Final/ 🌈100

5.2K 294 184
                                    

Medya: Trevor Daniel - Falling

Aynı günün devamı 02.18

Bora

Yatakta sağa sola dönüp duruyordum son 3 saattir, hayatımda ilk defa en çok bugün uykumun gelmesini istedim. Uyursam zaman çabuk geçer, ve Levent'e de o kadar çabuk ulaşırdım.

Tabii ben ulaşacağımı düşünüyordum, Yeliz ablanın okula göndermeyecek kadar manyak olmayacağını düşünüyordum.
Bir an önce sabah olsa diye bekliyordum, okula gitmek istemek benim için yeni değildi, uzun zamandır Levent'i göreceğimi bilerek şevkle gidiyorum okula.

Ama şimdi göğüs kafesimdeki bu ağrıyı atamıyordum, ve iki sebebi vardı, Levent'in ayrılmak zorunda kalma ihtimali ve şuan berbat bir durumda olma ihtimali.

İkisi de beni deli ediyordu.

Nefesim daralarak yataktan kalktım, başucumdaki lambayı yakarken odada volta atmaya başlamıştım. 

Telefonuma gelen mesaj sesiyle odanın bir ucundan yatağa doğru uçmuştum neredeyse, titreyen ellerimle telefonu açmaya çalışırken mesajın kimden geldiğini gayet iyi biliyordum. Bu saatte ondan başkası olamazdı.

Sonunda telefonu açabildiğimde zar zor mesajını açtım bu sefer, mesaj göğüs kafesimde acı bir his hissetmeme sebep olmuştu.

Levent: Konuşmamız lazım

Derin bir nefes aldım, ve bir kez daha kendime şaşırdım. Normalde bu kadar heyecan yapıp hassaslaşan bir insan değildim, ama konu Levent olunca imkansız diye bir şey olmuyordu. Geçen sene ayrıldığımızda da hiç huyum olmayan bir şeyi sık sık yapmıştım, beni bırakmayı seçen insanın ardından uzun uzun bakmıştım.

Bunun benim karakterim olduğunu düşünüyordum, ama insan gerçekten sevdiği zaman prensiplerinin yıkılışı da çok kolay oluyormuş meğersem.
Gözlerimi kapattım, açtığımda daha sakindim. Tekrar böyle bir şey olursa ne yapardım bilmiyordum.

Sohbet kısmını açıp cevap verdim

Bora: Konuşalım

Mesajını beklerken uzun bir süre cevap gelmemişti, saate bakıyordum bana mı uzun geliyor diye, ama yarım saat olmuştu, koskoca yarım saat. Pes ederek yatağa oturdum, ellerimle yüzümü sıvazlayıp bir süre öyle durdum. Son bir kere telefonu kontrol ettim, hala mesaj yoktu.

İçimdeki huzursuzluk giderek büyürken mutfağa inmeye karar verdim, bu gece bana uyku yoktu, bunu gayet iyi anlamıştım. Işığı yakıp ketılı çalıştırdım, dalgınca camdan bahçeye bakarken yine gözümün önünde orada yaşadığımız binlerce anı gelmişti.

Anılar o kadar derinlere çekmişti ki beni, ta arkadaş olduğumuz zamanlara kadar gitmiştim. Hatırlıyordum da babam öldükten sonra Levent'le Çetin neredeyse her gün bana gelmeye başlamışlardı. Bir gün, sadece Levent'in olduğu gün, beraber o büyük ağacın altında oturuyorduk o en korkunç yaz ayında.
Babamsız ilk yazımdı.

Her şey gibi bu hislerinde giderek azalacağını biliyordum ama henüz çok küçüktüm. O gün Levent elimden tutmuş, beni o sikindirik ağacın dibinden kaldırmış ve saçmap sapan bir şekilde tüm gün ayaklarımızı hissetmeyene kadar dolandırmıştı.

O gün eve geldiğimde Levent'e çok sövmüştüm, tek düşündüğüm şey tüm gün yaşadığımız aksaklıklar, belalar ve ne kadar yorgun olduğumdu. Sonra, yatağa başımı koyunca, bir şey olmuştu. Levent'i düşünürken uyuyakalmıştım.

Babamı düşünmediğim tek gün o gün olmuştu o zamanlar.

Zaten yakındık, ama sanki o gün daha farklı yakınlaşmıştık, asla kopamayacak şekilde.

[ II. Kitap ] Bir Gün (bxb) • [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin