Bölüm 19

306 35 59
                                    


Tıslayan esmerle hareketlerime bir son verdim. Bakışları kısa bir anlığına bana kayıp yeniden balkonun açık kapısına dönerken iç çektim.

''Üzgün olduğumu söyledim.''

Nefesini sertçe verdi. Pekala. Hala kızgındı. Elbette ona hak veriyordum ama planım işe yaramıştı değil mi?

''Bir şeyler yapmam lazımdı. O kadar da kötü değildi üstelik.''

Hızla bana dönüp elimi tuttu. Dudağına yeniden bastırmak üzere olduğum pamuk yere düşerken ona baktım.

''Adamın tekin biri olmadığını biliyoruz ama sen kalkıp onunla gittin. Tek başına. Üzgün olman bunun yapabileceğin en büyük geri zekâlılık olduğu gerçeğini değiştirmiyor.''

Güneş neredeyse doğman üzereydi. Uzun, oldukça yorucu bir akşam yaşamıştım ve Jongin hala sinirliydi. Mükemmel bir gece geçiriyordum.

''Ama adamı konuşturabildim değil mi?''

''Zarar görebilirdin.''

Derin bir nefes aldım.

''Daha önce kimseyi öldürmemiş.''

Alaycı bir gülüş dudaklarından firar ederken dudaklarımı ısırdım.

''Sehun. Sınırlarımı zorluyorsun.''

Sustum. Yeni bir pamuğu elime alıp biraz alkol dökerken o da devam etmedi. Dudağını tamamen temizleyip küçük bir yara bandıyla dikkatlice yarasını kapadım.

''O kadar da kötü değildi. Aksi gibi davransa da bildiklerini anlatmaya gönüllü gibiydi.''

''Yine de ona tamamen güvenemeyiz.''

Başımı sallayarak onu onayladım. Elbette Min Gyu'ya tamamen güvenemezdik. Yine de oğlanın bize bir yol gösterdiği ortadaydı.

''Kim Young-woon'un bulaştığı davayı araştırmalıyız. Dava bendeyken kontrol etmiştim ama erişebildiğim hiçbir arşivde kaydı yoktu. Muhtemelen gizli tutuluyor.''

''Nedenini bulmak zorundayız. Neden bu dava böylesine gizli?''

Omuz silktim.

''Yarın düşünürüz. Şimdi biraz uyumaktan başka yapmak istediğim bir şey yok.''

Jongin de benimle aynı fikirde olacak ki itiraz etmedi. Bende kaldığı her seferinde olduğu gibi salondaki koltuğu onun için hazırladım. Birkaç saat süren deliksiz bir uykunun ardından geç gittiğimiz işte günümün yarısını dava dosyasına erişmeye harcadım. Bodrumun tamamını kaplayan arşivde de bilgisayar ortamında yedeklenmiş dosyalarda da bir şey bulmadım. Ellerim gergince saçlarıma dolanırken aramamla eşleşen herhangi bir öğenin bulunmadığını gösteren yazıya küçük bir bakış attım. Aynı anda yanımda çekilen sandalyeye yerleşen Johnny kaşlarını kaldırarak bana bakıyordu.

''Biri Kim Jongin'i fena benzetmiş.''

Şaşkın sesi bu durumu ne kadar garipsediğini ortaya koyarken omuz silktim. Jongin merkezde her zamanki gibi davranmamızı söylemişti. Onunla çalıştığım da geçici partnerliğimiz de şimdilik bir sırdı. Johnny'e bile söylememiştim. Bu yüzden Kim Jongin'in dudağındaki küçük yara umurumda değilmiş gibi davrandım. Oysa Johnny bundan bahseder bahsetmez oğlanı o halde gördüğüm zamanki huzursuzluk içimde yeniden ortaya çıkmıştı.

''Belki sinir bozucu olmayı bırakır böylece.''

Johnny gözlerini devirdi.

''Gerçekten iyi anlaşacağınız bir gün gelecek mi merak ediyorum.''

Şizofrenik DuygularHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin