Merhabalar, hepinize keyifli okumalar dilerim. Okumakta olduğunuz hikaye benim yazdığım bir roman değil; çok severek okuduğum ve burada yayınlamak için yazan kişiye baskı yaptığım bir hikayedir. İkna etmek için diller döktüğüm yazarına moral vermek ve destek olmak adına yorumlarınızı yazarsanız çok sevinirim. Sevgilerimle...
Yavaşça diz çökmüş olduğu yerden, kılıcının yardımıyla doğruldu Stear. Yine gözlerinde yaşlar birikmiş, bir izin verse, sanki bir daha asla duramayacakmışçasına, kopup gelen şelaleler gibi ağlayacağından emindi. Hep böyle oluyordu buraya gelince... Kendince aşkının anısına bir mezar yapmıştı. İsyanın direniş merkezi olarak seçip örgütlendikleri bu yemyeşil ovanın tam orta yerine, bir mezar taşı dikmiş ve biricik sevgilisi için her gün buraya gelip dua etmeyi alışkanlık haline getirmişti.
Hiç çıkmamıştı ki aklından Leani, hep sevmişti onu. Kendini bildiği günden beri, hep kalbinin en hassas yerindeydi güzel kızın aşkı. Ama artık orada sadece bir hayal vardı, sonsuza kadar aynı yerde kalacak olsa da sadece bir hayal. Uzun zamandır hissettiği tek duygu intikamdı. Zaten sırf bu yüzden girmemiş miydi bu yola, intikamı için...
Doğrulurken tekrar gözlerini avuçlarının ayasıyla sertçe sildi. Bunu o kadar hızlı yapmaya alışmıştı ki, kimse fark edemiyordu bile. Hızla arkasını döndü ve geldiği istikametin aksi yönde ilerledi. Kapıda bekleyen Bellion'a döndü ve:
-"Ne durumdayız dostum. Söylediğim şeyleri yaptın mı?"
Bellion, almış olduğu askeri terbiyeyi bir an olsun elden bırakmayan büyük bir saygıyla:
-"Yerine getirdim Kralım. Emrettiğiniz gibi yandaş köylerden topladığımız vergi ile birlikte, eli silah tutan, askeri disiplin içinde eğitebileceğimiz gençleri de merkeze getirdik. Eğitimleri hemen başladı, emrettiğiniz süre içinde hazır hale gelecekler."
-"Güzel. Silah durumumuz ne âlemde? Ve Yiyecekler?"
-"Marin'in ordusundan ele geçirdiğimiz silahlar, bize gereken savaş gücünü sağlıyor yüce Kralım. Köylülerde eksik olmasınlar, tüm desteği veriyorlar. Köylüler de yiyecek ihtiyacımız için her türlü fedakârlığı yapıyorlar. Arkamızda çok önemli bir halk gücü var efendim."
-"Biliyorum. Ağabeyimin yönetim tarzı ve bu Kursk belası yüzünden zaten çok ezildiler. Gözünü açık tut Bellion. Kursk saldırılarından onları mutlaka korumalıyız. Temel hedefimiz Priest'in başkenti olsa da halkın yaşamı çok daha önemli. Bunu sakın aklından çıkarma."
Bellion, büyük bir itaatle eğildi ve:
-"Siz nasıl emrederseniz Kralım."
Son anda aklına gelen bir şeyi sormak istercesine atıldı Stear:
-"Bellion! Bir şey daha. Brox'dan haber var mı? Bize katılmak konusunda kararında halen bir değişiklik yok mu?"
-"Ne yazık ki yok efendim. Bizden ayrıldığından beri Brox, tamamen kendi dünyasına dalmış. Ülkesi, vatanı ve kralı onun için hiçbir şey ifade etmiyor belli ki. Köy yağmalamaktan başka bir düşünmeyen birisi haline gelmiş. Aslında elindeki ordu iyi yetişmiş, yazık, çok işimize yarayabilirdi..."
Stear iç geçirdi:
-"Bu yağma işine devam ederse, ne yapmamız gerektiğini biliyorsun değil mi Bellion? Onun senin silah arkadaşın olduğunu ve eskiden orduda birlikte savaştığınızı biliyorum ama yine de..."
-"Elbette efendim. Ölümüm ve yaşamım, sizin emirlerinize bağlıdır ve asla sorgulamayacağıma tanrıların kutsal huzurunda yemin ettim. Brox ile tekrar omuz omuza savaşmayı isterdim, tıpkı eski günlerdeki gibi. Haklı bir amaç uğruna, kutsal hedeflerimizi yerine getirmek için, yani vatanımız için, tehlikeli görevlere gözü kapalı atıldığımız gibi. Ama vereceğiniz emir, benim ya da onun ölmesi ise, kralımın emirleri mutlaka yerine getirilecektir. Bu konuda şüpheniz olmasın efendim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lanet & Armağan
FantasyOndan aman dileyemezsiniz... Çünkü zaman ve derman bulamazsınız! Onun karşısında duramazsınız... Çünkü kılıcından akan kızıl kan, sizin kıymetli kanınızdır! Ondan kaçamazsınız... Çünkü öfkesi gözünü kararttığında, sizin zavallı hayatlarınız için...