadar uyuyor olsa da ben ondan uzaklaşmaya çalıştıkça bana daha da sıkıca sarılmaya devam etti. Ondan kurtulamayacağımı anlayınca ise kendimi onun kollarına bırakmıştım. Biraz çekinerek de olsa ben de ona sarılmıştım. Onun sıcak teninin varlığı huzur veriyordu bana. Biliyordum bu bir aptallıktı beni sevmeyen bir adama sarılıp uyuyamazdım. Ondan uzaklaşmaya çalıştıkça ona bağlanmaya devam edemezdim. Ama ben küçük mutluluklardan kocaman yaşantı çıkaran biriydim ve o anda onun kollarında uyumak benim için gördüğüm en güzel rüyadan daha da güzeldi...


İLK AŞKIN GÖZYAŞLARI (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin