10. Bölüm:

29 6 0
                                    

10. Bölüm:
  Barış Acar ♥

Araba durunca hızlıca kapıyı açıp arabadan indim. Eve girip mutfağa Hayriye Hanım'ın yanına gittim. Hayriye, mutfak masasında oturuyordu.
"Hayriye, bugün iki kişilik yemek hazırla. Ben bugün eve gelmeyeceğim, sen ve Bahadır evde kalırsınız."
Hayriye söylediklerimi dikkatlice dinledikten sonra karşıma geçti.
"Peki, efendim. Acaba, neden eve gelmeyeceksiniz?"
"Sana daha sonra anlatırım Hayriye. Ev size emanet, ben biraz sonra çıkacağım."

Hızla mutfaktan çıkıp odama girdim. Ankara'da bana lazım olacak eşyalarımı küçük sırt çantama koyup üzerimi değiştirdim. Evden çıkıp hızla Bahadır'ın yanına geçtim. Kuzey'in evini bilmediğim için Fırat'ın evine gidecektim.
"Bahadır, beni Fırat'ın evine götürür müsün?"
"Tabii efendim, buyurun."
Hızla arabaya binip Bahadır'a döndüm.
"Hayriye Hanım sana birşey sorarsa anlatırsın Bahadır. Venim zamanım yoktu, bu yüzden anlatamadım."
"Peki, efendim. İzninizle birşey sormak istiyorum."
"Sor."
"Acaba, Barış Bey sizinle beraber İstanbul'a gelmek ister mi? Merak ediyorum."

Sorduğu sorunun cevabını ben de bilmiyordum. Ne diyeceğimi bilmeden Bahadı'a baktım.
"Bilmiyorum. İnşallah bir sorun çıkmaz da Barış benimle birlikte gelir."
"Umarım öyle olur efendim."

^^^

Araba durunca Bahadır'a veda edip hızla indim. Heyecanla Fırat'ın kapısını çalıp bekledim.
"Hoşgeldin Elyesa."
Fırat kapıyı açınca hayretle yüzüne baktım. Çok yakışıklı görünüyordu ve sanırım görünüşünden etkileniyordum.
"Hoşbuldum Fırat. Kuzey'in evini bilmediğim için buraya geldim."
Fırat beni içeri davet edip konuşmaya başladı.
"Tabii ki buraya geleceksin Elyesa. Burası senin de evin sayılır. Ne de olsa arkadaşız, öyle değil mi?"
Gülümseyerek bana gösterdiği koltuğa oturdum.
"Ne zaman çıkarız?" dedim merakla.
"Bilmem. Kuzey, bizi arayacağını söyledi. O arayınca çıkarız."
"Tamamm." dedim uzatarak. Fırat gülümseyerek ayağa kalktı.

Çok güzel gülüyor. Gülünce gözleri kısılıyor, yanakları içe çöküyor.

"Kuzey bizi arayana kadar kahve içelim, olur mu?"
"Olur." dedim sessizce.
Yavaşça oturma odasından çıkıp mutfağa gitti.

"Sen Fırat'a aşık mı oluyorsun Elyesa?"
Bilmiyorum Mert. O gülünce gözleri kısılıyor. Gözleri kısılınca beynimdeki bir ses, "Öyle de güzeldi gözleri..." şarkısını söylüyor. Sence aşık mı oluyorum?
"Bence kesinlikle aşık oldun sen!"

İç sesimle konuşmayı kesip ayağa kalktım. Fırat'a aşık olmuş olamazdım. Tamam, o çok yakışıklı ve ben onu beğeniyorum. Aşık olamam değil mi? Fırat'a aşık olamam. Benim tek aşkım Mert. Mert, benim iç sesim olabilir ama beni anlayan tek kişi o.

"Kahvelerimiz hazır!" Fırat oturma odasına girip gülümseyerek kahvemi bana uzattı. Kahvemi alıp ona teşekkür ettim.
"Çok heyecanlısın Elyesa."
"Nereden anladın?"
"Ayakta durmuş, kahveni içiyorsun. Bence otur." dedi gülerek.

"Heyecandan oturmayı unuttun Elyesa!"
Kes sesini Mert!

Hızla koltuğa oturup Fırat'a döndüm.
"Barış'ı görecek olmam beni heyecanlandırdı sanırım." dedim gülümsemeye çalışarak.

"Hıhı, aynen. Kesin ondandır Elyesa."
Sus, Mert!

"Ben olsam, ben de heyecanlanırdım." dedi Fırat. Kahvemden bir yudum alıp Fırat'a döndüm.
"Acaba o da senin gibi midir?" dedim bir an boş bulunarak. Fırat kahvesinden bir yudum alırken söylediğim şey yüzünden kahvesi boğazında kalmıştı ve öksürmeye başlamıştı. Hızla ayağa kalkıp ona su getirdim.
"İyi misin Fırat?" dedim telaşla. Gülümseyerek bana döndü.
"İyiyim, sen bir an öyle söyleyince yutkunamadım."
Utanarak kafamı önüme eğdim.
"Yani, senin gibi iyi kalpli midir demek istemiştim ben." dedim utançla.
"Hıhı, biliyorum ne demek istediğini."
Korkuyla kafamı kaldırdığımda Fırat bana sırıtarak bakıyordu.

Ruh AşığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin