Medya: Keep Lying - Donna Missial
31 Aralık Salı 22.15
Bora
Gözlerim uzun bir süre mutfak kapısının ardından bahçedeki yılbaşı ağacının parlayan ışıklarına takılı kaldı. Kafamı duvara yaslarken elimde olmadan eski güzel günler geldi aklıma.
Babamla beraber her yıl beraber heyecanla kurduğumuz o ağaç şimdi karşımda duruyordu. Babam öldüğünden beri aynı heyecanla kalkmıyorum yılbaşı gününe, ama günün geri kalanını heyecanla geçiriyorum.
Bu sefer ağacı kurmak için sabahın köründe kalkmıyorum, akşama doğru annem işten geldiğinde ya da Leventle Çetin geldiğinde beraber kuruyoruz.
Çünkü hayat sen istesen de istemesen de devam ediyor.
Bu yılbaşında farklı olan tek şey bu ağacı Leventle yalnız kurmuş olmamızdı, Çetin olmadan bir şeyler garip hissettiriyordu. Sanki yavaşça etrafındaki herkesin ellerinden kayıp gittiği gibi bir his.
Leventle eskisi gibi değildik, Çetin giderek uzaklaşıyordu. Ama sonra mantığım devreye giriyor, Levent konusu hala bir muammaydı ama Çetin'in en kısa zamanda normale döneceğini biliyordum. Hatta bu gece buraya geleceğine dair bile inancım hala vardı.
"Yılbaşında tek başına ağacı izleyemezsin, bu yılbaşının ruhuna aykırı."
Dibimde duyduğum sesle irkildim, hemen yanı başımda yine o tanıdık sima vardı. Onu ne kadar özlediğimi hissedebilseydi, bir şeyler değişir miydi diye düşünmeden edemiyordum.
Aşka inanmayan birisini, benim aşkıma, nasıl inandırabilirdim ki? Bunun için yeterince güçlü müydüm?
Güldüm, "Nedenmiş?"
Dudakları gerilirken gülümsemesi genişlemişti, benim gibi o da ağaca bakmaya başladı "İnsana kendini yalnız hissettirir."
"Sen de gözünü alabiliyor gibi görünmüyorsun."
Bana döndü, kafasını cama yaslayıp bu sefer beni izlemeye başlamıştı. Şimdi kalbim kan pompalamak dışında çok başka işlere girişmişti.
"E, artık yalnız değilsin. Beraber izliyoruz."
Gözlerimi kaçırırken gülümsememi saklamadım. Bazen benden uzak mı durmak istiyor yoksa sadece biraz ara vermek mi istiyor anlamıyordum. Bunu netleştiremeyecek kadar da korkaktım sanırım.
"Bu arada, yılbaşı hediyen için teşekkürler." gözlerimiz yine birleşirken devam etti "Aklım annemdeydi."
Bu yıl hepimiz dağılmıştık, özellikle Levent ve annesi. Başından beri biz bize olalım dememin sebebi buydu, çoğunluğun aksine kabalıkların insanları daha da yalnızlaştırdığına inanıyordum ben.
Bu yüzden zaten doğru düzgün bir yılbaşı geçiremeyeceğiz diyerek, annemle Yeliz ablayı da programa dahil etmiştim. Şimdi içeride hafif çakır keyif kahkahaları geliyordu.
Levent'e verebilecek en iyi hediyenin biraz olsun normal hissetmek olduğunu düşünmüştüm.
"Ben de bir şeyler düşünmüştüm ama bugün değil, belki hafta sonu, ne dersin?" kafamı hafifçe sallayıp onayladım, ona karşı hissettiğim özlem ve tüm bu aramızda olanlar böyle anların tadını çıkarmama engel oluyordu.
Ne demiştim ben kendime, yoluna bak Bora, keşke bakabilseydim.Dikkatle yüzüme bakarken bana doğru birkaç adım attığında gerilmiştim, "Niye bu kadar üzgünsün? Bugün yılbaşı. Sen yılbaşını çok seversin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
[ II. Kitap ] Bir Gün (bxb) • [Tamamlandı]
Ficción General"Kendimi buradan daha iyi hissettiğim bir yer yok ki." durdu ve düzeltti "Kendimi yalnız hissetmediğim tek yer burası." 《Serinin ikinci kitabı》 •'Yarına Kadar' adlı hikâyenin devamıdır, önce ondan başlanması tavsiye edilir.•