Bölüm 31

1.2K 134 44
                                    

"Hayat bazen kontrolden çıkar. "


Poyraz yaklaşık 3 saattir telefondaydı. Hop oturuyor hop kalkıyordu. Elimde kaşıkla onun salonda volta atışını izliyordum. Eli gerçekten çok lezzetliydi. Çok güzel doymuştum.
Doyduk dimi bebeğim. Şşhh.. minik mucizem baban sesini duymasın tamam mı? Hehehe..
Off kendimi kötü hissediyorum. Her şey senin için mucizem..
Ah acaba Zeynep ne yaşıyordu? Sanki anlatmak istedikleri vardı. Onu bir arayayım. Umut iyileştiginden beri hiç konuşmadık.
"Alo Zeynep?"
"Arya'm ya nasıl özledim."
"Canım iyi misin? Nasıl oldun hatta nasıl oldunuz?"
"Hâlâ çok kötü. Arya bilmiyorum ben ayrılmayı düşünüyorum."
"Zeynep ama çok güzel bir evliliğiniz vardı niye kıymaya kalkışıyorsun böyle güzel arkadaşım."
"Arya bilmediklerin o kadar çok şey var ki inan nereden başlayacağımı bilmiyorum."
"Zeynep anlat bana. Söyle ne oldu?"
"Tamam söylüyorum şarjım da çok az ama kapanırsa anlarsın dışarıdayım şimdi."
"Tamam canım hadi bitmeden söyle bana."
"Arya, Umut varya bana...dıııt.."
Hay böyle şeyin! Poyraz'ın kavgasından kimseyi duyamıyorum ki. Son dediklerini anlamadan telefon kapandı.
"Lan kaç kere diycem kaç kere oğlum!!!"
"Ay Poyraz yeter bi ya!" Offlaya puffflaya sandalyemden kalkınca kolumdan tutup durdurdu beni.
"Tamam git dediklerimi hallet." dedi telefondaki kişiye ve kapattı.
"Allah çalışanlarının yardımcısı olsun Poyraz."
Sırıttı.
"Ee yedik içtik bulaşıkları yıkamayacak mısın?" diyerek bana göz kırptı. Kollarımı göğsümde birleştirip:
"Biz yedik Allah arttırsın, sofrayı kuran kaldırsın Poyrazcım." diyip öpücük attım. Saçlarımı savurup merdivenlere yöneldim.
"Bak sen şuna." diyip tekrar kolumdan çekti.
"Saçların ne kadar güzel kokuyor senin."
Ani iltifatı ile tökezlemiştim.
Saçlarımın bir kısmını ellerine aldı ve kokladı.
"Çok güzelmiş Prensesim."
"Lotus çiçeği kokusu." dedim gözlerim yere bakarken.
"Imm benim çiçeğimde sensin biliyor musun?"
"Poyraaz.." dedim kızaran yanaklarımla. Utandırıyordu beni. Çalan kapı ile Poyraz geri çekilip kapının deliğinden dışarı  baktı.
Bende evimize gelen anı misafirlere alışık olduğum için pembe uzun sabahlığımı üstüme attım. Başıma da çeyizlik pembe bir tülbent taktım.
Tam da tahmin ettiğim gibi davetsiz bir misafirimiz vardı.
"Umut? Oğlum bir düzgün konuşamadık ya geç şöyle içeri."
Umut içeri girerken Poyraz dolaptan ona terlik ayarlıyordu.
"Poyraz ben terlikleri üst kata çıkartmıştım hemen getireyim." derken Poyraz beni durdurdu.
"Bitanem yeni hastaneden çıktın ben getiririm."
Bazen çok tatlı oluyordu biliyor musunuz?
"Umut sen içeri geç kardeşim." diye de Umut'a seslendi.
O sıra da  Umut'la Zeynep'i düşünüp Umut'a doğru daldım.
Kendime geldiğimde Umut bana uzun uzun bakıyor olduğunu farkettim. Ne yapıyordum ben? Yabancı bir erkekti o. Başımla hızla selamlayıp içeri geçtim. Ama aklıma takıldı sanki anlatacak çok şeyi vardı Umut'un. Öyle bir şey yapmıştı ki çok mahcup görünüyordu.
Bunu Poyraz ve Zeynep'le konuşmalıydım.
Poyraz elinde erkek terliği ile aşağı indiğinde bende yukarı çıktım. Üstüme siyah deri pardüsemi atıp başıma güzel  bir şal bağladım.
Aşağı indiğimde ikisi de bana baktı.. Çantamı omzuma atarken durumu açıkladım.
"Ben Zeynep'le buluşacaktım bugün."
"Tamam şoföre söyle bırakır seni." diyen Poyraz'a gülümseyip evden çıktım.
Kötü bir şeyler oluyordu hissediyordum.

***

Ayarladığım kafeye gelen Zeynep'i görünce koşup sarıldım  ona.  Etrafta daha çok dikkat çekmemek için masaya oturduk.
Gelen bayan garsona:
"Iki çay lütfen." dedim.
"Zeynep artık anlat şu olanları. Başımızdaki dertler bir bitmiyor şu ara."
"Arya nasıl anlatılır bilmiyorum ki canım çok yanıyor."
"Güzel arkadaşım şimdiye kadar anlatmaman kabahat. Söyle de destek olayım."
"Arya.."
Tam o sırada iki çay gelmişti. Teşekkür edip gözlerimi Zeynep'e diktim. Artık ne söyleyecekse söylemeliydi.

***

Poyraz'dan

"Uff yeraltında ki 3 insan hala kayıp ya anlamıyorum! Niye bulamıyorsunuz?! Hepinize bir deste para veriyoruz?!"
Yüzüne kapattığım telefondan sonra Umut'a baktım.
"Kusura bakma kardeşim dert bir değil malum. Çıkar şu ağzındaki baklayı."
"Abi ben başka birini sevdim!"
İçtiğim çay boğazımda kalmıştı. Iki üç kez öksürdükten sonra Umut'a baktım.
"Oğlum delirdin mi lan sen?! Hangi erkekliğe sığar bu?! Lan ben Arya'ya bile anlatamam bu durumu, ne yaptın lan sen?!"
"Ya abi bir dur ya.."
"Ne duru oğlum ne duru?! Sen bir dur lan sana karımın arkadaşını emanet etmişiz ne yapıyorsun lan sen?!"
"Abi ben Zeynep'i hep abla gibi gördüm.
Evlenmekte onun fikriydi. Ben dedim dur alışalım sevelim iyice. O işe seviyorsun sen dedi bana kıyamadım abi. Sonra başkasını böyle sevince anladım onu  hiç sevemediğimi. Yanı seviyorum ama kardeşimi sever gibi seviyorum. Abi hiç bir şey hissetmiyorum lan hissetmiyorum normal mı bu?!"
"Lan bu şimdi mi geliyor aklına?! Evlenmeden düşünseydin ya bi kızı ortalığa atamazsın! Buna ilk ben izin vermem!"
"Abi bi bağırma ya! Ben çok mu mutluyum?!"
"Anlat daha var mı bir şey?"
"Var.."
Derin bi nefes alıp içimden ona kadar sayıyordum.
Mal yemin ediyorum mal bu çocuk.
"Abi sonra sevdiğim kız çok imkansızdı benim için bende bu süreçte başka bir kızla tanıştım. Bizim  kafede çalışıyordu. Benden hoşlanıyormuş evli olduğumu falan bilmiyordu. Ben hoşlandığını sonradan öğrendim gece mesajlar atıyordu. Zeynep bu mesajları görünce deliye döndü. Açıkçası ben görsün istedim benden soğusun diye.. Ah aptal kafam! Sonra da o kafedeki kızı engelledim her yerden evliyim ben dedim. O da uzaklaştı. Sevdiğim kız ise kalbimde bir yerde. Fakat Zeynep gitti benden. Abi o gidince çok yalnız kaldım. Çok özledim onu. Ona çok değer veriyorum. Aşk umrumda değil ona olan bağım çok farklıymış. Fakat sevdiğim kız ne olacak bilmiyorum. Sevdiğim kızın resimleri defterimde, cüzdanımda, şirkette.."
"Lan mal mısın oğlum sen bir dur yavaşla. Ben sindiremiyorum lan bu ne?! Ne haltlar yedin oğlum sen?! Sevdiğin kız biliyor mu onu sevdiğini?"
"Hayır ama bir karar vermek zorundayım."
"Yok kuma al istersen, Allah'ım ya!"
"Abi dalga geçme de akıl ver ya ne yapıcam ben?"
Ellerimle sakallarımı sıvazladım.
Sen sabır ver Allah'ım.
"Sevdiğin kız ne kadar imkansız peki Umut?" dedim sakince.
"Çok imkansız be abi.."

***

Arya'dan

Zeynep'i pür dikkat dinliyordum.
"Arya, Umut başka birine aşık."
Neeee?!!!
"Nasıl olur bu?!"
Konuşacak söz bulamıyordum. Ya bu gerçek mi biri beni uyandırsın.
"Arya her yerde resimleri var o kızın. Bildiğimi belli etmiyorum ama günlüğünü buldum Umut'un. O kıza şiirler yazmış. Kokusuna, gülüşüne herbir şeyine aşık."
Zeynep'in gözlerinden yaşlar süzülüyordu. Ben yutkunamıyordum bile. Böyle bir şey nasıl teselli edilirdi? Ne söylenirdi?
Zeynep o kadar güzel bir kızdı ki, o kadar masum ve sadıktı ki onu yıllardır tanıyorum..  Ihanet edilecek son insandı. Karıncayı bile incitemezdi. Mavi gözleri, kibar tavırları, kalbinin temizliği ona bunu nasıl yapardı?
"Peki kız biliyor mu Zeynep?"
"Umut'un ona aşık olduğunu mu?"
"Evet biliyor mu bunu?"
"Hayır ama öğrenecek."
"Sen kızı tanıyor musun nasıl biri? Kim bu kız?"
"Sensin Arya.."

Hikâyemi okuduysanız bir yıldız da siz bırakır mısınız? 💫💣

RÜYA! (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin