86

3.5K 286 86
                                    

Medya: Novo Amor - Carry You

Aynı günün devamı 15.46

Çetin

"Allah'ım burası ne kadar sıcak ulan! Nasıl yaşıyorsunuz burada?" Burak son yarım saattir olduğu gibi sessizliğini korumuş sırıtmıştı sadece. Bu çocuk normalde bu kadar suskun değildi aslında, Allah Allah.

"Sen bir de Adana'yı gör."

"Sonunda yarabbim!"

Garipseyen bakışları üstümdeydi yine "Ne?"

"Sonunda diyorum konuştun!" cevabımı duyunca kahkaha atmıştı, hayretler içerisindeyim aman Allah'ım, dişleri varmış pezevengin.

"Çok mu özledin benim sesimi?"

Kötü kötü bakıp kafamı çevirdim "Denizi bırakıp seninle bu sıcakta dolanıyorum bi zahmet konuş ulan!"

"O kadar istiyorsan gitseydin?"

Bayık bakışlarımı sundum ona "Yanlış cevap, denizi neden sevmediğini açıklaman gerekiyordu bu kısımda."

Ellerini şortunun cebine sokup sırıttı "Denizi sevmediğimi kim söyledi?" gittikçe daha ormanlık yerlere gelmiştik, ilerideki tellerin yanından geçerken hala aklımı kurcalayanları düşünüyordum

"E sen – bir dakika o zaman neden? Bak Levo yüzünden falansa-"

"Geldik." Lafımı böldüğü için ona ters bir bakış attım ama o bana bakmıyordu, baktığı yere ben de bakmaya başladığımda ağzım açık kalmıştım. Ne ara göl möl olaylarına girmiştik?

Burak önündeki bir iki sarmaşığı ittirip ağaçların arasından geçerken ben de çok beklemeden peşinden gitmiştim, gölün kenarına geldiğimizde kafasını çevirip benim hayran yüzüme baktı

"Sevdin sanırım."

Hızla kafamı salladım ama gözüm hala göldeydi, sonra Burak'a döndüm, gülümseyerek bana bakıyordu. Bakışlarına fazla dayanamayıp önüme dönmüştüm, kalbim yerine sığmayacak gibi oluyordu, bu his ise beni daha fazla korkutuyordu sadece.

Yüzüme gelen tişörtü hızla çekerken Burak'ın soyunduğunu ancak fark etmiştim, soyundu dediğim de altında şortu vardı. Tabi ya, ikimiz de denize gider gibi hazırlanmıştık ama son anda o gelmeyeceğim dediğinde peşinden gitmiştim.

Burnuma dolan hoş kokuyla önce afalladım, etrafıma bakarken kokunun elimdeki tişörtten geldiğini fark ettiğim an yere bırakmıştım.

Gözlerimi kapatıp sövmeye başladım, su sesi gelince ancak gerçek dünyaya dönmüştüm. Burak çoktan göle atlamıştı. Ben de tişörtümü çıkartıp tereddüt etmeden göle attım kendimi.

Suya atladığım an tüm hücrelerimi rahatlatan soğuk su aynı zamanda baştan aşağı tüylerimin ürpermesine sebep olmuştu. Nefesimi tutabildiğim kadar aşağıda durduktan sonra çıkarttım kafamı, güneş sık ağaçların arasından nokta nokta süzülüp gözüme değiyordu.

Elimde olmadan sırıttım, bu hisse alışabilirdim.

Gözlerimi aralayıp Burak'a döndüm heyecanla, o da gülümseyerek beni izliyordu "Burası harikaymış lan, kulübe kurup burada yaşayasım geldi."

Daha da sırıtırken küçük gölde yavaşça yüzmeye başladı, kafamı bir kez daha arkaya yatırırken evden sonra burasının ne kadar iyi geldiğini anladım. Keşke orada o kadar sıkboğaz etmeseler beni, keşke bu kadar katı olmasalar. Hayat daha kolay olurdu belki.

"Ne düşünüyorsun?"

"Hı?" gözlerimi açıp doğruldum, düz bir ifadeyle beni izliyordu Burak, aramızda bir insan sığacak kadar mesafe vardı, bunu düşünmemeye çalıştım "Evi düşünüyordum."

[ II. Kitap ] Bir Gün (bxb) • [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin