❧1. BÖLÜM❧

25.3K 1.5K 282
                                    


Günaydın, nasılsınız bakalım?

İlk bölümle karşınızdayım umarım beğenirsiniz:)

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum düşüncelerinizi benimle paylaşın.:)

Yorumlarda görüşmek dileğiyle ♥

slh5146 ithaf edilmiştir, ilk yorum ilk ithaf:)

Medya: Ceylin

***Keyifli Okumalar Dilerim Bir Tanelerim***

Adrese göre Çakır Yalçınkaya’nın ikamet ettiği yer, 61/1’di.
Kapının kenarında bulunan zilde, bir yazan tuşa bastım, çalsa da açan olmadı. Bir kaç kez daha basıp umudumu kaybetmiştim ki binadan birileri çıktı.

Uzun boylu esmer yağız delikanlı, olarak tabir edilecek bir bey ile, son derece güzel hoş giyimli bir hanımla karşılaştım.
Kadın, güler yüzle ve meraklı bir tavırla, “Buyurun kime bakmışsınız?” diye sordu.
Hiç bir şey düşünmeden, pat diye bilmediğim bir yere gelmenin çekincesini yaşarken, mahcup bir ifadeyle gülüp, “Çakır Yalçınkaya’ya bakmıştım,” dedim.
Bu sefer kadın konuşmadan adam, ciddi bir tavırla söze girdi, “Sen ne yapacaksın Çakır’ı?” dedi otoriter ve baskın sesiyle. Kara gözleri üzerimde memnuniyetsiz bir şekilde gezindi. Elimde olmadan seslice yutkundum.
“Düzeltilmesi gereken bir sorun var, Çakır beye ihtiyacım var. Ona nasıl ulaşabilirim, sanırım evinde yok?”

Kara bakışlı adam söylediklerimden rahatsız olmuş bir tavırla çattı kaşlarını, “Kardeşimle ne derdin varsa bana söyle,” deyince anladım tanımadığım sözde kocamın, ağabeyi olduğunu.
“Bunu nasıl anlatacağımı bilmiyorum, biraz garip bir durumla karşı karşıyayım. Daha önce kardeşinizi hiç görmedim fakat bugün elime teslim edilen kimliğe göre kardeşinizin eşi olarak görünüyorum. Yani onun kütüğüne geçmişim, onun soyadını taşıyorum, nüfus müdürlüğündeki memur, kimlik yenileme sırasında hata olabileceğini söyledi. Bu durumun düzeltilmesi için Çakır beye ihtiyacım var, onun karısı olmadığıma dair imzalı dilekçe vermesi sorunu çözecek, işte tam da bu nedenle ona ulaşmam lazım,” dedim bir kaç saattir yaşadığım gerginlikle nefes bile almadan hızlı hızlı konuşurken...
Nefes almadan konuşmama şaşıran ikili, sözlerimden sonra şaşıp kalmıştı.

Kara bakışlı adam, “Kimliği görebilir miyim?” diye sorduğunda tereddüt etmeden kimliği çıkarıp uzattım. Yeni kimlikte, evlilik ibaresi dahil, pek çok şey olmadığı için onu ikna edecek bir yanıt bulmadı, sadece soy ad var o da benzerlik bile olabilir, yani öyle olduğunu düşünebilir.
“Sorun olmazsa bir arkadaşımı arayıp bilgi alacağım,” dedi haklı olarak.
“Tabi buyurun lütfen.”
Adam telefonunu çıkarıp birini aradı, “Alo Samet, sana bir işim düştü,” dedi ve karşı tarafı dinledi.
Bizde tam o sırada bina bahçesinde bulunan çardağa doğru ilerledik, daha doğrusu hoş bakışlı güler yüzlü kadın, beni o tarafa doğru yönlendirdi.
Karşılıklı oturduk, keyifli bir gülüşle elini uzatıp, “Ben Elçin, telefonda konuşan sinir küpü de, kocam Çağatay,” dedi ama halinden memnun bir tavrı vardı.

“Garip bir tanışma oldu ama memnun oldum, bende Ceylin...”
“Garip ama eğlenceli,” diyerek onayladı beni.
Aramızda geçen kısa konuşmanın sonunda, adının Çağatay olduğunu öğrendiğim adam yanımıza geldi, yüzündeki afallamış ifadeden anladım ki hatanın ne olduğunu öğrenmiş.
Doğrudan karısına bakıp, “Karıcığım, eltine merhaba de!” dedi manidar bir sesle. Gözlerindeki muzip ifade, az daha kahkahalara boğulmama sebep olacaktı.
Elçin hanım, keyifle bir kahkaha patlatıp, “O deli, ne yapacak çok merak ediyorum,” dedi ayağa kalkıp kocasının beline sarılırken.
Çağatay bey de bıyık altı bir gülüş atıp, “Dalga geçme hatunum...” dedi yumuşacık bir tonla.
“Dalga denizde olur sinir küpüm.”
Karı koca beni unutup, birbirlerine hülyalı bakışlar atmaya başlayınca kendimi fazlalık gibi hissedip rahatsız oldum ve hafifçe boğazımı temizleyip, dikkatlerini çekmeye çalıştım.

ÇİLLİ GELİNCİK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin