"Telefonu bırakta yemeğini ye!" çatalda ki eti ağzına hızla götürürken sert bir şekilde yüzüme baktı. Elimde ki telefonu bırakıp hızlıca nefesimi dışarı verdim.
"Yeter çocuk değilim, yersem yerim." dediğimde o da çatalını bırakmıştı. Yüzüme ters ters bakıyordu.
"Bana laf yetiştirip durma, çocuksun hemde." dedi içkisinden bir yudum alırken. Alayla sırıttım.
"Ben çocuk değilim, sen çok yaşlısın." dediğimde kaşlarını kaldırdı. O kadar yakışıklıydı ki delirecek gibi hissediyordum.
Dayanamayıp masadan kalkıp yanına gittim, ilk afallasa da ardından kucağına oturmak için kendimi ona doğru ittiğimde beni kucağına oturttu. Dudağını,burnunu, çenesini her köşesini öpücüklere boğdum. O sadece durup öpmemi bekliyordu.
"Seni çok seviyorum lan ben." dedim yumuşak dudağını öperken, gülümsedi. Bana yine beni sevdiğini söylemiyordu. Yaklaşıp dudağını ısırdım.
"Aşkım..." dediğimde parmaklarımı okşarken "hmm" diye fısıldadı. Eğilip boynunu öptüm.
"Yarın dışarı mı çıksak?" dedim hızlıca, tam olumsuz bir şey söylemek için ağzını açmıştı.
"Baba, lütfen...." dedim, bunun hoşuna gideceğini biliyordum. Onu çözmüştüm ve farklı fantazilerinin olduğunu anlamıştım. Düşündüğüm gibi de oldu, gözleri ateş gibi yanarken bana baktı. Kafasını geriye atıp bir sıkıntılı nefes verdi.
"Tamam..." sevinçle sarıldım. Bedenimi sararken saçımı kokladığını hissettim.
"Sen çok yaramaz bir çocuksun." dedi fısıldarken. Gülümsedim.
"Sende çok mükemmel bir sevgilisin." dediğimde vücudu titremişti. Gülüyordu sanırım.
Yemeği yedikten sonra sofrayı orada bırakıp yukarı çıktık, odaya geldiğimizde Tarık direkt uzandı bende onun üzerine yattım. Böyle uyumak güzel oluyordu.
----
"Kuzey, uyan hadi."
Gözlerimi açtığımda Tarık'ı başımda oturmuş yumuşak bir şekilde saçımı okşarken gördüm. Gülümsedim. O da gülümsedi. İçim enerji dolmuştu.
"Seni yerim ben, ne güzel gülümsüyorsun sen öyle minnoş." dediğimde kaşları çatıldı.
"Minnoş?" dedi kaşlarını kaldırıp.
"Evet sen işte, oy oyy" diye yanağına atılmışken kendini geri çekip, sinek kovar gibi engellemişti beni. Ayağa kalktığında kahkaha atıyordum.
"Hadi kahvaltıya gel." dedi ve odadan çıktı hızla.
Gülümserken ayağa kalktım ve odadan çıktım. Tuvalete doğru ilerleyip yüzümü yıkadım ardından aşağı indim. Tarık kahvaltıya başlamıştı bile. Tabağıma domates, patates ve zeytin koyuyordu bir yandan ağzında ki lokmayı çiğnerken.
"Hepsi bitecek bunların, yoksa dışarı çıkmayı unut." dediğinde hızla kafamı salladım ve tabağıma yumuldum. Çayını içerken, diğer yandan da bacağımı okşuyordu.
"Abi..." Samet masaya geldiğinde kafamı kaldırıp ona baktım. Tarık'da yavaş bir şekilde kafasını kaldırıp baktı. Ne var anlamında göz kırptı.
"Nermin hanımlara bu ay erkenden mi para gönderiyoruz? Öyle bir not almışsın da." dediğinde kafasını salladı.
"Evet, Hale bir kursa yazılmış. Onun için bir miktar parayı erkenden göndermek gerekiyor." dediğinde Samet kafasını salladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOMUTAN
ChickLit[TAMAMLANDI] +30 yaş üstü. BDSM, Fantazi dolu bir kitaptır. Etkilenecekler lütfen, yalvarırım okumayın. O sert, disiplinli bir komutan. Ama Er Kuzey Yıldırım, disiplinden nefret ediyor.