30 - 31. Bölümler:

15 7 0
                                    

30. Bölüm:
  "Seni seviyorum..!"

Gözlerimi açtığımda hala o çirkin görünümlü odadaydım. Yatakta doğrulup Ertuğrul'a baktım. Gülümseyerek beni izliyordu.

"Günaydın prenses. Keşke uyanmasaydın, çok güzel uyuyordun. Gözlerim uzun zamandan sonra ilk defa böyle güzel bir manzara görmüştü."

Utanarak kafamı eğip ayağa kalktım.
"Sana da günaydın Ertuğrul."

Keşke Fırat da bana böyle güzel şeyler söyleseydi.

Yavaşça odanın içerisindeki banyoya girip yüzümü yıkadım ve tekrar odaya döndüm.
"Bana yardım eder misin prenses? Banyoya gitmeliyim."
Ertuğrul yarasını tutup ayağa kalkarken ben de ona yardım edip onu ayağa kaldırdım ve banyoya girmesine yardım ettim.

Ertuğrul banyoya girince kapıyı kapatıp yatağa oturdum.

Acaba şu an Fırat ve Barış ne yapıyordur?

Düşüncelerim beni gerçek hayattan uzaklaştırırken Ertuğrul banyodan çıkıp odaya girdi ve yatağına oturdu.

(Fırat'ın Anlatımıyla)

Berat yanıma gelip Ertuğrul'a ve Elyesa'ya ulaşamadığını söyleyince hemen Kuzey'i aramıştım.

Kuzey bizi alıp Elyesa'nın telefon sinyalinin en son görüldüğü yere götürüyordu. Ben ve Barış arka koltuklarda oturmuştuk, Kuzey ise arabayı kullanıyordu.

"Biraz sonra varacağız, merak etmeyin."

Kuzey'in kurduğu cümle beni düşüncelerimden uzaklaştırırken Barış'a döndüm.
"Merak etme kardeşim, bulacağız Elyesa'yı." dedim sakin bir tavırla.

Barış hüzünle dışarıyı izlerken ben de hüzünle önüme döndüm. Elyesa'yı gerçekten merak ediyordum. Keçi inadı vardı bu kızda, bizi dinlemeyi Ertuğrul ile tatile gittiğinde başına birşey geleceğini zaten biliyorduk.

Bir anda araba durunca camdan dışarıya baktım.
"Burası mı?" dedim şaşkınca.
Kuzey ve Barış arabadan inince ben de oyalanmadan arabadan indim ve etrafıma baktım.
"İyi de burası İstanbul'a çok yakın. Yoksa Elyesa İstanbul'da mı?" dedim merakla. Kuzey yavaşça yanıma yaklaşıp omuzum elini koydu.
"Bilmiyoruz kanka. Arkadaşlarım kamera kayıtlarına falan bakacaklar. Bir iz bulunca hemen yola koyulacağız."

(Ertuğrul'un Anlatımıyla)

Prensesim pencereden dışarıya bakarken ben de ona bakıyordum.

Aniden kapı açılınca ikimizde odanın kapısına döndük.
"Günaydın prens ve prenses. Söyleyin bakalım, Fırat Öz kim?"

Kaan şerefsizinin ağzından çıkan isimle birlikte Elyesa'ya döndüm. O da şaşkınca bana bakıyordu. İkimiz de aynı şeyi düşünüyorduk, acaba bizi bulmuşlar mıydı?

Hızla ayağa kalkıp Kaan'a döndüm.
"Arkadaşımız, neden soruyorsun?" dedim sakin olmaya çalışarak. Kaan gülerek Elyesa'ya döndü ve ona doğru bir adım attı.
"Fırat Öz ve Elyesa Acar, öyle mi prenses?"

Elyesa merakla Kaan'a bakarken ben de etrafıma bakıyordum.

Acaba bu Kaan pisliğine ne vursam bayılır?

Ben etrafıma bakmaya devam ederken Elyesa, Kaan'a doğru bir adım attı.
"Ne demeye çalışıyorsun Kaan?" dedi, sinirli görünüyordu.
Kaan gülerek Elyesa'ya yaklaşıp fısıldar gibi konuşmaya başladı.
"Platoniğin seni kurtaramayacak sevgilim. Çünkü sen benimsin! Onu seviyorsun, ama o seni sevmiyor. Platonik aşıkları hiç anlamıyorum, neden karşılıksız severler ki?"

Ruh AşığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin