[M] Bölüm 21

504 40 90
                                    

''Korkmuyorum.''

Dudaklarımı onunkilerden kopardığım birkaç saniyenin ardından mırıldandım.

''Hıhım.''

Tek söylediği buydu. Ardından yeniden dudaklarıma yöneldi. Ne yaptığı konusunda en ufak bir fikrim bile yoktu. Ne yaptığım konusunda da pek bir şey bildiğim söylenemezdi. Delirmiştik. İkimiz de. Üzerinde çalışmamız gereken bir dava vardı. Bana dönmesinin neden bu kadar zamanını aldığını arayıp sormam gereken bir arkadaşım vardı. Ama ben Kim Jongin'in salonunda, yeşil kanepesinde ellerimden birini ensesine atmış onu öpüyordum. Kim Jongin'i öpüyordum.

Bu, durup düşünmem hatta kendime engel olmam gereken bir konuydu. Çünkü oğlana söylediğimin aksine korkuyordum. Onu öpmek beni korkutuyordu. Beni habersizce öptüğü ilk seferde şaşkınlıktan bu denli yoğun hissetmemiş olsam da şimdi dudaklarının sıcaklığını hissederken biliyordum. Jongin beni korkutuyordu. Nedenini sorgulayacak durumda değildim belki ama hissedebiliyordum.

Ama yine de onu öpmeye devam ediyordum işte. Ne çeşit bir dengesizlikti bilmiyordum. Korkuyordum. Kendi kendime bile bunu itiraf ederken hala ne halt yemeye oğlandan uzaklaşamıyordum emin değildim. Oysa şimdi beni öpüşlerini durdurmam gerekiyordu. Ensesindeki elim onu kendime yaklaştırmayı bırakmalıydı. Omuzundaki elim istekle kasılmamalıydı. Aksine onu itmeliydim. Jongin'den uzaklaşmalı onu kendimden uzaklaştırmalıydım. Yapamıyordum. Yapamadım.

Korkmadığımı kanıtlayıp dudaklarına yapıştığım oğlanı öpmeye devam ettim. O da beni öptü. Nedenini düşünmedim. Aslında düşünmeyi bir süre önce bırakmıştım. Ben Jongin'den uzaklaşamıyordum. Chanyeol'la olduğu gibi bir anda başlamıştı her şey. Ama farklıydı. Chanyeol'u durdurabiliyordum. Chanyeol'layken kendimi de durdurabiliyordum. Şimdi bunu yapamamam can sıkıcıydı.

Kendimi durduramıyordum. Daha önce böylesine tehlikeli bir arzuya yenik düşmemiştim çünkü. Ne yapacağımı ya da nasıl yapacağımı bilmiyordum.

Jongin'i durduramıyordum. Durmasını bile istemiyordum. Deliceydi. Delirmiştim.

''Korkuyorsun.''

Ortada üstesinden gelemediğim bir delilik olduğu kesindi. Ama bir şeyden daha emindim ki bu deliliği Jongin'le paylaşıyordum. Çünkü esmerle aynı hisleri paylaşıyor gibiydik. Ben kendime söz geçiremiyordum. Kendimi durduramıyordum. Ama o da farklı değildi. Belimde, beni sertçe kavrayan eli; saçlarıma neredeyse acıtacak kadar sıkıca dolanmış parmakları... Jongin de beni arzuluyordu. Üstelik o Jongin'di.

Nefesini kulağımda hissettim. Bu bana onun kim olduğunu, benim için kim olduğunu dahi unutturdu. Derin bir nefes aldım. Boğulacak gibiydim. Gözlerim titreşerek kapandı. Ellerimden biri oğlanın omuzundan kayıp koluna tutundu.

Beni öpmeyi bıraktığı ilk seferdi. Onu öpmeye başladığımda yarım dakika kadar şaşırmıştı. Tepki bile verememişti. Sonrasında ellerini üzerimden, dudaklarını dudaklarımdan çekmemişti. Bana da ondan uzaklaşmam için izin vermeyecek gibiydi. Oysa bunu yapamayacak haldeydim zaten. Göremiyordu.

''Korkuyorsun. Ve ben bundan nefret ediyorum.''

Dudakları kulağımın altındaki ince derinde dolandı. Başım geriye kaydı. Jongin sessiz iznimi kabul etti. Bir an sonra dudakları olmasını dilediğim gibi boynumdaydı.

''Korkmuyorum. Şunu söylemeyi kes.''

Sesim titredi. Esmer karşısında gösterdiğim bu küçük zayıflığa tepki bile vermedi. Ya da söylediğimin aksini iddia etmedi. Beni öpmeye devam etti. Parmaklarını gömleğimin yakasında hissettim. Küçük duraksaması, tenimde hissettiğim ıslaklığı... Benden izin istiyordu.

Şizofrenik DuygularHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin