Bölüm 1

1.2K 63 86
                                    

Pekala. Başlamadan önce söylemeliyim ki bu birkaç bölüm karakterleri benimsemeniz için tamamen giriş odaklı olacak. Yani bilen bilir tam konuya okuyucuyu süründürmeden giremiyorum. 😅 Neyse. Konu aklımda tam olarak toparlanmış değil ama yine de haftada bir bölüm atmaya çalışacağım elbette. Bu süreç içinde ne yazamam gerektiği konusunda bana yardımcı olabilirseniz sevinçten delirebilirim. Bir de şey... Sizi özlemişim sanırım.😶


''Sehun!''

Ellerim, yirmili yaşlarımın ortalarında olmama rağmen duyduğum sese anında tepki verip dururken dudaklarım istemsizce büküldü. Tabağıma çarpıp tiz bir ses çıkaran çatalımı yavaşça indirirken karşımda bana neredeyse bıkkın bakışlar atan anneme döndüm.

''Canını sıkan bir şey mi var bebeğim?''

Omuz silktim. Bakışlarım yeniden yarısını bile yiyemediğim yemeğime dönerken sessiz kaldım. Annemin sessiz tutmaya çalıştığı neşeli kıkırtısı salonuma yayılırken iç çekmemek için kendimi tuttum.

''Hala aynı şeye mi bu tavrın?''

''Komik değil.''

Sesimin mızmız çıkması o an için umurumda değildi. Annemin hemen karşımda, hiç tanımadığı adamın canımı sıkmasına öylece gülmesi sinirlerimi bozuyordu işte.

''O adamı fazla takıyorsun.''

Kaşlarım anında çatıldı. Başım hızla anneme dönerken bu kez iç çekmekten çekinmedim.

''Hayır. O sinir bozucu. Kendini beğenmişin teki ve canımı sıkıyor.''

Annem sonunda pes ediyormuşçasına ki elini de havalandırdı. Evime geldiği her zaman yaptığı ilk iş olarak açtığı balkon kapısından usulca içeri giren rüzgar saçını yavaşça havalandırdı. Yüzünde yaşlandığına dair hiçbir kanıt olmasa da saçlarına yerleşmeye başlamış tek tük beyaz tutamları koyu kahverengi bir boyayla kapamış bu kadın karşımda olabildiğince neşeyle gülümserken daha fazla somurtmaya cesaret edemedim. Dudaklarım iki yana yavaşça kıvrıldı. Annemin gülümsemesi büyürken ellerinden birisini çenesinin altına yerleştirdi.

''Yemeğini yemeye devam etmeyecek misin?''

Başımı iki yana salladım. Açıkçası iştahım kalmamıştı.

''Pekala. Bu seferlik böyle olsun. Ama zayıflamaya başladığını fark etmediğini sanma Oh Sehun. Bir sonraki gelişimde seni bu şekilde görürsem bu kez korkarım ki babana danışmak zorunda kalacağım.''

Uzanmaya çalıştığı tabağımı ona doğru ittirirken gözlerimi devirdim.

''O nasıl?''

Annem salon ve mutfak arasındaki kısa yolu elinde yarısı yenmiş tabağım ve bir bardakla aşarken sessiz kaldı. Elindekilerden kurtulup yeniden yanıma, küçük yemek masasında hemen karşıma yerleşirken omuzuna düşen saçlarını geriye savurdu.

''İyi. Kabul etmese de iyice yaşlandı ve huysuzlaştı. Sorsan hala sana kızgın ama her akşam nasıl olduğunu sorup duruyor.''

Annem omuz silkti. Ben söylediğine yavaşça gülerken bir süre beni izlemesine izin verdim. Babamın bana, en azından eskisi kadar kızgın olmaması rahatlamama neden olmuştu.

''Ona her şeyin yolunda olduğunu söyle. Doğru dürüst bir şey yapmama izin bile vermiyorlar. Tehlike altında falan olamam yani.''

Annem başını iki yana salladı.

''Elbette olamazsın. Kendine dikkat edeceğine söz vermiştin. Bana verdiğin sözü görmezden gelmeye cesaret edemezsin değil mi?''

Onu onayladım. Haklıydı çünkü. Tanrı şahidimdi ki sözünü çiğnemeye cesaret edecek kadar güvenim yoktu kendime.

Şizofrenik DuygularHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin