❧28.BÖLÜM❧

11.9K 976 233
                                    


Merhabalar iyi akşamlar nasılsınız bakalım? Biliyorum bölüm hayli gecikti, beklettiğim için özür dilerim bölümü bir türlü istediğim şekilde yazamadım ve istemeden de olsa ara vermiş olduk.
Telafi edeceğimden emin olabilirsiniz. Olayları hızla toparlayacak bir bölümle karşınızdayım, heyecanlı ve sonuca yönelik olduğu için beğeneceğinizi umuyorum.

Sonunda düğümleri çözmeye başlıyoruz.

Umarım beğenirsiniz.

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum düşüncelerinizi benimle paylaşın çünkü benim için önemli.

Destekleriniz için çok teşekkür ederim iyi ki varsınız.:)

Yorumlarda görüşmek dileğiyle ♥
Bu bölüm beni sabırla bekleyen okurlarına ithaf edilmiştir, sizi çok seviyorum;)

Medya: Çakır

★Keyifli Okumalar Dilerim Canlarım★

“Buraya öyle her kafasına esen gelebiliyor mu?”
“Hayır tabi ki de burası gizli bir birlik sende zorunlu olmasaydın buradan haberin bile olmazdı.” “Peki o zaman senin buradan nasıl haberin var sen beni meraktan delirtecek misin? Doğru dürüst anlat şimdi atlayacağım üstüne!” dedim ciddiyetle ve kararlılıkla.
“Pekala, açıklıyorum. Burada çalışıyorum,” dedi net bir tavırla.
“Bi dakka bi dakka, ne demek burada çalışıyorum? Sen gizli ajan mısın?” dedim kocaman büyüttüğüm gözlerim eşliğinde. “Evet huysuz ikizim ajanım yada her neyse işte burada çalışıyorum.”
“O zaman Çakır’dan haberin vardı! Başından beri Çakır Yalın Yalçınkaya isminde birinin varlığını biliyordun ve bana söylemedin! İnanamıyorum!” diye dehşetle haykırdım.
“Söyleyemezdim, burada uymamız gereken gizlilik kuralları var, aynı şey benim içinde geçerli kimse kimliğimi açıklayamaz. Ayrıca sen hastaneye kaldırıldığından beri güvenliğini birlik sağlıyor. Yani Yalın hep çevrendeydi sadece o istediğinde karşılaşabilirdiniz.” “Ama yılbaşına kadar onu tanımıyormuş gibi yaptın! Defalarca onun şirketine gidelim dedim güvenli olmayabilir dedin, ya sen resmen Çakır’ı katil olmakla itham ettin!”
“Bir şeylerden şüphe etmemen gerekiyordu, Ayrıca ortalıkta öylece gezmen mantıklı bir davranış olmazdı” diyerek yumuşak bir tavırla cevapladı.

“Resmen ayakta uyutulmuşum, bilmediğim daha ne var çok merak ediyorum!”
Doğrudan gözlerimin içine baktı ve “Yalın’ın ekibinde çalışıyorum,” dedi ağzımı açıp tek kelime edemedim, daha fazla şaşıramam derken mutlaka bir şey buluyor! Şaka gibi. Çakır Yalın Yalçınkaya ile birlikte çalışıyor ve başından beri katilin Çakır olabileceğini ima ediyor!

“Sen gerçekten de iflah olmazsın! Katilin Çakır olma ihtimalinin beni be kadar üzdüğünden haberin var mı?” “Özür dilerim ikizim ama güvenliğin her şeyden daha önemliydi. Yalın’la irtibat kurman demek katillin sana yaklaşması demekti en azından ondan şüphe edersen yanına gitmek istemezsin diye düşündüm ayrıca güvenliğini sağlayan tüm ekip te benimle aynı fikirdeydi.” Demek ki Çakır’ında her şeyden haberi var harika!
“Peki ya eve bırakılan not, o da bu birliğin bir oyunu mu? Beni güvenli bir yere çekmek için mi hazırlandı?” “Hayır güzelim, katil gerçekten burnumuzun dibine girdi,” dedi öfkeyle soluyup. “Sen ne tür ajansın katil burnunun dibine girdi ama ruhun duymadı!” dedim alayla. “Evde değildim, görev için dışarı çıkmıştım, sabaha karşı eve geldim,” dedi gözlerinden geçen hüznün eşliğinde.
“Bunları bana anlatabilirdin!”
“Anlatamazdım ikizim, annemlerin de ikinci yönümden haberleri yok.”
Oflayarak koltuklardan birine oturdum, “Ne olacak şimdi?” “Sen burada Yalın’la kalmaya devam edeceksin bende arada yanına gelip hasret gidereceğim. Ha bir de bir fotoğrafını annemlere götürmem gerekiyor, iyi olduğundan emin olmaları lazım.” “Annemler fotoğrafa nasıl ulaştı diye sorarlarsa ne diyeceksin?” “Telefonuma mail geldi diyeceğim ki çoktan mail geldi bile, sen bunları kafana takma.”
“Hemen mi gideceksin?” diye sordum hüzünle. “Yine geleceğim merak etme.” “Annemler nerdeler, Çakır söylemedi ama böyle rahat gelip gittiğine göre hala Ankara’da bir yerdeler öyle değil mi?” dedim hevesle. Belki bir saatliğine beni annemlerin yanına götürebilir...
Anlayışla gülümsedi ve yanıma oturup tekrar sıkıca sarıldı, “Ultra hızlı bir jet kullanıyorum bir tanem, Annemler Ankara’da değiller zaten beni şuan odamda sanıyorlar akşam yemeğine kadar evde olmam lazım,” dedi başımın üzerinden öptü ve ekledi, “Yalın’a güvenim tam fakat olurda onunla aynı odayı paylaşmak istemezsen bu odayı kullanabilirsin, burası benim odam. Kapıdaki parmak izi okuyucuya senin parmak izlerini ekledim yüzünü de sisteme girdim yani rahatlıkla bu odayı kullanabilirsin. Ha bir de şu küçük dolapta resim yapabileceğin tüm eşyalar mevcut buraya geleceğini duyunca hazırlattım sıkılırsan aklında bulunsun o dolapta seveceğin türde kitaplarda var,” dedi içimi ısıtan sesiyle.

ÇİLLİ GELİNCİK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin