"Bedenin yükünü ayaklar taşır,
Ruhun yükünü yürekler.."
Can YücelArya'dan
Poyraz Umutla ilgilenirken, Zeynep hastaneyi terk etmişti. Bende onu bulma bahanesi ile peşinden gitsem de bulamamıştım ve karnımdaki hafif sancı ile bulduğum ilk banka oturdum. Bir parkın bankıydı. Minik bir kız çocuğu salıncakta onu sallayan annesine iltifatlar ediyordu. Bilmiş edatlar ile:
"Beni buyaya getiydiğin için tekeşşür edeyim anni. Ama ben çok usluydum bugün dimi anni?"
Bir yandan onu sallayıp bir yandan da gülen annesi,
"Afferim benim kızıma çok usluydun tabiki." dedi dikkat ederek onu sallarken. Arkasından ise bir adam gelip kadına sarıldı. Muhtemelen küçük kızın babasıydı. Minik kız
"Babam gelmiiiş!" Diye sevinçle salıncaktan atlayıp babasının boynuna atladı. Babası da yanaklarından bir sürü öptü. Annesi de onları mutlulukla izledi.
İstemsizce elim karnıma gitti. Bende bu duyguları yaşamak isterdim. Poyraz'a babalık duygusunu hissettirmek isterdim. Acaba bebeğimiz gelebilecek miydi? Bizde onu böyle parklara getirebilecek miydik?
Gözümden akan damlaları elimin tersi ile silmeye başlamıştım.
"Benim duygusal karım, Zeynep'e mi üzülmüş bakıyım?"
Kokusuyla Poyraz'ın geldiğini anlamıştım.
"Poyraz beni nasıl buldun?" dedim ağlamaktan şişen gözlerimle gülmeye çalışarak. Neyse ki Zeynep için üzüldüğümü düşünüyordu.***
Şimdi evdeydik. Zeynep'i birazda Poyrazla aramıştık ki Zeynep telefondan beni arayıp annesinin evine gittiğini iyi olduğunu ve zamana ihtiyacı olduğunu söylemişti. Zeynep'in annesi ile de telefonda konuştuktan sonra iyi olduğunu anlamış onu rahat bırakmıştım. Ama bu kız tanıdığım Zeynepse bu işte başka bir iş vardı. Zeynep bu kadar alıngan bir kız değildi. Onu daha fazla üzmemek için üstelemesemde bu işin peşini bırakmayacaktım.
Bir çok şeyi boşverip ayaklarımı uzatmış film izliyordum ki Poyraz hızla aşağı kata indi. Hızla televizyonun altındaki dosyaları aldı. Her yere dosyaları saçmıştı.
"Of Poyraaz.." diye inlemiştim. Oraları toplamak hiç kolay olmayacaktı. Ama Poyraz pür dikkat dosyaları karıştırıyordu. Umarım hayırdır.
"Poyraz ne oluyor?"
"Bir dakika Arya"
Allah Allah..
Sonunda bir kâğıdı bulmuş gibi yapıp 'işte burda' dedi.
"Bu inanılmaz!"
İyice merak ediyordum amaa. Yanına doğru yaklaştım.
"Baksana Arya." diyerek 10 tane falan kağıdı yere koydu.
"Bunlar küçükken hep çizdiğim semboller.. hepsi aynı resmin biraz farklısı ama sembol aynı. Ve işin tuhaf kısmı son üç gündür bu sembolü bir şekilde rüyamda görüyorum."
"Poyraz bak!" diyerek aynı sembole sahip bilekligini gösterdim. Küçücüktü. Belli ki bu da küçüklüğünde alınmış .
"Belki bu durumunu ailen farketmisti Poyraz. Bu bilekligi onlar almış olabilir. Bunu babana sorabilirdin!"
Düşünür gibi yapıyordu. Elleri ile dağınık saçlarını karıştırdı.
"Bilmiyorum Arya."
"Neyi canım?"
"Şuan tam da yeni bir olayla ilgileniyordum. Ama Umut olayları olunca unuttum. Acaba bu olay ve bu semboller bir bağlantısı olabilir mi? Belki bir mesajdır?"
"Belki de önemsizdir."
"Önemsiz olsa bu kadar içime doğar mı sence?"
"Bilmiyorum Poyraz. İstersen biraz yoğunlaş bu konuya." dedikten sonra ayağa kalktım. Karnım da sancı vardı. Poyraz'a belli etmeden lavobaya çıktım.
Lütfen bir şey olmasın Allah'ım lütfen.
Elim karnımdaydı ve ovalıyordum. Şimdi değil bebeğim..
Şimdi değil.
Lütfen...
Bir anda gelen bulantı ile ayağa kalktım. Midem deli gibi bulanıyordu. Başımda dönmeye başlamıştı.. Sanki etraf bulanıklaşıyordu.
Hayır..
Gitme lütfen meleğim..
Sana ihtiyacım var.***
Poyraz'dan
Yeni olay.
Düşün, düşün, düşün. Bulacaksın!
Bir kaçak uyuşturucu firması. Aynı zamanda canlı bombalar üreten bir terör. Yasal olmayan şeylerle meşgul.
Ve birşeyler anlatmak isteyen sembol.
Ne bu?! Ne!
Yoksa?
Olabilir mi..
İzleri takip et. Bir dakika internetten de araştırma yapmalıyım eğer öyleyse. Bir türlü çıkmayan bu firmayı bulabiliriz.
"Alo?" dedim bir yandan internetten araştırma yaparken.
"Alo Poyraz Bey. Biz şimdi büyük bir ormanlığı arıyoruz. Bazı işaretler var ama net değil şuan."
"Durun. Bir şeyler buluyorum. Eğer doğruysa istikametimiz çok değişecek Engin."
Telefonu kapattım. Bu işaret..
Orman asla değil.
Bir ev olabilirmi değil.
Aslında köprü de olabilir.
Bu da değil.
Yeraltı?
Ah hadiii..
işte bu!
Saatlerdir aradığım şey bu.
Yeraltı simgesi! Evet işte buldum.
Hızla telefonu tuşladım.
"Engin haritayı aç ve şüpheli olan heryeri yuvarlak içine al! Hepsinde kazıma çalışması başlat. Yeraltına iniyoruz."
"Poyraz Bey emin misiniz? Bu çok yorucu aynı zamanda tehlikeli."
"Dediğimi yap Engin. Dikkatli olun. 20 dakikaya oradayım."
Hızla ayakkabılarımı giyip çıktım. Arabayı çalıştırırken aklıma Arya geldi. Ona haber vermeyi unutmuştum.
Yolun yarısına geldiğimde Aryanın numarasını tuşlayıp haber vermek için aradım.
Telefonumdan dıt sesi geldikten sonra titreşim sesi duymaya başladım. Aryanın telefonu arabada mı kalmıştı?
Ona ulaşamayacaktım.
Doğru ya dün Zeyneple burada konuşmuştu telefonda. Unuttu heralde.
Neyse zaten gittiğimi anlar.
Telefonum o sıra tekrar çalınca açtım.
"Efendim Umut."
"Abi ben bi halt yedim."
"Umut bu halt ne kadar büyük. Şuan acil bir işim var bizim olay yeraltında bir yerde sanırım. Onu arıyorum."
"Oha emin misin? Şey pardon abi. De benim halt baya bir büyük."
"Umut şöyle hadi acil işimiz var diyorum mal mal konuşuyorsun!"
"Abi Zeynep'i aldattım ben."
"Nee?!"
Anı bir fren yapmıştım. Eminim sesini Umut'ta duymuştur.
"Abi ya öyle tam değil ama yani başka biri var sadece.."
"Sadece mi? Lan sadece mi lan şerefsiz! Ne diye evlendin lan o kızla o zaman?! Duygusuz musun oğlum sen!"
"Abi anlatıcam ama nasıl anlatıcam sana böyle telefonda olmaz."
"Lan ben burada ölümle cebelleşiyorum, senin yediğin nanelere bak! Arkanı markanı toplamam ben. Git ne halt yediysen öyle de düzelt. Şerefsiz!"
Adama bak ya.
Adama bak!
Bana yardım edeceğine ne işler yapıyor!
Tekrardan gaza basıp hızla ilerlemeye başladım. Bu nasıl bir gündü böyle. Telaştan Arya'yı bile bir iki kez görmüştüm.
Son günlerde Arya da hiç iyi değil zaten yüzü hep beyaz rengi yok gibi. Belki bir ara bir daha kontrole gitmeliyiz.
Umutla da sonra ilgilenecektim artık. Enginden mesaj gelmişti.
"Abi sen orman yolundan devam et biz oradayız. Yalnız bir canlı bomba şuan etrafta geziyor. Herkesin canına mal olabilir. Dikkatli olun."
Hay böyle şeyin. Yetişemedik işte. Bir an önce durdurmamız lazım. Gaza biraz daha fazla basmıştım ki karşımdan gelen arabayı görmemiştim.Yüksek bir korna sesi yankılanmıştı kulağımda.
Hikâyeyi okuduysanız bir yıldız da siz bırakır mısınız? Hadi ışıldatalım buraları. Pamuk eller yıldızaa! 💫
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RÜYA! (Tamamlandı)
Spiritual"Siz hiç rüyanızda gördüğünüz birine aşık oldunuz mu?" Arya oldu.. Dünyaya dair hiçbir şeyini bilmediği bir rüya karakteri onu kendi kalbine hapsetti.. "Siz hiç uyumaktan korktunuz mu?" Arya korktu. Arya ve Poyraz, gerçek olamayacak kadar güz...