"Vay be demek zenginmiş bu adam? " dediğinde hayretle gözlerinin içine içine baktım.
"Amınakodum o kadar şey anlattım bir tek buna mı şaşırdın?" dedim inanamayarak. Omuz silkti.
"Oğlum ben senden her şeyi beklerim, şaşırmadım. Tek şaşırdığım ayrıntı zengin koca bulman." dediğinde dudağımın kenarını kaldırıp karşımda insan eti yiyen bir cani varmış gibi baktım.
Mücoyu bugün izin alarak eve davet ettim ve başımdan geçen her şeyi anlattım. Mafya babası olduğunu söyledim ayrıntılara girmeden. Ama o benim bir erkeği sevmeme değil, zengin koca bulmama şok olmuştu. Bana biraz yaklaştı ve emin olmayarak yüzüme baktı.
"Şimdi hiç ihtimal vermiyorum ama, üstte misin?" dediğinde oturduğum yerden ayağına bir tekme attım. Aynı saniyelerde içerde çalışan ablalardan biri kapıya koşup kapıyı açtı, birkaç saniye sonra kapının önünde takım elbiseli adamı gördüm. Müco direkt ayağa kalktı korkuyla.
Tarık içeri adımını atıp bize doğru yürümeye başladı, o kadar heybetli yürüyordu ki onu çok özlediğimi hissetmiştim. Yanımıza gelince Müco hızla eline atlayıp tokalaştı, gözlerimi devirdim. Tarık yanıma erkeksi bir şekilde oturdu.
"Ne yapıyorsunuz?" dedi ceketini biraz çekip daha çok yayılırken. Koluna sarıldım.
"Biz de senin hakkında konuşuyorduk." dedim sanki kocasının işten gelmesini bekleyen kırk yıllık cilveli kadınlar gibi. Kaşlarını kaldırıp alaylı bir şekilde suratıma baktı.
"Ben konuşmadım valla." dedi endişe ile koltuğun ucuna oturan salak arkadaşım. Tarık'ın kolunda ki gömlek düğmesi ile oynarken sırıttım.
"Az önce küfürler ediyordun." dedim sırıtarak. Tarık bu sefer de kaşlarını kaldırıp ona dönmüştü. Korkuyla yerinden kıpırdandı.
"Ulan pezevenk yalan söyleme!" dedi yalandan kahkaha atarken. Tarık bir milim daha ona dönmüştü.
"Pezevenk?" dediğinde Müco'nun sahte kahkahası kesilmiş, paniklemişti.
"Yani kötü anlamda değil, seni gidi zıpzıp gibisinden." dedi endişe ile. En sonunda dayanamayıp kahkaha attığımda Tarık'ta kafasını sağa sola sallayıp gülümsedi. Biz gülünce Müco'da gülümsedi çocuksu bir şekilde. Halen panik halindeydi. Tarık ayağa kalktığında ikimiz de ona baktık kafamızı kaldırıp.
"Ben üstümü değişip geleyim, daha sonra yemeğe geçeriz." dediğinde Müco'da kalktı hızla.
"Ben gideyim, bugün mekanda olmam gerekiyor."
"Yemeğini yedikten sonra bizim çocuklar bırakır istersen?" dedi Tarık umursamaz bir ses tonuyla. Müco gülümsedi.
"Yok gideyim ben, oraları hazırlamam lazım." dediğinde Tarık kafasını olumlu anlamda salladı. Mücoyla tokalaştıklarında ayağa kalktım.
Mücoyu uğurlarken sıkıca sarıldım. Kapıyı kapatıp, odasına gitmiş olan Tarık'ın peşinden gittim. İçeri girdiğimde gömleğinin düğmelerini açıyordu. Odaya yılan gibi süzülüp kapıyı kapattım. Önünde durup kalan düğmeleri ben açmaya başladım.
"Ne yaptın bugün?" diye sordum yumuşak bir tavırla. Eğilip boynuma ıslak bir öpücük kondurup, nefes aldı.
"Çok yoğun bir gündü, ama şuan yorgunluk falan kalmadı." deyince dudaklarımı ısırdım. Gömleğini çıkarıp attıktan sonra eğilip pantolonunu çıkardım.
Baksırından aletini çıkarıp bir öpücük kondurdum ucuna.
"Çok özledim." dediğimde neyi kasteddiğimi anlamıştı. Ağzıma alıp emmeye başladım. Ucuna dil darbeleri vururken eli saçlarıma gitti. Mırıltılar çıkarıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOMUTAN
ChickLit[TAMAMLANDI] +30 yaş üstü. BDSM, Fantazi dolu bir kitaptır. Etkilenecekler lütfen, yalvarırım okumayın. O sert, disiplinli bir komutan. Ama Er Kuzey Yıldırım, disiplinden nefret ediyor.