9. Bölüm:

32 7 5
                                    

9. Bölüm:
  Barış Acar.

Gülümseyerek telefonumu kapatıp heyecanla ayağa kalktım. Bir kardeşim daha vardı.
Gülümsemem anında düşmüştü. "Ya diğer kardeşim de Çiçek gibi benden intikam almak istiyorsa?" dedim kendi kendime.
Bunu öğrenmenin tek yolu Çiçek'ti. Herşeyi baştan sona anlatmak zorundaydı.

Hızla üzerimi değiştirip evden çıktım. Arabaya binip Bahadır'a, beni karakola götürmesini söyledim.

Birkaç dakika sonra karakola gelmiştik. Hızla arabadan inip karakola girdim. Bir polise Kuzey'in nerede olduğunu sorup bana tarif ettiği odaya doğru ilerledim.
Odanın kapısını çalıp içeriye girdim. Kuzey oturduğu sandalyeden kalkıp heyecanla yüzüme baktı.
"Elyesa? Hoşgeldin, ne işin var burada?"
"Herşeyi öğrenmek istiyorum Kuzey. Herşeyi! Çiçek'in sorgusunu izlemek istiyorum."

Kuzey yavaşça yerine oturup bana da oturmamı söyledi. Karşısına oturup onu dinlemeye başladım.
"Buna izin veremem Elyesa. Ben sadece bir başkomiserim. Müdürümün izni olmadan seni oraya sokamam ve müdürüm buna asla izin vermez. Özür dilerim ama o sorguya giremezsin ve izleyemezsin."
Üzüntüyle yüzüne baktığım sırada o devam etti.
"Ama, eğer istersen sorgudayken bir video çekebilirim sana."

Heyecanla ayağa kalkıp yüzüne baktım. "Bunu gerçekten yapar mısın Kuzey?"
"Yaparım, senin için."
Sevinçle ona yaklaşıp sıkıca sarıldığım sırada Fırat odaya girdi.
"Be-ben özü-r dilerim. Yanlış zamanda geldim."
Fırat bana hüzünle bakarken gözlerimin dolduğunu hissettim. Sanki sevgilimi aldatırken yakalanmış gibi hissediyordum.
Fırat hızla odadan çıkarken ben de arkasından koşuyordum.
"Fırat! Fırat! Yanlış anladın!" Fırat yavaşlamadan yürümeye devam ediyordu.
"Özür dilerim." dediğim sırada gözümden bir damla yaş akmıştı ve sesim kısık çıkmıştı. Kuzey yanıma gelirken Fırat da bana döndü. Yavaşça ona yaklaşıp konuşmaya başladım.
"Ben özü-" derken sözümü kesti.
"Bana açıklama yapmak zorunda değilsin Elyesa. Ben özür dilerim, yanlış zamanda geldim."

Ben Fırat'a hüzünle bakarken Kuzey yanımıza geldi.
"Fırat, kanka ne yanlış zamanı ya? Saçmalama! Elyesa, mutluluktan sarıldı bana. Gelin odama gidelim, herşeyi anlatayım size."
Fırat bana gülümseyerek odaya doğru ilerledi. Kuzey de arkasından giderken ben yavaşça onları takip ediyordum.

"Neden Fırat'a açıklama yapma gereği duydun Elyesa?"
Bilmiyorum, Mert. (Mert = İç ses.)
"Ona gereğinden fazla bağlandın Elyesa. O senin sadece arkadaşın."
Haklısın Mert. O benim arkadaşım. Sevgilim değil. Ama sanki, sevgilimmiş gibi hissediyorum.

İç sesimle konuşmayı kesip hızla odaya girdim. Fırat'ın yanındaki koltuğa oturup Kuzey'i dinlemeye başladım.
"Biraz sonra sorguya gireceğiz. Çiçek Acar'ın bize herşeyi anlatmasını sağlayacağız. Video çekip, sorgudan çıktıktan hemen sonra size izleteceğim. Siz beni burada bekleyin, tamam mı?"

Kuzey odadan çıkınca Fırat'a döndüm. Sessizce pencereden dışarıya bakıyordu. Belli ki konuşmak istemiyordu.

^^^

15 dakika boyunca hiç konuşmadan durmuştuk. Fırat dışarıyı, ben ise Fırat'ı izliyordum.
Birden bire ayağa kalkıp Fırat'ın yanına gittim.
"Küs müyüz Fırat?"
Fırat gülümseyerek bana döndü.
"Hayır, neden küs olalım ki?"
"Bilmem."
Fırat verdiğim cevaba gülüp kolumu tuttu.
"Seninle küsmem için bir neden yok Elyesa. Zaten bir neden olsa bile küsemem sana." dediği sırada kapı açıldı. Kuzey telaşla içeri girip yerine oturdu.
"Kanka, gelin. Videoyu çektik, izleyebilirsiniz. Efsane bir sorgu oldu!"
Hızla Kuzey'in yanına gidip bilgisayara kopyaladığı videoyu izlemeye başladım.
Videoda Çiçek bir sandalyede oturuyordu. Bir adam ve Kuzey de ayakta durmuş, Çiçek'e sorular soruyorlardı.

"Neden bize kardeşin hakkında bir bilgi vermiyorsun Çiçek?"
Çiçek gülerek Kuzey'e baktı.
"Çünkü, onun gibi bir kardeşim olduğu için kendime lanet ediyorum. Ona Elyesa'dan intikam almak istediğimi söylediğim gün bana, 'Sen ruh hastasısın Çiçek. Suçu yokken ona zarar veremezsin.' demişti. İşte o gün Elyesa'ya ruh hastası olduğuyla ilgili iftira atmak fikri geldi aklıma. O kadar aptal bir ülkede yaşıyoruz ki, insanlar kanıta ihtiyaç duymadan küçücük bir iftiraya bile inanıyorlar."
Kuzey'in yanındaki adam sinirle Çiçek'e bakıp konuşmaya başladı.
"Sen bu ülkede yaşamayı hak etmiyorsun! Şimdi bize kardeşin hakkındaki bütün bildiklerini en ince ayrıntısına kadar anlatacaksın!"
Çiçek adama kınayan gözlerle baktı.
"Barış benim kardeşim değil. Benim onun gibi bir kardeşim olamaz. Annemizin intikamını almak istememi bile saçma buluyordu. Bildiğim kadarıyla Ankara'da küçük bir semtte oturuyormuş. Üniversiteyi bu sene bitirip psikolog olacakmış, aptal işte. Adamım adresini biliyor. Size adamımın numarasını verebilirim."
Kuzey yavaşça kapıya doğru ilerleyip konuşmaya başladı.
"Gerek yok, sen adamın adını söyle! Gerisini biz hallederiz."

Heyecanla Kuzey'e döndüm.
"İsmi Barış, öyle mi? Adresini öğrenebildiniz mi? Oraya bugün gitme şansımız var mı? Benimle aynı yaştaymış. Zaten ben doğduğumda da annem ve babam evli değillermiş. Yani yaşlarımızın aynı olmasına fazla şaşırmadım. Peki ne zam-" dediğim sırada Kuzey gülerek sözümü kesti.
"Sakin ol Elyesa, heyecanlısın biliyorum. Bir saat sonra yola çıkabiliriz. Önce evlerimize gidip hazırlanalım. Bir gece Ankara'da kalacağız, yarın İstanbul'a döneriz."
"Tamam." dedim heyecanla. Fırat da Kuzey'i onaylayınca beraber karakoldan çıktık. Herkes kendi arabasına binmişti. Ben her zamanki gibi camdan dışarıya bakıyordum.

Ruh AşığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin