Bölüm 27: Kafileye Katılan Prens

703 86 8
                                    

Son kısmı Lea'nın duyacağı kadar yüksek sesle söylemişti, duyduğundan da neredeyse emindi. Kızla birlikte daha önce kurdukları planın, kendi öncelikleriyle örtüştüğünü belirtmek istemişti, bu arada da kızın önceliklerinde bir değişiklik olup olmadığını kontrol ediyordu aslında sinsice. Ama nedense kız arkasını bile dönmeden prensle konuşmaya devam ediyordu, kendisine dönen Alback oldu:

-"Lea, Prens Stear'ı aradığınızı söyledi Tung. Stear sürgün Priest Prensidir, biliyorsun. Sürekli yer değiştirir, yoksa Marin'in suikastçıları onu buldukları yerde avlayabilirler. Bir de haberini aldık, Cylex ordusu da onun ve en ünlü iki komutanının peşine düşmüş. Duyduğumuza göre birini de haklamışlar, tanrı Bellion'un yardımcısı olsun! O ordu, yer üzerindeki en ölümcül güç!"

Lea ve Tung göz göze geldiler. Alback devam etti:

-"Marin de dev bir ordu çıkarıyor, ama onun önceliği Kursklar değil kardeşi. Amacı Stear'ı bulup bu işi bitirmek. Böylece tahtını sağlama almış olacağını düşünüyor, Kursklardan çok Prens Stear zarar veriyormuş ona. Babama söylediği bu..."

Kendisine "Tung" diye hitap ettiğine göre Lea ona kendisinden bahsetmişti. Demek ki deminden beri kendisiyle ilgili de bir şeyler konuşmuşlar, hakkında bazı bilgileri prense vermişti kız. Tung devam etti:

-"Babana bunu söyleyen Marin olduğuna göre Priest ile Prados'un müttefiklik ilişkisi, hala canlı olsa gerek. Prados kralı da baş vezirini Stear'a yolladığına göre ikili oynuyor. Sizin de başınız Cylexlerle belaya girebilir."

Yüzüne karşı babasına ikiyüzlü denmesine alışık değildi prens, yine de sakin kalmayı tercih etti. Mesafeli bir ses tonuyla:

-"Hayır, biz buna ikili oynama değil diplomatik ilişki diyoruz. Müttefik sayımızı arttırma çabamız ikili oynama biçiminde yorumlanmamalı."

-"Yapma prens! Sen bu ülkenin varisisin. Aynı ülkedeki taht kavgasında iki tarafı da destekleyen kişi, açıkça ikili oynuyordur, hepsi bu. Roast ve Sposklar ile, dahası Tyrus'la müttefiklik arayışı peşindesiniz. Hım, bu devlet işlerinden pek anlamam ama sanırım en büyük darbeyi Prados yiyecek bu iş bittiğinde..."

Alback, sinirlerinin iyice gerildiğini hissetti. Yine de nezaketini bozmamaya özen göstererek:

-"Demin de dediğim gibi. Biz, birçok ülkeyle dost ve müttefikiz. Sadece Kursk belasına karşı ortak bir düşman arayışına gireriz ve Prados, herkes için büyük bir şanstır. Bizi dikkate almayan, bunu çok ağır öder. Hele ki bu Tyruslular! Ne dostluğundan bahsediyorsun, onlar barbar ve leş yiyici! Bizim onlarla ne alakamız olabilir? İlkel bir barbar kabilesi hepsi o, beyinleri olduğundan bile şüpheliyim. Ormanlarımda yaşayan maymunlara bile onlardan daha fazla saygım vardır."

Tung, birden iğnelerle dolu bir fıçıya düşmüş gibi oldu, sesinin sertliğine dikkat bile etmeden, çok üst bir perdeden:

-"Söylediklerine dikkat et Prados prensi, sakın benim sabrımı zorlama! Yoksa o Cylex ordusunu mumla ararsın!"

Prensin bakışları da sertleşmeye başlamıştı ki Lea'nın tatlı sesi duyuldu:

-"Tung, Tyrusludur ve ülkesi söz konusu olduğunda biraz hassastır. Kusura bakma Alback, onun adına senden özür dilerim."

-"Önemli değil Lea, senin özür dilemen beni sadece üzer. Bu kadar güzel bir varlık özür dilemek için nasıl bir nedene sahip olabilir ki?"

Lea gülümsedi:

-"O sonuçta benim birlikte yol aldığım kişi. Kabalıklarından da sanırım ben sorumluyum. İltifatın için çok teşekkür ederim, yine de üzgünüm. Bu arada söylemeyi unuttum, Tyrus Tegini de Vivien'in kocasıyla birlikte saraya gidiyor. Söylediği gibi, sanırım gerçekten müttefik oldunuz."

Lanet & ArmağanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin