6. Bölüm:

36 7 6
                                    

6. Bölüm:
  Sağlık raporu.

Biraz sonra Fikri Bey sağlık raporunu bana vermişti. Ben de daha fazla rahatsızlık vermek istemediğim için hemen evden çıktım.

Fırat dün akşam sağlık raporunu aldıktan sonra onu aramamı istemişti ama numarasını vermemişti. Ben onu nasıl arayacağım şimdi? Hatırladığım kadarıyla taksinin kenarında "İzil Taksi" yazıyordu.

Hızla Bahadır'ın yanına gidip konuşmaya başladım.
"Bahadır, İzil Taksi Durağı'na gidelim. Nerede bu İzil Taksi Durağı?"
"Ben biliyorum efendim. Hemen gidelim. Ama neden? Bir sorun mu var?"
Arabaya binip Bahadır'ın da arabaya binmesini bekledim. Bahadır, arabaya binince hızla konuşmaya başladım.
"Bir sorun yok, sadece arkadaşımla görüşmek istiyorum."
"Peki, efendim."

Bahadır arabayı durdurup bana dönünce hızla kapıyı açıp arabadan indim. Durağa girip masada oturan adamlara baktım. Uzun boylu bir adam hızla ayağa kalkıp bana döndü.
"Buyurun hanımefendi, taksi mi lazımdı?"
Gülümseyerek adama döndüm.
"Hayır, teşekkür ederim. Ben bir arkadaşımla görüşmek istemiştim. Sanırım burada çalışıyor."
Adam merakla yanıma yaklaşıp yüzüme baktı.
"Arkadaşınız kimdi?"
"Fırat. Burada mı acaba?"
Adam gülümseyerek bana oturmam için bir sandalye uzattı. Ben de oturup adama baktım.
"Fırat, yok mu?" dedim gülümseyerek.
"Senin Fırat'ın soyadı neydi?"
"Bilmiyorum. Sadece ismini biliyorum."
Adam gülümseyerek yanıma oturdu.
"İsmi Fırat olan iki çalışanımız var. Sen bana arkadaşını tarif et bakayım."
Adamlar merakla beni izlerken ben gülümseyerek konuşmaya başladım.
"Uzun boylu, hafif kaslı, kahverengi saçlı ve sarıya yakın kahverengi gözleri vardı."
Adam konuşmak için gülümseyerek bana döndü.
"Fırat, haftasonu çalışmıyor. Bugün gelmedi. İstersen haber veririm."
"Gerek yok efendim. Numarasını verirseniz ben ararım kendisini."

Adam gülümseyerek bana bir numara verdi. Numarayı kaydedip duraktan çıktım. Arabaya binip Fırat'ı aradım.
"Nereye gidiyoruz efendim?"
Bahadır'ın sorusuyla konuşmaya başladım.
"Şurada bir yerde duralım. Fırat'ın nerede olduğunu bilmiyorum. Öğrenince sana da söylerim." dediğim sırada Fırat telefonuma cevap verdi.
"Alo? Buyurun?"
"Merhaba Fırat, ben Elyesa. Sağlık raporunu aldım, sana da haber vermek istedim."
"Haa, öyle mi? Senin adına sevindim. Şimdi neredesin?"
"Sizin durağın yakınlarındayım. Siz Cihat'ı bulabildiniz mi?"
"Kuzey aradı az önce. Biraz sonra buluşacağız. İstersen sen de gel. Ayrıntıları beraber konuşuruz."
"Tamam, sen konum at. Geliyorum."

Telefonu kapatıp Fırat'tan gelen mesajı açtım. Telefonumu Bahadır'a uzatıp ona gideceğimiz yeri gösterdim.
Bahadır arabayı çalıştırınca ben de hızla mesaj yazmaya başladım.

*Kime: Ertuğrul / Sen ne yaptığını sanıyorsun Ertuğrul? Nasıl benimle ilgili yalan bir habere şahitlik edersin?*

Telefonumu kapatıp beklemeye başladım. Gelen mesajla hızla telefonumu açtım.

*Kimden: Ertuğrul / Sen ruh hastasının tekisin Elyesa. Hayal dünyasında yaşıyorsun. Daha fazla saçmalama da git bir hastaneye yat.*

Sinirle telefonu kapatıp cebime koydum. Camdan dışarıyı izlediğim sırada Bahadır arabayı durdurdu.
"Geldik efendim. Ben burada sizi bekliyor olacağım."
"Tamam. Sen keyfine bak."

Hızla arabadan inip evin zilini çaldım. Sanırım burası Fırat'ın eviydi.
"Hoşgeldin Elyesa."
Fırat'a selam verip içeriye girdim. Oturma odasına girip bir koltuğa oturdum.
"Kuzey yok mu?" dedim merakla.
"Mutfakta su içiyordu, gelir birazdan. Sen durağa gidip numaramı almışsın, doğru mu?"
"Evet. Seni aramamı söylemiştin. Ben de aradım." dediğim sırada Kuzey hızla yanımıza geldi.
"Elyesa! Fırat! Şu sayfanın paylaştığı haberi gördünüz mü? Ruh hastası olduğunu kanıtladık gibi şeyler söylüyorlar!"
Fırat ve Kuzey paylaşıma bakarken sessizce konuşmaya başladım.
"Ben gördüm."
Fırat ve Kuzey merakla bana bakınca ben de onlara döndüm.
"Peki, söylediği şey doğru mu? Yani, gerçekten Ertuğrul diye birine hayalindeki birine aşık olduğunu söyledin mi?" diye sordu Kuzey.

Fırat ve Kuzey, merakla cevap vermemi beklerken sessizce konuşmaya başladım.
"Evet. Söyledim."
Fırat ve Kuzey şaşkınca birbirlerine dönerken ben konuşmaya devam ettim.
"Çünkü, beni seven bir arkadaşım olsun istiyordum ve iç sesim bana çok iyi arkadaşlık yapıyordu. İç sesime Mert ismini verip onunla konuşuyordum."
Kuzen ve Fırat bu sefer de şaşkınca bana bakıyorlardı. Yavaşça ayağa kalkıp Fırat'a baktım.
"Eğer siz de benim hasta olduğumu düşünüyorsanız-" dediğim sırada Fırat hızla sözümü kesti.
"Saçmalama Elyesa! Tabii ki öyle birşey düşünmüyoruz, değil mi Kuzey?"
Merakla Kuzey'e döndüğümde onun da bana şaşkınlıkla baktığını gördüm. Bana acıyormuş gibi bakıyordu. Benim hasta olduğumu düşünüyor gibiydi.

Yavaşça telefonumu elime alıp kapıya doğru ilerledim.
"Ben artık gideyim. Bir daha görüşemeyeceğiz sanırım. Hoşçakalın."
"Dur! Nereye gidiyorsun? Cihat'ı daha yeni bulmuşken bizi yarı yolda bırakıp gidemezsin değil mi?"
Kuzey'in söylediği şeye şaşırıp arkamı döndüm. "Ne?" dedim sessizce.
"Yani, sen benim ruh hastası olduğumu düşünmüyor musun?" dedim tekrar.
"Tabii ki düşünmüyorum Elyesa. Ben de iç sesimle konuşur, hayaller kurarım. Hayal kurmak kötü birşey değil ki! Hem Cihat'ı bulduk, herşeyi çözeceğiz. Sana söz veriyorum herşey düzelecek Elyesa!"
Ona minnettarca bakıyordum. Cihat'ı bulmuştu ve bana herşeyin düzeleceğini söylüyordu. Hüzünle Kuzey'e yaklaşıp ona sarıldım.
"Teşekkür ederim Kuzey... Bana inandığın için."
Kuzey yavaşça benden ayrılıp yüzüme baktı.
"Bu kadar güzel birinin ruh hastası olduğu düşüncesine inanmak beni delirtirdi Elyesa. Sana inanmayıp da ne yapsaydım?"

İşte yine oluyor. Fırat bana güzel dediğinde de böyle mutlu olmuştum. Utanarak kafamı eğdiğim sırada Fırat konuşmaya başladı.
"Eee... şey... Cihat'ı bulduk demiştin Kuzey. Kim bu Cihat? Nerede yaşıyor? Şimdi hemen yanına gidebilme şansımız var mı?"
Ven de merakla kafamı kaldırıp Kuzey'e döndüm. Yavaşça koltuğa oturup Fırat'a döndü.
"Bir saatlik bir yolculuktan sonra Cihat'a ulaşabiliriz kanka. Elyesa da onu görmek isterse hemen onu almaya gidebiliriz."
Hızla Kuzey'e dönüp konuşmaya başladım.
"Tabii ki isterim, hemen gidelim."
Fırat ve Kuzey yavaşça ayağa kalkıp bana döndüler. Fırat Kuzey'e bakıp konuşmaya başladı.
"Tamam, kanka. Benim arabam kapıda, hemen gideriz. Senin araban kapıda kalsın dönünce alırsın. İki arabaya gerek yok. Üçümüz de benim arabamla gideriz." dediği sırada Bahadır'ın kapıda olduğunu hatırladım.
"Şey... Benim şoförüm kapıda, beni bekliyordu. İsterseniz beraber benim arabamla gideriz."
Kuzey tereddütle yüzüme bakarken Fırat, "Olur." demişti. Kuzey'e merakla baktığım sırada o konuşmaya başladı.
"Şoförüne güvenebilir miyiz Elyesa?"
"Tabii ki güvenebiliriz Kuzey. Bahadır, benim hakkımda herşeyi biliyor. Bana her zaman yardımcı oldu. Ona her zaman güvenebiliriz."
"Tamam. Sen güveniyorsan sorun yok."

Hızla evden çıkıp arabaya bindik.

Ruh AşığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin