"Nasip diyorum... Birbirimize yazılmışsak, kederleri aşıp kaderimizde buluşacağız..."
Mesud Topal
Sürpriiiz!!! Kitabın heyecanına dayanamayıp bu bölümü de hemen yayımaldım. Ne yapayım güzel yorumlarınız beni o kadar çok mutlu ediyor ki dayanamıyorum. Umarım beğenirsiniz. İyi okumalar.🌺🌺🌺
Bazı şeyler söylenmiyordu. Söylenemiyordu.
Poyraz iyileştiğimden beri beni sıkıştırıyordu. Ne oldu, neyin vardı? diye diye yordu beni.
"Poyraz bir anlık ağrı diyorum Allah Allah."
"Arya! Bana niye bir anlık ağrı hiç girmiyor."
Taş gibisin de ondan.
"Ay ne bileyim Poyraz ya!"
"Bak zaten içimde kaldı şu adama da bir haddini bildiremedim. Gitsem orada mıdır?"
"Poyraz saçmalama! Ah.. Bak sinirlendiriyorsun ağrı giriyor!"
"Böyle olmaz Arya kalk çabuk hastaneye gidiyoruz."
"Hayır olmaz!"
"Neden gitmek istemiyorsun şu lanet olmayasıca hastaneye kadın!!"
"Istemi.." derken gözlerime bir karartı indi. Poyrazın bana korku ile bakışı.. Gerisini hatırlamıyordum.***
"Az kaldı Arya, dayan bitanemm!"
Hızla giden bir arabanın içindeydim. Umarım ambulans değildir. Yoksa öğrenirler, her şeyi..!
"Neredeyim ben?!"
"Arya! Uyandın mı! İyi misin?!" diye anı fren yapan Poyraz'a baktım.
" Iyiyim Poyraz napıyorsun nereye gidiyoruz?" dedim telaşla.
"Hastaneye gitmek zorundayız Arya iyi değilsin!" dedikten sonra aynı hızla arabayı sürmeye başladı.
Artık onla baş edemeyeceğimi anlamıştım.
"Niye bu kadar ısrar ediyorsun gitmemekte? İstersen eve gidelim arkadaşımın eşi doktordu biliyorsun o sana baksın ne dersin?" dedi yavaşlarken.
"Hayır, hayır!"
Onlar Poyraz'dan asla saklamazlardı! Hemde böyle bir şeyi!!
"Yani şey.. Hastane daha donanımlı oraya gidelim. Hem belki onun alanında bir şey değildir."
Başını olumlu anlamda salladıktan sonra hastane otoparkına girdik.
Hastaneye giriş yaptıktan sonra Poyraz doktoru ayarlarken bende lavobaya girdim. Elimi yüzümü yıkadım. Belki kimse bir şey öğrenmeden buradan çıkabilirdim. Aynada yüzümün beyazlığı beni korkutmuştu. O sıra da Poyraz'ın bağırma sesini duymamla kendimi dışarı attım. Poyraz!
"Bak bu hastaneyi başınıza yıkmadan bana kadın doktor bulun! Ne demek erkek doktor!? Erkek, kadın doğum doktoru mu olurmuş?!"
"Beyfendi bu sağlık acil durum biraz sakin olur musunuz?!"
"Olamam arkadaş! Kadın doktor bulun bana! Soyadımı kullanmak zorunda bırakmayın beni!!"
Ah benim zorba sevgilim..
"Beyfendi kadın doktorumuz izinde şuan nasıl çağırayım!"
Kapıda ki danışman kadın saçlarını yolmak üzereydi. Poyraz'la mücadele ediyordu doğal bunlar. Bazen bende kafamı duvara sürüp elektirik çıkartmak istiyorum.
Beni gören Poyraz:
"Arya iyi misin?!" diye telaşla yanıma koştu. Nereye yetişeceğini şaşırmıştı artık.
"Poyraz iyiyim ben, sen daha çok yordun kendini." dedim danışmana bakarak.
"Ama işe yaradı artık arıyorsunuz kadın doktoru değil mi?" diye kadına tehditvari bakınca kadın saydırarak telefonu açtı.
Neyse onlar bir şekilde kadın doktor bulmayı başarmıştı. Şimdi bekleme odasında bekliyorduk. Çok yorulmuştum. Başımı Poyraz'ın omzuna yasladım.
"Soyadın işe yaramış bak kadın doktor bulduk." dedim yorgun bir gülüşle.
"Tabi lan. Gelmiş erkek doktor veriyorlar bana!"
Tekrar sinirlenmesi komiğime gitmişti.
"Yalnız o danışman kadınla bu kadar muhabbet etmen de beni sinir etmedi değil." dedim.
Hem neydi o eteğinin boyu. Hastane burası!
"Ah bitanem. Ben senden başkasını görüyor muyum? Hele ki şu halin aklımı başımdan aldı. Sana bir şey olursa ben.."
"Şşhh.. Poyraz ben iyiyim.""Sıradakiii.."
"Sıra bende Poyraz. Sen burada kal ben gireyim."
"Ne demek sen burada kal?! Karımın yanında olucam."
"Poyraz hayır bu özel bir şey sen burada kalıyorsun." diyerek koltuğa oturttum onu.
Odaya girdiğimde doktor Pelin Hanım bana elini uzattı. Kendisini hastaneye getirttiğimize göre saygın biri olduğumu düşünmüştür. Oysa şuan ne haldeydim.
"Poyraz bey bana şiddetli karın ağrınız olduğunu söyledi doğru mudur?"
"Doğru."
"Her hangi bir rahatsızlığınız var mı?"
"Daha önce bir bebeğimi kaybettim."
"Hım düşük yaşamışsınız. Şimdi sistemde gördüm belirli hastalıklarınız varmış. "
"Pelin Hanım sizden bir şey rica edebilir miyim?"
"Elbette, buyurun."
"Pelin Hanım sizle bir doktor hasta şeklinde değilde iki arkadaş gibi bir şey paylaşmak istiyorum."
"Elbette samimiyet önemlidir."
"Ben hamileyim Pelin Hanım. Ama çok riskli olduğunu önce ki doktorum söylemişti. Ben bebeğimi bu kez kaybetmek istemiyorum. Bu ağrılar hayra alamet değil farkındayım. Ama dayanırım."
"Arya Hanım bu çok tehlikeli! Bebek sizi zehirleyebilir. Doğumu yaparken masa da bile kalabilirsiniz!"
"Pelin Hanım bir bebeğimi daha kaybedemem!"
"Siz iyi değilsiniz."
"Lütfen bana yardım edin."
Çok çaresizdim.
"Tamam. Bebeğe bir müddet şans verebiliriz ama en ufak bir rahatsızlığınız da bana geliceğinize söz verin."
"Söz!" dedim sevinçle.
"Birde.." diye devam ettim. "Eşim hamile olduğumu bilmiyor ona söylemezseniz.."
"Ah hiç etik şeyler yapmıyorum ama tamam."
O kadar mutluydum ki şuan doktora sarılmak istiyordum. Odadan çıkmam ile Poyraz içeri girdi.
"Neyi varmış Arya'nın?"
"Şeyy.."
"Ney?"
"Sadece anlık bir stres."
Ohh!
"Peki ne yapmalıyız?"
"Şimdi Arya için bir ultrason çekicez. Sonra da verdiğim ilaçları düzenli kullanıp bol bol dinlenicek. Üzülmek stres olmak yok. Sonra yine kontrole gelirsiniz."
"Tabiki."***
Eve gelmiştik ve ultrasonların sonucu iyi gözüküyordu. Şimdilik..
Pelin Hanıma telefon numaramızı vermiştik. Acil durumlar olabileceğini biliyordu. Yorgunluktan başım ağrımıştı.
Poyraz beni geldiğimizden beri koltuktan kaldırmıyordu. Ayaklarımı uzatma kuralı da koymuştu. En sevdiğim yemek olan kumpiri, şuan mutfakta yapmaya çalışıyordu.
Temiz bir mutfak görmek istediğim hususunda onu uyarmıştım.
Kendimi suçlu hissediyordum böyle bir şeyi ondan sakladığım için. Fakat söylersem bebeğimi benden alabilirler. Ben bebeğimizi bu sefer hissediyorum. Onu şimdiden seviyorum. Minik parmaklarını görmek, ilk kelimesini duymak istiyorum. Artık ona ihtiyacım var.***
Gece saat 03.30
Huzursuzca uykudan uyanmıştım. İçimde anlam veremediğim bir huzursuzluk vardı. Anlamsız bir korku da eşlik ediyordu. Sağa döndüm, sola döndüm olmadı. Poyraz ise derin bir uykudaydı. Onu rahatsız etmeden lavobaya girdim. Bir abdest almak iyi gelecekti. Güzelce abdestini aldım. Yüzümü pembe havluma kuruladım. Ses yapmamak için terliklerimi giymedim. Yavaşça yürüdüm seccademi bulup serdim. Teheccüt namazı kılmaya niyet edip kıldım. Karnımı okşadım. Bebeğimizin iyi olması için dua ettim aynı zamanda benim de. Ayrıca Poyraz'ın düşmanlarına karşı korunması için de dua ettim. Sonra günahlarımıza tövbe çektim. Bir tesbih estağfirullah zikrini çektim. Bir tesbih elhamdülillah zikrinden çektim. Hafif uykum bastırınca seccademi katlayıp kalktım. Yalnız bir bardak su içmek istedim. Boğazım kurumuştu. Aşağı mutfağa iniyordum ki tam merdivenlerde bir ses duydum. Evde biri vardı. Çok yakın bir yerlerde. Poyraz olamazdı. Az önce yatağında uyuyordu. Yavaşça geri yukarı çıkmaya çalıştım. Beni duymamalıydı. Hızla yatak odasına girdim. Poyraz hala uyuyordu.
"Poyraz! Uyan Poyraz! Evde biri var!"
Kendine gelmeye çalışır şekilde gözünü açsa da çabuk toparlamıştı. Hemen kalkıp çekmeceden silahını aldı. Beni eliyle istemsizce arkasına doğru itti. Güvende olmamı istiyordu.
"Poyraz dikkat et.." diye fısıldadım titreyen sesimle.Okuduysanız hikâyemize bir yıldız da siz bırakır mısınız? 💫
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RÜYA! (Tamamlandı)
Spiritual"Siz hiç rüyanızda gördüğünüz birine aşık oldunuz mu?" Arya oldu.. Dünyaya dair hiçbir şeyini bilmediği bir rüya karakteri onu kendi kalbine hapsetti.. "Siz hiç uyumaktan korktunuz mu?" Arya korktu. Arya ve Poyraz, gerçek olamayacak kadar güz...