🎭 8.BÖLÜM: ÇAMUR AT İZİ KALSIN
Yavaş adımlarım durarak elimi kapı kulpuna götürdüm. Kulpu, gıcırdayan sesiyle yavaş bir şekilde indirerek kapının açılmasını sağladım. Avuç içimi kapıya yaslayarak kapıyı yavaşça ittirdim. Eski kapının çıkardığı sesle yerimde kalakaldım. Nefes alış verişlerimi durdurarak etraftaki seslere odaklandım. Hiçbir ses yoktu.
Açık olan kapıdan içeri girdim. Beni karşılayan karanlık odayla kaşlarımı çattım. Korkuyla atan kalbimi görmezden gelerek odadaki ampulü yaktım. Odayı sarı ışık loş bir şekilde aydınlattı. Etrafa az da olsa görünür hâle geldiğinde odanın tanıdıklığıyla içimdeki korku büyüdü, kalp atışlarım düzenli ritmini kaybetti.
İki elimle tişörtümün eteklerini yumruklarımın arasına aldım. Selin'i ölü bulduğumuz odaydı burası.
Yavaş adımlarla Selin'in cesedi olan yere yürüdüm. Her yer aynıydı ama dışı öyle değildi. Okulda değildim, bunu biliyordum ama oda, okuldaki oda ile aynıydı.
Selin'i bulduğumuz yerde iki kişi gördüğümde bir adım geri giderek onlara baktım. Sırtı dönük biri ve kanlı canlı olan Selin vardı. Sırtı dönük olan kişiyi tanıyordum. Onur.
Bedenimin titrediğini hissettiğimde buradan gitmek istedim ama hareket edemiyordum. Sanki kala kalmış, olduğum yerde mıhlanmıştım. Selin nasıl şu an hayattaydı aklım almıyordu.
Sırtı bana dönük olan Onur, beni hissetmiş gibi omzunun üzerinden bana döndürdü yüzünü. Yüzünde, tomurcuk şeklinde kanlar vardı. Donuk bir ifadeyle bana bakıyordu. Gözlerini benden çekerek tekrar Selin'e döndüğünde bende Selin'e baktım. Boynuna bir bıçak saplanmış, boynundan kanlar akıyordu. Onur, elini bıçağa götürerek bıçağı çektiğinde Selin'in boynundaki kanlar daha da çoğaldı.
Yumruk yaptığım ellerimi ağzıma götürerek geri kaçtım. Selin'i, Onur öldürmüştü.
Gözlerimi araladığımda bulanık gözlerle etrafıma baktım. Odamdaydım. Hızlı atan kalbim ve aldığım hızlı nefeslerle yattığım yerden kalkarak sırtımı yatak başlığına dayadım. Ellerimi saçlarıma geçirerek geriye götürdüm. Saç diplerim terden ıslanmış, önüme gelmişti. Gözümün yandığını hissettiğimde başımı yatak başlığının kenarına yerleştirerek tavana baktım. Bir gözümden yaş süzüldüğünde dişlerimi sıktım.
Her gece olduğu gibi Selin yine kabuslarıma girmişti. Tek fark, bu sefer ölümünü daha gerçek gibiydi. Sanki gerçekten ordaydım ve ölümünü izlemiştim ama kabustan ibaretti. Sadece bir kabustu.
Kendime geldiğimi hissettiğimde yatağımdan kalkarak dolabımdan beyaz bir tişört ve gri eşofman altı aldım. Üzerimi değiştirerek çıkardıklarımı masaya attım.
Odamın anahtarını alarak kapımı kilitledim ve en alta kata inerek yemekhaneye geçtim. Karşılaştığım kalabalıkla şaşırmadan yemeklerin bulunduğu tezgaha gittim. Yiyeceğim kadar yemek alarak çoğunluğun oturduğu masa yerine kimsenin oturmadığı büyük masanın sandalyesini çekerek oturdum. Elimdeki tepsiyi masaya koyarak yemeğimi yemeye başladım.
Selin'in ölümü beni en az diğerleri kadar etkilemişti. Eminim ki onlar benden daha kötülerdir ama sonumun Selin gibi olacağını hayal etmek beni çok kötü yapıyordu. Evet, Selin'e üzülmüştüm. Hem de çok üzülmüştüm ama yapabileceğim, yapabileceğimiz bir şey yoktu. Soğukkanlı olmalıydık ve şimdiki kurbanın kendini belli etmemesi gerekiyordu. Elimizden şu an için daha fazlası gelmezdi.
Ağzıma götürdüğüm ekmeği ağır bir şekilde çiğneyerek gözlerimi masaya diktim. Rüyalarımda ikinci defa Onur'un, Selin'i öldürdüğünü görmüştüm ve bu durumda ister istemez Onur'un katil olmasındann şüpheleniyordum. Selin'in ortalıktan kaybolduktan hasta olduğunu söylemesi, odasına kimseyi geçirmemesi, Pelin'e zorbalıkla karşı çıkması... Hepsi açıkça Onur'un katil olduğunu düşündürüyordu bana ama Selin'in ölümünü söylediğimizde yaşadığı yıkılmayı ben görmüştüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KATİL
Teen Fiction"Sen şerifsin ben de katil," dedi sırıtarak. Ne kadar sırıtırsa sırıtsın gözlerinde ki korku kendini gösteriyordu. "Ya sen beni öldürürsün ya da ben seni. Her şekilde birimiz ölecek." "Sen aklını kaybetmişsin," diyerek geri kaçtım. "Ben kimseyi öld...