13

4.3K 316 16
                                    

4 Eylül Çarşamba 12.30

Bora

Levent'in kapısının önünde dikilirken uzanıp zile bastım, söylediği şeyler boğazımda kocaman bir yumru yaratmıştı.
Ona olan hislerim beni o kadar yoruyordu ki, arkadaşlığımızı unutuyordum bazen. Halbuki bana en çok ihtiyacı olduğu zamanlardı, bunu atlamıştım.

Kapıyı açıp karşıma dikildiğinde gözlerinin kızarık olduğunu fark etmiştim, ağlamış mıydı?
Kalbimin acıdığını hissettim, kenara çekildiğinde içeri geçtim.

"Geleceğini sanmıyordum."

Yüzüne baktığımda gerçekten öyle düşündüğünü anlamıştım, fazla moralsiz görünüyordu. Omuz silkip koltuğa giderken gülümsedim "Demek ki yanılmışsın."

Birazdan o da yanımdaki yerini almıştı, yüzümdeki tebessüm ona da bulaşmıştı ama hala üzgün görünüyordu "Bora gerçekten burada olmak istemiyorsan-"

"Levent tamam, kapatalım konuyu, yok öyle bir şey. Ben sadece hala alışamadım."

Gözlerini kaçırırken bu sefer yüzündeki tebessüm tamamen silinmişti, haklısın, tarzı bir şeyler mırıldanmıştı.
"Her neyse, bugün annem senle Yeliz ablayı yemeğe davet etti, akşam bizdesin yani."
Aslında arayıp bunu anneme ben söylemiştim, o zaten bunu istiyordu ama bana olanlar yüzünden benden bir atak bekliyordu, bu arada annemle hala bu konuyu konuşmamıştık, bu da beni germiyor değildi.

Gözleri ışıldayarak kafasını kaldırdığında haline gülmeden edemedim "Cansu abla mı? Gerçekten mi?"

Kahkaha atmama engel olamamıştım "Sanırım başından beri beklediğin annem ve yemekleriydi?"

Sırıtırken gözlerini devirdi, "Yemekleri genelde senin yaptığını ikimizde biliyoruz, ama Cansu ablayı özledim evet, onu çok uzun zamandır görmüyordum."

Kafamı salladım "O da özledi, ama işleri anca yoluna koydu uzun zaman izin aldığı için baya bir şey birikmişti."

Usulca beni onaylarken aramızda garip birkaç saniye geçmişti, ona bu kadar uzakken bu kadar yakın olmaya ne zaman alışacaktım kim bilir? Belki alışmama gerek kalmazdı, var mıydı öyle bir ihtimal?
Ayrıldığımız gün söylediği şeyler aklıma gelince hemen düşüncelerimin önünü kestim, şimdi sırası değildi.

Kafamı kaldırdığımda Levent'in beni izlediğini görmüştüm, gülümsüyordu ama buruk bir gülümsemesi vardı, ortamın ağır havasını dağıtmak ve onu ne kadar özlediğimi unutmak için konuyu dağıttım

"Bu arada seninle konuşmak istediğim konu Çetin'di, artık ona söylememiz gerektiğini düşünüyorum."

Kafasını sallayıp o da beni onayladı "Evet, senin dönmeni beklemiştim ben de. Arada kaynadı o da."

"Tamam o zaman bir ara konuşuruz."

"Aslında, eğer istersen tek başına söyleyebilirsin. İkimiz yan yanayken bu muhabbeti açmasak daha iyi olabilir."

Sadece kafamı salladım, diyecek bir şeyim yoktu. Bu konunun beni mahvettiği yeni bir şey değildi.
Kafasını koltuğa yaslayıp beni izliyordu "Biliyor musun bu ev artık çok sessiz geliyor," durup alayla güldü "Çok komik, eskiden de varlığıyla yokluğu birdi ama şimdi," duraksadı son alay kırıntıları da uçup gitmişti

"Şimdi tamamen yok." Diye devamını getirdim, bunun anlamını iyi biliyordum, babam vefat ettikten sonra o eve alışmam çok uzun zamanımı almıştı.
Bana yorgunca gülümsedi "Karşına geçmiş sana ne anlatıyorum, özür dilerim."

Ben de aynı yorgunlukla gülümsedim, "Dileme, gerçeklerden kaçamıyoruz. İkimiz de babasızız işte."

Güldü, ama bu çok acı bir gülümsemeydi, gözlerinin dolmuştu. Bunca zaman iyi olduğunu düşünerek büyük aptallık etmiştim. Şuan ona sarılmayı çok isterdim, ona iyi gelmek isterdim.
Pes edip kafamı kurcalayan düşünceleri kısa bir süreliğine kenara bıraktım, uzanıp onu kollarımın arasına aldım.
Şaşkınlıktan sanırım birkaç saniye sonra sarılışıma karşılık vermişti, gözlerim istem dışı kapanırken burnuma dolan kokusu burnumun direğini sızlatmıştı. İçimde çok saçma bir ağlama isteği vardı.

Hemen sonra kollarının daha da sıkılaştığını hissettim, belki bir daha ona sarılamayacağımın düşüncesi kafama sızarken ben de istemsizce daha sıkarken buldum kollarımı. Burnumu sarı saçlarına gömüp ona fark ettirmeden özlemimi gidermeye çalıştım.

Muhtemelen bu hareketim özlemimi gidermek yerine daha da çoğalmasına yol açacaktı, ama buna değerdi.

[ II. Kitap ] Bir Gün (bxb) • [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin