❧3. BÖLÜM❧

23.3K 1.6K 484
                                    


Merhabalar iyi akşamlar nasılsınız bakalım?

Güzel bir bölümle karşınızdayım umarım beğenirsiniz:)

Destekleriniz için çok teşekkür ederim.
Destekleriniz eksik etmeyin oy ve yorumlarınızı bekliyorum:)

Yorumlarda görüşmek dileğiyle ♥

umutsuzyildizlar

mavizyon

slh5146 okurlarıma ithaf edilmiştir:)

Medya: Ceylin

***Keyifli Okumalar Dilerim Canlarım***
Çakır’ı görmemin üzerinden geçen beş günün sonunda, içimde büyüyen heyecanla ziyarete gitmek için fırsat kollar oldum, şans bu ya her zaman erkenden biten işim bitmedi, ya arkadaşlarım gelemedi yerlerine bakmak zorunda kaldım ya da iş saatlerim uzadı. En nihayetinde, bugün yarım günlük izin alıp çalıştığım hastaneden çıktım.
Yüzümde anlam veremediğim bir gülümsemeyle otobüse bindim. Çakır’ı görmeye gideceğimden kimsenin haberi olmadığı için biraz da gergindim ama neticede sık sık ziyarete gitmemi söyleyen Çakır...
Her hangi bir sorun olmayacağını farz ediyorum.

Çakır’ı düşüne düşüne yolu bitirdim hastanenin önüne geldiğimde heyecandan kuruyan boğazımı bir kaç yudum su ile ıslatıp, doğrudan Çakır’ın odasına çıktım.
İçerde biri var mı yok mu bilmediğim için bir kaç dakika bekleyip kapıyı tıklattım ama ses gelmedi, kapının kulpunu çevirdiğimde kilitli olduğu için açılmadı.
Allah Allah ne oldu acaba?
Adımlarını Selda Hanım’ın odasına çevirdim, kapıyı tıklayıp içeri girdim, zira içerden gelecek yanıtı bekleyemeyecek kadar tedirginim.

Beni gören Selda hanım, büyük bir şaşkınlıkla bakıp, “Ah Ceylin hanım, sizi beklemiyorduk. Hoş geldiniz buyurun oturun lütfen.”
Gösterdiği yere oturdum, “Çakır’ı görmek için geldim ama odası kilitliydi, kötü bir durum mu var?” diye sordum içimde büyüyen korkuyla. Nedense ona bir şey olması fikri rahatsız etti.
Selda hanımın anında asılan suratı hiçte iyi şeylerin habercisi değildi, hafifçe boğazını temizledi ve ciddileşen ifadesiyle, “Çakır, sizinle görüşmesinin ertesi günü sinir krizi geçirdi o zamandan beride pek kendinde değil, uzun zamandır göstermediği agresifliği bir kaç günde gösterdi,” dedi.
Titrek bir nefes aldım ve korkuyla sordum, “Benim yüzümden mi?”
“Maalesef bununa net bir cevap veremem ama sizin de iyiliğiniz için bir süre Çakır’la görüşemezsiniz.”
Bir umut, “Ya yanında olmamı isterse?” diye sordum.

“Çakır şuan kimseyi görecek halde değil, Çağatay bey ve eşi de günlerdir kapıdan geri dönüyor. Üzgünüm ama izin veremem.”  “Selda hanım, lütfen en azından beş dakikalığına görmeme izin verin, Çakır’ı görmek için yalvar yakar iş yerimden zor izin aldım. Hastanelerin ne kadar yoğun olduğunu en iyi siz bilirsiniz, kırmayın beni. Beş gündür buraya gelebilmek için an kolluyorum,” dedim tüm dürüstlüğümle.
Yüzündeki ifade az da olsa yumuşadı, bir kaç dakika boyunca sessizce düşündükten sonra, “Sadece beş dakika,” diyerek izin verdiğini belirtti.
“Çok teşekkür ederim.”

Beş dakika bile yeter, onu görmeye ihtiyacım var, oyun mu oynuyor yoksa cidden kriz mi geçirdi anlamam gerekiyor. Umarım bu oynadığı bir roldür...
Çakır’ın odasına geldiğimizde Selda hanım cebinden çıkardığı anahtarla kapıyı açtı. İçeri girdiğim anda kapalı olan perdeler yüzünden öğlen vaktinde karanlık olan odada gezdirdim gözlerimi. Çakır yatağında yatıyordu ama koyu renk perdeler gün ışığını kapattığı için yüzü tam belli olmuyor bu nedenle Perdelerden birini açıp bakışlarımı çevirdiğimde yutkunamadım.
Beş gün önce gördüğüm adamla, bu adamın uzaktan yakından alakası yok gibi. Güler yüzlü esprili adam nerede?
Işıltılı mavi gözlerin sahibi nerede?
Nerede bana Çilli Gelincik diyen adam?

ÇİLLİ GELİNCİK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin