⭐ Yepyeni bir bölümle karşınızdayım umarım severek okuduğunuz bir bölüm olur.
⭐ Bölüm hakkında fikirlerinizi bekliyorum. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum size daha fazla bekletmek istemediğim için bölümüne baş başa bırakıyorum.
***YENİ BÖLÜM****
Gül birden çilek dememe gülümsedi. "Gül ben üç gündür çilek aşeriyorum hemen söylemedim diye çilek yememe rağmen bebeğimin vücudunda leke olur mu?"
"Bu konuda hiçbir fikrim yok tatlım ama aylardan gittiğin doktoruna arayıp sorarım. Kesin bilgi ondan alırız."
******
Önümde kocaman kasede Tayfun'un getirmiş olduğu çilekleri iştahla yiyordum. Ağzımdaki çileğin tadı daha önce yediğim hiçbir çiçeklere benzemiyor tadı çok güzel geliyordu.
Ben tüm iştağımla çilekleri yerken karşımdan gelen gülme sesiyle karşıya baktığımda Gül sırıtarak bana bakıyordu. O an önüme gelen çileği Gül'e ikram etmeden hunharca yediğime fark etti. Ona ikram etmediğim için utanmıştım.
Önümdeki kasede birkaç tane kalan çileği ona uzattığımda oda kasenin içinden bir tane çilek alarak yemeye başladı.
*****
Evdeki yardımcıya ev işlerinde yardım ettikten sonra bahçeye çıktım ve bahçedeki salıngaca oturarak yine düşüncelere daldım.
Hala aklım anlamlandıramadığım olaylarla doluydu. Yaşadığım birçok olayın sebebi belliydi ama benim tüm yaşadıklarım bu sebebe değer miydi orasını hiç bilmiyordum.
Bir genç kızın hayatı alakası olmadığı bir durum için yok edilmeye değer miydi. Aklımda bunun gibi cevaplanmasını bekleyen birçok soru vardı.
Peki şu an hayatımda bu soruların cevabını bulabileceğim biri var mıydı. Biliyordum elbette yoktu. Hiçbir zaman aklında ki bu soruların cevabını bulamayacaktım.
Tüm hayatım cevapsız sorular üzerine kurulmuştu. Küçüklüğümden beri her zaman bir arayış içindeydim. Aranıp dursam bile bir türlü aradığımı bulamamıştı.
Bu hayat beni sanıyordu. Bilinmezliklerle dolu bir hayatım vardı. Yaşadığım her olayın üstü kapalıydı. Hep başkalarının sebep olduğu olayların bedelini ben ödemek zorunda kalmıştım.
Peki bedelini ödeyeceğim olayı her ayrıntısına kadar bilmek benim de hakkım değil miydi. Ben yaşıyordum ama sebebini benden başka herkes biliyordu.
Buydu işte benim hayatımın özeti. Benim yaşadıklarımı benden başka herkesin karar verip yönlendirmesiydi.
Ben denizin ortasındaki yelkensiz bir gemiydim. Rüzgar beni nereye savurursa oraya gidiyordum. Ne bir yönüm ne de bir rotam vardı.
Denizin ortasında bir sağa bir sola gitmekten. Hayallerim de rüzgarda savrulup yok olmuştu. Peki hayallerin gittikten sonra ben ne oldum. Ne için yaşar oldum.
Nelki bundan aylar önce yazmam için bir sebep yokken elim her karnıma gittiğinde elimin altında hissettiğim varlık beni hayata bağlıyordu.
Zaman her şeyin ilacı derlerdi ama ben inanmıyorum. Zaman her acımın ilacı olmadı. Sadece hayatımda acılarımdan daha büyük bir sebep meydana getirdi.
Acılarım da tek bir eksilme olmamıştı ama eksilmeye acılarımın üstünü kapatacak kocaman bir yaşam sebebi eklenmişti.
Belkide hayat benim için bitti derken yeniden başlamıştı. Belki de hayatımı karartan bu adam tüm yaşadığım acıları unutturacak kocaman bir umudun sebebi olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUH HASTASI (Tamamlandı)
Ficção Geral!!!Dikkat!!! Şiddet ve Cinsellik içerir. Rahatsız edici durumlar olabilir. Rahatsız olacaklar okumasın.... Adam kızı kolundan tuttuğu gibi yatağa savurdu. Adam kıza o kadar sinirli bakıyordu ki kız o bakışlar altın da eziliyordu. Adamdan korktuğu he...