17

4K 318 93
                                    

16 Eylül Pazartesi 16.25

Bora

Kendimi Çetin'in yanına yatağa attığımda ağzından küçük bir çığlık kaçmıştı, gülerek ona döndüğümde gözlerini devirip yatakta doğrulmuştu

"Nasıl girdin ulan sen!"

"Yeşim abla açtı lan, sizin evin boş olduğu bir saniye bile yok o olmasa başkası açar."

"Doğru." Diye mırıldanırken sırtını yatak başlığına yaslamıştı, aşağıdan Çetin'in küçük kardeşi Duru'nun ağlama sesleri gelirken Çetin'in bu evden sürekli şikayet etmesini daha iyi anlıyordum, benim veya Leventlerin evi genelde sessiz olurdu çünkü evde kimse olmazdı ama Çetin'lerin evi bunun tam zıttıydı. Bir kere Yeşim abla çalışmıyordu, yani sürekli evdeydi.

Kafamı çevirip elinde telefonunu çevirip duran somurtuk arkadaşıma baktım, canı sıkkın görünüyordu yine –ki bu normalde göremeyeceğiniz bir şeydi

"Sana n'oldu yine lan?"

Bana bakmadan omuz silkti, şuan Duru'ya çok benziyordu, 5 yaşındaki bir çocuk gibi

"Şşşh," omzumla omzunu dürtüp bana bakmasını sağladım, bana baktığında kaş göz işaretiyle sordum bu sefer, karşımdaki de Çetin olduğu için çok dayanamamıştı tabi

"Ya oğlum sikicem ben senin bu kuzenini, tavır yapıyor bana!"

Muhabbeti anlayınca gülüp geri çekildim ama Çetin koluma geçirmişti çoktan "Gülme ulan!"

Kolumu sıvazlarken gülmeye devam ediyordum "Ah! Acıttın ayı! Tamam n'oldu anlat n'aptın da kızdırdın? Burak kolay kolay goy goyluğundan çıkmaz senin gibi."

Birkaç saniye duraksadığında kafamı eğip bana bakmasını sağladım "Oğlum n'oldu lan?"

"Ya uzun mevzu da kısacası ben buna hiçbir şeyi ciddiye almıyorsun eğlenecek benden başkasını bulamadın mı arkadaşlığımızı bok ettin falan dedim."

Gülmem dururken Çetin devam etti "Tanju'yu falan da dedim onu bile ciddiye almıyordun beni mi alacaksın gibisinden."

"Çeto fena sıçmışsın. Hayır normalde de sıçmışsın  da Tanju konusunu açarak daha çok sıçmışsın." Ben de onun gibi sırtımı yatağa yaslayıp hafif çiselemeye başlayan yağmuru izlemeye başladım, "Niye lan, ne dedim ki ben?"

Kafamı yana çevirip Çetin'e baktım, gerçekten anlamamış görünüyordu

"Çeto bir şey söylemek bana düşmez ama Burak göründüğü gibi birisi değil, düşündüğün kadar umursamaz birisi değil yani, imkansız zaten bence, o sadece saklamakta bizlerden başarılı."

Durup yüzüme bakakaldığında devam ettim "Bazen ben de unutuyorum boşver, konuşur halledersiniz."

Sonra yağmuru izlemeye devam ettim, nedense içimi rahatlatıyordu. Keşke fırtına çıksaydı, gök yeri göğü inletseydi, sanki benim çıkaramadım gürültüyü o benim yerime çıkarıyor gibi hissederdim hep.

Çetin oflayıp yatağın kıç tarafına doğru uzandığında yerimde doğrulup derin bir nefes aldım buraya gelmemin bir amacı vardı, sanki içimdeki kargaşayı duymuş gibi yattığı yerden bana doğrultmuştu gözlerini "Yeni kankanla n'aptınız bugün?"

Gülüp omuz silktim "Dondurma yedik."

"Vay şerefsiz insan kankasına da getirir."

"Ismarlarım ben sana Çaki."

Sırıtıp yattığı yerden hızla doğrulup bana sarılmıştı "Kankaların bir tanesisin sen! Allah'ın bir kulu bana bir şey almıyor!"

Çetin'e sırıtıp başucundaki iki minik kertenkeleyi işret ettim gözlerimle, nereye baktığımı anlayınca tekrar yapıştırdı koluma "Ah! Vurma ulan artık çürüttün kolumu!"

"Sen kaşınıyorsun!"

İstemsizce gülerken sızlayan kolumu görmezden gelmeye çalıştım, sonra ciddileştim "Çeto sana bir şey anlatmam lazım, Levent'le aramızın neden bozuk olduğuyla ilgili."
Sonlara doğru bakışlarım ellerime inmişti, Çetin'se pür dikkat yüzüme bakıyordu

Tekrar derin bir nefes aldım ve zar zor da olsa Çetin'in gözlerinin içine baktım, "Biz Levent'le sevgiliydik."

Son kelime istemsizce içime anlık bir acı saplanmasına sebep olmuştu, dikkatimi Çetin'e verdiğimde şaşırmış görünmüyordu "Evet?" sorarcasına bana bakıyordu "Sorun neydi?"

"Evet mi? Niye şaşırmadın lan?"

Devam etmemi bekleyen bakışları yavaş yavaş sırıtmaya bırakmıştı "Kanka düşündüğün kadar iyi saklayamıyorsunuz, anlamıştım ama emin olamamıştım. Anlatmanızı bekledim."

"Vay anasını! Sorsaydın ya ben de kıvranıyorum."

"Banane oğlum niye kıvranıyorsun kardeş değil miyiz biz?"

Güldüm, ama yorgun bir gülümsemeydi bu, artık sadece Çetin'le kardeş gibi olduğumuzun farkına vardığım bir gülümsemeydi, uzanıp bana sarıldığında afalladım,

"Ayrıldınız dimi?"

Sadece kafamı salladım, şuan kendimi acayip kasıyordum, bir kez daha kendimi salmak istemiyordum, özellikle başkalarının önünde.
Geri çekildiğinde boğazımı temizleyip kendimi toplamaya çalıştım

"Neler olduğunu başka zaman anlatayım olur mu? İyi hissetmiyorum."

Kafasını salladı "Olayı bilmiyorum ama Levo hala bir şeyler hissediyor bence." Kendime engel olamadan kafamı kaldırıp Çetin'e baktığımda buna karşılık sırıtmıştı

"Ooo abayı yakmışsın sen oğlum."

Bir şey söylemedim, Çetin devam etti "Sinan'a baya kıl oldu onu fark ettim, tüm yol boyunca homurdanıp durdu."

İstemsizce kendimi gülümserken bulmuştum, bunları duymak içimde minikte olsa umut yeşermesine sebep oluyordu ama hala Levent'i anlamama yardımcı olmuyordu.
O sırada odaya dalan Duru'yla ikimiz de kafamızı kapıya çevirmiştik, ortalığı ayağa kaldıran kişinin bu 5 yaşındaki kız olduğunu bilmek garipti.

"Abi telefonunu verir misin?"

"Hayır." Dedi Çetin hiç istifini bozmadan "Ya ama n'oluur! Oyun oynayacağım 5 dakika n'olurr!"

"Ya Duru git annemin telefonunu al yok oyun falan sildim ben."

Ve Duru'nun kulakları sağır edecek şekilde ağlamaya başlamasıyla Çetin kendini yastıkla boğmaya çalışması bir olmuştu.

Duru'yu severdim ama beynim bu kadar sesi kaldıramayacaktı, çıkarıp kendi telefonumdan oyunu açıp Duru'ya uzattım, hangi oyunu istediğini biliyordum, Çetin günde milyon kere şeker oyunundan artık nefret ettiğini söyleyip duruyordu

"Al Duru benimkinden oyna, ağlama artık."

Gözyaşlarını silip yanağından öptüm, kirpikleri hala ıslakken sırıtıp odadan kaçmıştı, Çetin'e döndüğümde yastığın üstüne kafasını dayamış bana onaylamaz bakışlarla bakıyordu

"Sen de artık şeytana ruhunu sattın Bora, sen de bizden birisisin."

Eski yerimi alırken kahkaha atmaya başlamıştım, Çetin'in kaçmak istediği bu evde ben seve seve kalabilirdim, en azından düşünmene fırsat vermiyorlardı kafa dağıtmak için birebirdi.

[ II. Kitap ] Bir Gün (bxb) • [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin