11. Bölüm:

27 6 5
                                    

11. Bölüm:
  Dönüş.

Fırat, Kuzey ve Sercan da yanımıza gelince beraber sohbet etmeye başlamıştık.
"Yarın sabah erkenden uuanacağız, tamam mı kanka?" dedi Kuzey, Fırat'a bakarak. Fırat, Kuzey'e dönüp sessizce konuşmaya başladı.
"Tamam kanka. Ben biraz hava alacağım, gelmek isteyen var mı?"
Fırat balkona doğru ilerlerken ben de ayağa kalktım.
"Ben de geleceğim." Yavaşça Fırat'ın arkasından balkona girdim. Balkon oldukça büyüktü, bir masa ve iki sandalye vardı. Yavaşça sandalyelerin birine oturup dışarıya baktım. Fırat da karşımdaki sandalyeye oturup bana baktı.
"Eee? Barış'la anlaştınız galiba."
Dışarıya bakmaya devam ederken konuşmaya başladım.
"Evet, anlaştık kıvırcığımla." dedim gülerek. Fırat'ın bana baktığını hissedebiliyordum.
"İyi, sevindim."
Fırat'ın kısa cevabıyla ayağa kalktım.
"Ben biraz üşüdüm Fırat. İçeri gireceğim."
"Tamam."

İçeri girip Barış'ın yanına oturdum. Kuzey hızla ayağa kalkıp Sercan'a döndü.
"Sercan, benim uykum geldi. Seninle birlikte odalarımızı hazırlayalım mı?"
Sercan, Kuzey'i onaylayıp oturma odasından çıkarken Kuzey ben ve Barış'a döndü.
"Yarın erken uyanacağız, siz de uyuyun." dedi. Barış da Kuzey'e bakarak konuşmaya başladı.
"Tamam abi."

Birkaç dakika sonra Fırat da oturma odasına gelmişti. Ben, Barış ve Fırat sohbet ederken Sercan içeriye girdi.
"Elyesa, sana sağdaki odayı hazırladım. Fırat, sen ve Kuzey benim odamda kalırsınız. Barış ve ben de Barış'ın odasında kalacağız. Yerinden memnun olmayan bana söyler."
Fırat yavaşça ayağa kalkıp Sercan'a döndü.
"Sıkıntı yok, kardeşim. Ben uyuyacağım. İyi geceler."
"İyi geceler."

Fırat'ın arkasından ben de çıkıp Sercan'ın benim için hazırladığı odaya girdim. Kapıyı kapatıp yatağa uzandım. Gözlerimi kapattığım an gözlerimin önüne Fırat'ın gülüşü geldi.
Telaşla gözlerimi açıp derin bir nefes aldım.
"Ben aşık olamam." dedim sessizce. Tam o sırada odanın kapısı çalındı.
"Elyesa, gelebilir miyim?" Bu, Barış'ın sesiydi. Derin bir nefes alıp doğruldum.
"Gel kıvırcık."
Barış, kapıyı açıp yanıma geldi.
"Yerin rahat mı diye sormaya gelmiştim de şimdi onu boşverelim. Söyle bakalım, sen kime aşık olamazmışsın?"
Korkuyla Barış'a baktığım sırada o hala benden bir cevap bekliyordu.
"Şey..kimseye. Öylesine söyledim ben onu."
"Yok, yok. Ben duydum seni. Çok gerçekçi söylüyordun. Söyle bakalım Kuzey'e mi aşıksın sen?" Barış'ın söylediği şeye gülüp konuşmaya başladım.
"Tabii ki hayır. Neyse sen beni boşverde kendinden bahset. Sevgilin falan var mı?" Konuyu değiştirmeye çalışırken sorduğum sorunun cevabını gerçekten merak ediyordum.
"Sevgilim yok ve seni boşvermeyeceğim. Fırat mı yoksa?"

"Hadi, cevap ver bakalım. Korkma Fırat'a aşık olduğunu söyle."
Söylemesi kolay canım. Yerse sen söyle Mert!
"Emin ol söylemeyi senden çok isterdim ama o beni duyamaz cicim."

İç sesime veda edip Barış'a döndüm.
"Evet, bunu ilk kez birine söylüyorum. Hatta kendime bile yeni itiraf ettim. Bunu bildiğini hemen unut, tamam mı Barış?"
Barış büyük bir kahkaha atıp kapıya yöneldi.
"Gideyim de enişteme selam vereyim. Ahaha!"
Telaşla ayağa kalkıp Barış'ın kolunu tuttum.
"Lütfen, Barış. Kimseye birşey söyleme."
Barış gülerek bana dönüp elini yanağıma koydu.
"Tabii ki söylemeyeceğim Elyesa. Şaka yapıyordum. Hadi sen uyu. İyi geceler."
"İyi geceler kıvırcık." dedim saçlarını karıştırarak. Barış gülerek odadan çıktı. Tam kapıyı kapatacakken durup kafasını içeriye uzattı.
"Ben de enişteme selam vereyim." dedi gülerek.
"Barış!" diye bağırdım o gülerken. Barış kapıyı kapatınca gülerek yatağa oturdum.
"Senin enişten de kimmiş bakalım?" Koridordan gelen sesle korkuyla kapıya yaklaştım. Bu Fırat'ın sesiydi. Barış'ın son söylediğini duymuş olmalıydı.
"Şey..şey..Elyesa'ya sor. Ben kaçtım. Ahaha!" diyordu Barış gülerek. Ayak seslerinden anladığım kadarıyla koşarak Fırat'ın yanından uzaklaşıyordu. Ben de hızlıca yatağa uzanıp gözlerimi kapattım. Fırat'la bu konuyu konuşamazdım.

Fırat kapımı tıklatarak konuşmaya başladı.
"Elyesa, içeri girebilir miyim?"
Sesimi çıkarmadan ve gözlerimi açmadan buradan uzaklaşmasını diledim ama o gitmek yerine kapıyı açıp içeriye girdi. Gözlerimi daha sıkı kapatıp uyuma numarası yapmaya başladım.
Anlımdaki elle anladığım kadarıyla Fırat anlıma yapışan saçlarımı düzeltiyordu. Gözlerimi açmadan ne yapacağını beklemeye başladım. Üzerimdeki örtüyü boynuma kadar çekip konuşmaya başladı.
"İyi uykular ruh hastası!" Söylediği şeye sinirlenmiştim ama gözlerimi açamazdım. Bunu bilerek söylediği çok belliydi. Kapının açılma sesinden anladığım kadarıyla Fırat odadan çıkıyordu.
"Uyumadığını biliyorum Elyesa! Numara yapamıyorsun." dediği sırada kapı kapanmıştı. Korkuyla gözlerimi açıp etrafıma baktığımda Fırat çoktan gitmişti.
"Uyumadığımı biliyormuş, hah. Çok da umurumda!" dedim sessizce.

"Hıhı, kesin umurunda değildir Elyesa. Kesin!"
Kes sesini Mert! Uyu!

Yavaşça gözlerini kapatıp uyumayı bekledim ama Fırat'ın yüzü gözümün önünden gitmiyordu ki!

^^^

Gözlerimi açıp saate baktığımda saatin 07.09 olduğunu gördüm. Saat oldukça erkendi. Yavaşça doğrulup yataktan indim. Odadaki banyoya girip yüzümü yıkadım ve saçlarımı topladım.
Odaya girdiğim sırada telefonuma yeni bir bildirim gelmişti.

*Arka Gazetecilik yeni bir paylaşım yaptı.*

"Ama bu nasıl olur? Çiçek, cezaevinde değil miydi?" dedim sinirle. Sonra da bildirime tıklayıp paylaşımı okumaya başladım.

"Günaydın Türkiye! Size yeni haberlerle geldik. Kurucumuz Çiçek Acar, üzerine atılan bir iftiradan dolayı göz altına alınmış durumda. Ama biz Arka Gazetecilik çalışanları olarak haber yapmaya devam ediyoruz. Kurucumuz Çiçek Acar'ın neden göz altına alındığını hepiniz merak ediyorsunuzdur. Hemen şu konuya bir açıklık getirelim, öyle değil mi? Ülkemizin saygıdeğer polis memurları Sevgili Elyesa Acar hakkında yaptığımız bütün haberlerin yalan olduğu öne sürülüp kurucumuz Çiçek Acar'ı öz altına almışlardı. Başkomiser Kuzey Selen, önümüze bir sağlık raporu koyup sevgilisi Elyesa Acar'ın ruh hastası olmadığını söylemişti. Biz de Arka Gazetecilik olarak, Sevgili Elyesa Acar'ın ruh hastası olmadığını kabul edip yolumuza devam etmeye karar verdik. Kurucumuz Çiçek Acar bizimle olamasa bile biz size yeni haberler yapmaya devam edeceğiz. Bir sonraki paylaşımda görüşmek üzere."

Sinirle telefonumu yatağa fırlatıp bağırmaya başladım.
"Ne saçmalıyorsunuz siz be?! Ne sevgilisi?! Kuzey benim arkadaşım, arkadaşım! Aptallar!"
Fırat, Kuzey, Barış ve Sercan korkuyla benim odama girerken ben yere çöküp bağırmaya devam ettim.
"Bu çok saçma! Çok saçma! Aptallar! Bir de haber yapıyoruz diyorlar! Yalan haber yapıyorsunuz aptallar! Herşeyi bildiklerini sanıyorlar! Hiçbirşey bildikleri yok ki!"
Barış korkuyla yanıma çöküp bana sarıldı.
"Sakin ol Elyesa! Hiçbirşey yok, bak biz senin yanındayız. Lütfen sakin ol."
Sakinleşmeye çalışarak derin nefesler almaya başladım.
"Bu çok saçma." dedim sessizce. Barış benden uzaklaşıp Fırat'a baktı. Fırat da benim telefonumu inceliyordu. Birden bire telefonumu Kuzey'e uzatıp konuşmaya başladı.
"Kuzey, baksana şuna." Kuzey haberi incelerken Fırat bana hüzünle bakıp odadan çıktı. Sercan ve Barış da Kuzey ile birlikte haberi incelerken hızla ayağa kalktım.
"Fırat! Yemin ediyorum, yalan söylüyorlar." dedim Fırat'ın kolunu tutarken. Fırat yavaşça balkona girip sandalyelerden birine oturdu.
"Niye bana açıklama yapıyorsun Elyesa? Kuzey ile sevgili olman beni ilgilendirmez. İstediğini yapabilirsin, biz sadece arkadaşız. Bana açıklama yapmak zorunda değilsin."

"Adam haklı beyler, dağılın."
Saçmalamayı kes Mert!

Ruh AşığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin