4. Bölüm:

52 9 2
                                    

4. Bölüm:
  "Ruh hastası olduğunu öğrendim."

Ne diyeceğimi bilmiyordum. Hızla odadan çıkıp merdivenleri indim. Hastane bahçesindeki banklardan birine oturup gözlerimi kapattım ve o geceyi düşünmeye başladım.

(01.01.2019)
Hızla oturma odasına girip babam ve annemin ortasına oturdum. Babam gülümseyerek bana bakıyordu. Annem ise babama bakıyordu. Ben de babama dönüp gülümsedim.
"Ne oldu baba? Neden öyle bakıyorsun?"
Babam gülümseyerek elini yanağıma koydu.
"Kızım 21 yaşındasın ve hala ortamıza oturuyorsun."
Annem büyük bir kahkaha atarken ben de dudağımı büzüp önüme döndüm. Tam ayağa kalkacağım sırada babam elimi tutup tekrar konuşmaya başladı.
"Kızım, şaka yapıyordum. Biliyorsun değil mi?"
Sorduğu soruya cevap vermeden omuzlarımı silktim.
"Ah, kızım. Bana ağlayacakmışsın gibi bakma, üzülüyorum. Sana küçükken ağlamanın güçsüzlerin işi olduğunu söylememiş miydim ben?"
Hafifçe gülümseyip anneme döndüm. Göz kırpıp tekrar babama döndüm.
"Şaka yaptığını biliyordum babacığım."
Babam gülümseyerek anneme döndü ve konuşmaya başladı.
"Karıcığım, kızımızın ne kadar güzel olduğunu söylemiş miydim sana?"
"Söylemene gerek yok canım. Ben zaten kızımızın ne kadar güzel olduğunu biliyorum."

Gözlerimi tekrar açıp etrafıma baktım. O gece ailemle geçirdiğim son geceydi. Gözümden akan bir damla yaşı aldırmayıp ayağa kalktım ve hastane bahçesinden çıktım.
"Keşke, Bahadır'ı eve göndermeseydim." diye düşündüğüm sırada yoldan geçen bir taksiyi durdurdum. Arabaya binip şoföre evimi tarif ettim. Kafamı her zamanki gibi cama yaslayıp dışarıya baktım. Herkes mutlu bir şekilde yürüyordu.

"Ruh hastası olduğunu öğrendim. Hiç de öyle bir tipin yok."
Şoförün sesiyle hızla kafamı kaldırdım ve şoföre döndüm. Bu, bu sabah bindiğim taksinin şoförüydü. Adı neydi? Hah, Fırat!
Şaşkınlıkla Fırat'a baktığım sırada bana dikiz aynasından bakıp konuşmaya başladı.
"Sen ruh hastası değilsin değil mi, Elyesa?"
Şaşkınlıkla yüzüne bakmaya devam ettiğim sırada aniden arabayı durdurdu. Camdan dışarıya baktığımda evime gelmediğimizi anladım.
"Neden durdun?" dedim korkuyla. Cevap vermek yerine arabadan indi ve arka kapıyı açıp benim de inmemi bekledi. Yavaşça arabadan inip yüzüne baktım.
"Neden burada durduk? Cevap versene!"
Fırat bana bakmadan yürümeye devam etti ve kaldırımın kenarındaki çimlerin üzerine oturdu. Ben de yavaşça yanına oturup yüzüne baktım. İlk defa onu bu kadar dikkatli inceleme fırsatını bulmuştum.

Sarıya yakın kahverengi gözleri, kahverengi uzun saçları ve boynunda bir gül dövmesi vardı.
"Beni izlemeyi bırakıp soruma cevap verir misin Elyesa?"

Kahretsin! Onu izlediğimi fark etmişti. Hızla önüme dönüp konuşmaya başladım.
"Ne sordun?"
Gülümseyerek bana baktı.
"Sen ruh hastası değilsin değil mi?"
"Tabii ki değilim. Hiçbir kanıtları yokken bunu nasıl söyleyebiliyorlar bilmiyorum! Onları öldürmemem için bir sebebe ihtiyacım var! Ve böyle bir sebep yok! Yani onları öldürebilirim!"
Fırat gülümseyerek ayağa kalktı ve elini bana uzattı. Ürkekçe elini tutup ayağa kalktım. Elini bırakıp yüzüne baktım.
"Evime gitmek istiyorum!"
"Seni evine götüreceğim, gel."
Hızla arabaya binip Fırat'ın da arabaya binmesini bekledim. Fırat şoför koltuğuna oturup arabayı çalıştırdı.
"Neden?"
Fırat'ın neyin sebebini sorduğunu bilmiyordum. Hızla ona dönüp konuşmaya başladım.
"Ne, neden?"
"Yani, neden böyle bir haber yapmışlar?"

Sorduğu soruyla kafamı önüme eyip konuşmaya başladım.
"Üç sene önce arkadaşımla bir lunaparka gitmiştik. Lunaparkta bir kızla tanışıp beraber gondola binmiştik. Gondolda ben, arkadaşım ve tanıştığımız yeni kız güzelce sohbet ediyorduk. Adamın biri arkamızda oturuyordu. "Bir fotoğraf çekelim mi? Çok korkuyorum, belki korkumu giderir." demişti. Söylediği şeyin ne kadar saçma olduğunu bildiğimiz halde bir fotoğraf çektik. O da fotoğrafı paylaşmış, aynı postta bir de video paylaşmış. Videoda bir kız, başka bir kızı gondoldan aşağı sarkıp 'Ruh hastası olabilirim ama sen bunu hiçkimseye söyleyemezsin.' diyerek bağırıyordu. Mesaj atıp bu saçmalığı kesmesini yoksa onu dava edeceğimi söylemiştim. O da korkup paylaşımları silmişti. Ama bütün Türkiye paylaşımı görüp başka birilerine göstermeye başlamıştı. Paylaşım sadece 22 saat göründü ama herkes görmüştü. Arka Gazetecilik çalışanlarının biri de bu paylaşımı görüp kaydetmiş, sonra da bu sayfada paylaşmış. İki günde manşet oldum ve herkes benim ruh hastasının teki olduğumu düşünmeye başladı. Babam dava açınca konu kapanmıştı ama şimdi tekrar açılmış."

Fırat birden bire arabayı durdurunca ön koltuğa çarpıp tekrar doğruldum. "Neden durdun şimdi?!"
Fırat, şaşkınlıkla bana dönüp konuşmaya başladı.
"Yani, bir ruh hastası seni ruh hastası gibi gösterdi diye sana ruh hastası mı diyorlar? Bu çok saçma değil mi? Neden adamdan şikayetçi falan olmadın?"

Sıkıntıyla nefes verip konuşmaya başladım.
"Çünkü, adam yok oldu. Zaten hasta olduğu için şikayetçi olsam da birşey fark etmeyecekti."
"En azından olay çözülürdü. Senin hasta olmadığın kanıtlanırdı."

Söylediği şey o kadar mantıklıydı ki ne söyleyeceğimi bilmeyerek yüzüne baktım.
"Bu adamı bulamaz mıyız?"
Sorduğu soruyla kendime gelip konuşmaya başladım.
"Bilmiyorum. Polisler adamın sabıkası olmadığı için olayın üzerinde durup adamı aramadılar. Bir de hasta olduğu için takmadılar. Sosyal medya hesapları da yok. Bulabileceğimi sanmıyorum."

Fırat yavaşça arabanın kapısını açıp dışarı çıktı. Ben de arabadan inip yanında durdum.
"İstersen içeri gel. Kahve içeriz." dedim sessizce. Hiçbirşey söylemeden yere bakıyordu. Birşeyler düşünüyordu.
"Olayı daha ayrıntılı bir şekilde düşünürüz." dedim tekrar içeri gelmesini istediğim için. Fırat düşünceli bir şekilde kafasını kaldırıp bana baktı.
"İçeri gireceğim ve bana o adam hakkında bildiğin herşeyi anlatacaksın. Anlaştık mı?"

Ruh AşığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin