35 - 36. Bölümler:

19 6 1
                                    

35. Bölüm:
Staj.

Herkes şaşkınlıkla Fırat'ı izlerken Fırat gülümseyerek Emre'ye bakıyordu.
"Aşka olan inancımı Emre'ye borçluyum. Onun sayesinde aşka inandım." dediği an Emre'ye döndüm.
Ben Emre'ye sorar gibi bakarken Emre, gülümseyerek Fırat'a bakıyordu.
"Borç değil abi, aşkın varlığını öğrenmen gerekiyordu. Öğrendin."

Fırat gözlerini Emre'den ayırıp bana baktı.
"Dün sizin yanınızdan ayrıldım ve önceden çalıştığım durağa gittim. Arkadaşlarımla falan görüştüm, sonra da eve gitmek için arabama bindim. Biraz sonra bir okulun önünde Emre ile karşılaştık. Meğer Emre, önünden geçtiğim okulda okuyormuş. Neyse biz konuştuk falan, bu benim numaramı aldı. Eve gittim uzandım, televizyon izliyorum bana bir mesaj geldi. Baktım mesaja, Emre bana bir video atmış. İzledim, ben izledikçe o bana birşeyler yazıyor. Yazdıklarını okuyorum, ben okudukça o daha çok yazıyor. Bana yaşadıklarını ve gerçekte yaşanmış birkaç olayı anlattı, ve anladım ki aşk gerçekten varmış."

"Ne yani, birkaç video ve hikaye mi Fırat'ı aşka inandırdı? Çok saçma."
Mert bi susar mısın?
"Tabii."

Ben şaşkınlıkla Fırat'ı izlerken Fırat, Barış'a döndü.
"Geçen gün bana sevgilinle yaşadıklarınızı anlatmıştın ya, ben de salak gibi sana yaşadıklarınızın aşkla ilgili olmadığını söylemiştim. Özür dilerim kardeşim, yaşadıklarınız tamamen aşk ile ilgiliymiş."
Barış gülümseyerek Fırat'a bakıyordu. Yavaşça dudaklarını aralayıp konuşmaya başladı.
"Sorun değil abi, sen istesen de istemesen de aşk vardır. Sen bunu anladın ya, helal olsun sana. Ee artık sevgili de bulursun kendine." dedi ve kafasıyla beni işaret etti.

Ben Barış'a ölümcül bakışlar atarken Fırat, Sercan ve Emre gülerek bana bakıyordu.
"Emre, hadi gidip ders çalışalım." dedim ve ayağa kalktım. Emre de ayağa kalktığı sırada Hayriye bahçeye çıkıp bize seslendi.
"Elyesa Hanım, yemek hazır!"
Kafamı 'Tamam.' anlamında sallayıp arkamı döndüm.
"Hadi sizde gelin, yemek hazırmış." dedim ve eve doğru ilerledim.

^^^

Biraz sonra yemeğimizi yemeye başlamıştık, yavaşça masadan kalkıp oturma odasına ilerledim. Fırat, Emre, Sercan ve Barış hala yemeklerini yiyorlardı.

Koltuğa oturduğum anda Fırat oturma odasına girdi. Ona gülümseyip elime kumandayı aldım ve televizyonu açtım.
"Ne izliyoruz? Yoksa Star Kötü Güçlere Karşı çizgi filmini mi?"
Fırat kahkaha atarken gözlerimi devirip kumandayı ona uzattım.
"Al, ne istersen onu izle. Biz Emre ile ders çalışacağız." dedim ve ayağa kalktım. Fırat kumandayı eline alıp yüzüme baktı.
"Şey... Yarın ofisime geliyorsun değil mi? Yarın Perşembe."
"Ofisinin konumunu atarsın bana, geleceğim." dedim ve kapıya doğru yöneldim.
"Ofisimi evim ile birleştirdim, homeofis yaptım. Sen zaten evimi biliyorsun, unuttum dersen de Barış sana yardımcı olur." dedi sırıtarak.
Evini unutmayacağımı biliyordu.

Yavaşça odama çıkıp Emre'yi beklemeye başladım. Ben pencereden dışarıya bakarken odamın kapısı çaldı.
"Gelebilir miyim Elyesa?"
Emre'nin sesini duyup kapıya yöneldim.
"Gelebilirsin Emre."

Emre içeriye girip çantasından birkaç kitap çıkardı. Kitapları elinden alıp incelemeye başladım.
"Edebiyat'tan hiçbirşey anlamıyorum, bu yüzden hepsi Edebiyat kitabı." dediği anda ona döndüm.
"Tamam, o zaman başlayalım. Umarım sana yardımcı olabilirim." dedim ve bir kitabı açıp masaya koydum.

^^^

Birkaç saat sonra ders çalışmayı bırakmıştık, Emre evine gitmek için hazırlanırken ben de kitaplarını topluyordum.
"Teşekkür ederim Elyesa, ilk defa Edebiyat'tan birşeyler anladım. Az da olsa sınava girmeye hazırım."
"Rica ederim, istediğin zaman tekrar yardımcı olabilirim sana." dedim ve kapıdan çıkmak üzere olan Emre'ye son kitabını uzattım.

Ruh AşığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin