''Seni özledim.''
Güldü. Koca bedeninin titreşimini başımın hemen altından hissedince ben de güldüm. Bir eli saçlarımda gezinmeye devam ederken derin bir nefes aldı.
''Ben de.''
''Daha erken gelmeliydin Chan. Kyungsoo seni sorduğum her seferinde iyi olduğunu söyleyip durdu. Son birkaç gün adını söylediğim zaman telefonu yüzüme kapatıyordu.''
Yeniden güldüğünü duydum. Karın boşluğuna dirseğimle sağlam bir darbe atmak istiyordum çünkü benimle dalga geçiyordu. Ama yapmadım. Dediğim gibi, onu özlemiştim. Sıkıcılığından şikayet ettiğim tatilimin üçüncü gününde onu kapımda bulmak beni fazlasıyla mutlu etmişti.
''Gelemezdim ve sen sebebini biliyorsun.''
Biliyordum. Jongin'in Chanyeol'u hoş karşılamayacağını bilmek için medyum olmaya gerek yoktu. Bunun için onu suçlayamazdım ama Chanyeol bu denli özleyeceğim biriydi işte. Onu hayatımdan tamamen çıkaramazdım.
''Son zamanlarda senin de bir sebep bulduğunu duydum.''
''Kris'ten mi bahsediyorsun?''
''Evet ondan bahsediyorum. Sizi barda gördüm. İyi görünüyordunuz.''
Başımı yasladığım omuzundan ağır ağır kaldırdım. Bakışlarımız kesişince gülümsedi.
''Kris... iyi biri.''
''Yanakların kızarıyor.''
Kaşlarını çattı. Tamamen doğrulurken bu sevimli hallerine biraz güldüm. Benimle dalga geçmeye bayılırdı ama benim bunu yaptığım zaman sayısı oldukça azdı. Tadını çıkardım.
''Her neyse. Şimdilik iyi gidiyoruz. Jongin'le de her şey yolunda olduğuna göre biraz kutlama yapabiliriz.''
''Endişelenmene gerek kalmadı.''
Mutfağa gitmek için henüz ayağa kalkmıştı ki duraksadı. Bugün buraya bunun için geldiğini biliyordum. Konu Jongin ya da Krsi değildi. Endişelenmişti ve beni görmek istemişti. Kyungsoo sonunda davanın sonlandığını da birkaç günlük izne ayrıldığımı da söylemiş olmalıydı.
Başını usulca salladı. Bana dönmedi ama yüzündeki küçük gülümsemenin varlığına inanmam için görmem gerekmiyordu. O elinde iki birayla yeniden yanıma dönene kadar oturduğum kanepede geriye yaslanıp sakince bekledim.
''Sana karşı çıkmıştım. Sonunda bu işin seni tehlikeli yollara sürükleyeceği ortadaydı çünkü. Yine de yaptın. Davanı tamamladın. Bunun için mutluyum sanırım.''
Elindeki şişelerden birini bana uzattı. Davayı duyduğu ilk an bana engel olmaya çalışmıştı evet. Tehlikeli olduğunu düşünüyordu ve öyleydi de. Ama bitmişti. Bitirmiştik. En azından elimizde olanlarla yapabileceğimiz tek şey buydu. Sonrası için Jongin henüz bir şey bulmuş sayılmazdı.
İçeceğimden büyük bir yudum alırken yeniden yanıma yerleşmesini izledim.
''Devam etmeseydim sonunda elimde birkaç tane daha ceset olacaktı. Ya da belki sadece Young-woon ölürdü. Bilemiyorum ama şu an için suçluların cezalarını bulduğunu bilmek bana yetiyor.''
''Yine de seni böyle görmek garip. Evde oturmayı böyle çabuk kabul etmen beni şaşırttı.''
Yüzünde yan bir gülümsemeyle cümlesini tamamladı. Benimle yeniden dalga geçeceğini anladığım an biramdan bir yudum daha aldım.
''Zor bir süreçti.''
''Tek sebep bu mu?''
Kaşlarımı çattım.