ÖZEL BÖLÜM II

69.6K 2.8K 1.4K
                                    

Bu özel bölümde de Fırat ve Müco'dan  bir parça olsun istedim... İyi okumalar...

Fırat'tan;

Arabadan indiğimizde ikimizin de valizlerini çıkaran çocuğun yanına gidip, onunla beraber iki valizi de indirdim. Çocukla vedalaşıp, iki valizi de elime alıp sürerken Müco etrafina bakıyordu. Sanırım ilk defa köye gelmişti ve uzaya adım atan ilk insan gibi davranıyordu. Benim yıllardır yanından geçip daha önce hiç incelemediğim çeşmeyi bile hayranlıkla izliyordu.

"Yavrum, hadi..." dediğimde bana bakıp kafasını salladı. Elini kolunu sallayarak yürürken ben bu sıcakta iki valizi birden taşıyordum.

Yaz zamanı geldiği için mecburen köye gelmem gerekmişti. İşler vardı ve babam yıllar önce vefat ettiği için anam tek başına işleri göremezdi. Müco'yu elbette ki bir aylığına da olsa yalnız bırakmak istemiyordum ama köye gelmeseydi de anlayışla karşılardım. Ama o beni özleyip evde tek başına kafayı yiyeceğini düşünerek peşime takılmıştı. İyi ki de takılmıştı. Sanırım onu göremeseydim, delirirdim.

Etrafına hayran dolu bakıp, beni takip ediyordu. Valizleri taşımaktan alnım terlemişti. Sonunda evin önüne geldiğimizde kapının önünde öylece durdu. Ben iki valizi de birbirine sabitlerken, onun gözünde ki endişeye baktım.

"Ne oldu?" diye sordum, dudaklarını ısırıp bana döndü.

"Korkuyorum.." dediğinde, biraz ona yaklaştım.

"Korkulacak bir şey yok, normal insanlar annem de kardeşlerim de.." dedim gülümseyerek. Korkma nedenini anlıyordum. Buraya aşırı aykırı duruyordu. Gerek dövmeleri, gerekse kıyafetleri.

Kafasını sallayıp derin bir nefes aldı ve kapıdan içeri girdi. Bende arkasından valizleri içeri soktum hemen. Bahçede oynayan küçük kız kardeşim Dilan bir çığlık atıp bana doğru koşunca gülümseyerek kollarımı açtım. Küçük beden kollarıma girip bana büyükçe sarılırken onu havaya kaldırdım ve boynundan öptüm.

"Abiiii, hoşgeldin!" dedi sevinçle. Müco bizi gülümseyerek izliyordu. Bir daha öptüm kardeşimi.

"Hoşbulduk güzelliğim." dediğim sırada bana doğru ellerini açmış bir şekilde gelen orta yaşın biraz daha üstünde ki kapalı kadını gördüğümde kardeşimi bir kez daha öpüp yere bıraktım. Annem askerden sonra ilk defa görecekti beni. Gelip boynuma öyle bir sarıldı ki, yutkundum.

"Canım oğluum." dedi boynumu öperken. Sıkı sıkı sarıldım ona, ardından kollarından ayrılıp elini öptüm. Öyle bir bakıyordu ki bana, içim huzurla dolmuştu.

"Nasılsın ana?" diye sordum.

"Oy kurban olduğum seni gördüm daha kötü olmam mümkün mü.." dediğinde gülümsedim ve bir kez daha sarıldım. Diğer üç kardeşim de bana doğru koşarken, annemi bıraktım. Selen on yedi yaşında ki benden küçük kardeşim gelip boynuma atladı. Hakan ve Faruk'da bana sarılırken, ailemi yeniden görmenin sevinci içindeydim. Birkaç saniye öyle durup ayrıldım. Müco utana sıkıla bize bakıyordu ama annem o kadar özlemişti ki gözlerini benden ayırmıyordu.

"Anam, bu Mücahit, Ankara'dan arkadaşım. Onun evinde kalıyordum." dediğimde sonunda bütün kafalar ona dönmüştü. Herkes ona bakınca daha da bir utanan sevgilimi dudaklarımı dişleyerek izledim. İlk başta hepsi bir süzdü, en çok dövmelere takıldılar. Daha sonra kulağında ki küpeye. Unutmuştu sanırım... Anam en sonunda gülümsedi.

"Hoşgeldin Mücahit oğlum." dediğinde Müco rahatlamış bir şekilde anamın eline uzandı. Elini öpüp gülümsedi.

"Hoşbulduk efendim." dedi inanılmaz bir beyefendilikle. Anamın kaşları çatıldı.

KOMUTAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin