❧27.BÖLÜM❧

13.4K 1K 385
                                    


Merhaba nasılsınız bakalım? Bölüm hep geç gelecek değil ya bir de erkenden bölüm atayım dedim. Hazır sokağa çıkma yasağı da varken boş durmayayım dedim:)

Güzel hatta bomba gibi bir bölümle karşınızdayız umarım beğenirsiniz.

Desteklerinizi bekliyorum oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin;)

Yorumlarda görüşmek dileğiyle ♥

Bölüm tüm okurlarıma ithaf edilmiştir:)

İthaf isteyenler yorumda belirtebilirler

★Keyifli Okumalar Dilerim Bir Tanelerim

Korkuyorum, bana yardım etmeye çalışan iki kişinin ölümüne sebep olmaktan deli gibi korkuyorum.

Öyle bir çelişki içindeyim ki ne doğru ne yalan anlayamıyorum. Odanın içinde bir sağ bir sola volta atarken mantıklı bir şeyler düşünmeye çalıştım, eğer Ayaz ve Yılmaz'ın ölümünde Çakır'ın parmağı varsa kendimi nasıl avuturum bilmiyorum. Bu zamana kadar pek çok zaman katilin Çakır olmadığını savundum peki ya katil Çakır'la bağlantılı biriyse!? Hala onun katil olacağına ihtimal vermiyorum zira katil olsa gizli bir örgüt tarafından korunmama izin vermezdi o beni yerin bilmem kaç katında olan birime getirmezdi!

Kafam o kadar karışık ki, Çakır geldiğinde nasıl tepki vermeliyim? Bildiğimi belli etsem kim bilir neler olur, numara yapsam gerçekleri anlayamam. Ben düşüncelerimle boğulurken odanın kapısı hafifçe tıklatıldı ve Çakır içeriye girdi, yüzümdeki ifade her nasılsa, "İyi misin?" diye sordu bir çırpıda yanıma gelip.

"İyi değilim, Ayaz ve Yılmaz yemek masasında ölü bulunmuş!" dedim öfkeyle. "Haberlerden haberim var," dedi sakin bir sesle. Soğuk bir tavırla bakıp aklımı kurcalayan soruyu sordum, "Onları sen mi öldürdün?" Tek kaşını havaya kaldırıp bakınca acı gerçekle yüzleşmiş oldum, "Sana inanamıyorum!" diye haykırdım öfkeyle. "Yılmaz'ın iki yaşında bir çocuğu vardı! Onun babasız büyümesine sebep oldun!"

"Ceylin sakin olur musun? Onları öldürdüğümü falan söylemedim, buraya geldiğimizde ne demiştim hatırla, katil için çalışan hangisiyse bedel ödeyecek çünkü seni elinden kaçırdı. Bu durumdan şu sonuca varmalıyız ikisi de katil için çalışıyordu!" "Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun ki?"

"Kaldığımız yeri dördümüz dışında kimse bilmiyordu çünkü! Senin korunman ve senden alacağımız bilgiler hayati önem taşıyor! Bu artık devleti de aşan bir sorun haline geldi, 38 kurban ve eldeki koca bir sıfır! Ne düşünüyorsun bilmiyorum ama şu kadarını söyleyeyim bu iş bizim birimimize kadar ulaştıysa işin içinde ya bir devlet adamı var yada ulaşılmaz olduğunu sanan bir zengin bir sadist var. Tek seçenek senken kaldığımız yerin gizliliğini kimseyle paylaşmadık, eğer öldülerse kaldığımız yeri sadece biz bilmiyormuşuz demek ki! Ölümlerine sebep olan katil veya onun için çalışan biri. Gözünü aç artık! Eğer o evden ayrılmasaydık belki şuan katilin elinde olacaktın en iyi ihtimalle yaralanmış olurdun, umarım konunun ciddiyetini anlatabilmişimdir!" dedi sert ve otoriter bir tavırla. Cevap vermemi bile beklemeden hızla odadan çıktı ve bu sefer giderken kapıyı üzerime kilitlemeyi de ihmal etmedi.

Ah evet konunun ciddiyetini anlatabildin.

Üzerimden geçen ürpertiyle olduğum yere yığıldım, yumuşak halının varlığı bile titrememe engel olmadı. Bir an sadece bir an sonra yenilmişlik hissiyle ağlamaya başladım, iç çekmişlerim iç yakan hıçkırıklara döndüğünde ne için ağladığımı anlamadım. Katille bağlantılı kişilerle aynı evde yaşadığım için mi yoksa insanlar öldüğü için mi bilmiyorum tek yapabildiğim ağlamak...

ÇİLLİ GELİNCİK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin