14¿ YALANCI KATİL

3.3K 274 297
                                    

Oy ve yorumlarınızı bekliyorumm<33

🎭 14. BÖLÜM: YALANCI KATİL

İçimde dindiremediğim tarifsiz bir mutluluk vardı. Mutluluğumun sebebi kesinlikle oyunun, ben katili bulup öldürmeden bitmesiydi. Oyunun bitmesi demek, başka ölümlerin olmayacağı, oyunun bitmesi demek, benim birini öldürmeme gerek kalmadığı demekti.

Ege'nin katil olduğu aklımın ucundan bile geçmezdi. Herkesin katil olduğunu düşünebilirdim ama Ege'nin asla. Çünkü, kurbanlardan biri olma ihtimali olduğunda nasıl korktuğunu görmüştüm. Korkusunu, hem sesindeki titreme de hissetmiştim hem de gözlerindeki korku dolu bakışlarda görmüştüm. Ama öyle bir şey ortaya çıkmıştı ki, ben aslında kimi tahmin edersem edeyim yanlış kişi çıkacaktı. Katil bize öyle bir gerçeği söylemişti ki, kendisi bile katil olduğunun farkında değildi.

Oyun bitmişti. Kurtulmuştuk. Katil, kendini öldürerek bu oyunu sonlandırmıştı. Evet, gitmeden evvel arkasında biz enkaz bırakmıştı ama bu enkazın ardında bize bir ödül bağışlamıştı. Ölen kişileri yok saymam belki de düşüncesizlikti ama burada herkes kendini düşünmeliydi. Fakat buna da gerek kalmamıştı artık. Kurtulmuştuk ve bu okuldan çıkacaktık. Ailemizin yanına gidecektik. Sıcacık yuvamıza geri kavuşacaktık. Aile sevgisini tekrardan hissedecektik.

Elimdeki mektubu kucağıma yerleştirerek içimdeki tarifsiz mutlulukla Emir'e baktım. Düşünceli gözlerle Ege'nin yüzüne bakıyordu. Oyunun bittiğini o da öğrenmişti ama hiç de mutlu gibi durmuyordu.

"Bu mektup gerçekten doğruysa katil Ege'ydi..." Kendi kendine konuşur gibi mırıldanmıştı ama benim duyduğumun da farkında gibiydi. Başını kaldırarak bana baktı. "Bir insan neden arkadaşlarını öldürür ki? Bir psikolojik hastalıktan dolayı mı? O zaman neden bize danışmadı? Farkında mı değildi? Biz nasıl farkına varamadık?"

Üzerime bir ağırlık düştü, omuzlarım düşerek oturduğum yerde kamburlaştım. Kucağımda duran mektubu yere koyarak dirseklerimi uyluklarıma bastırarak avuç içlerimi çeneme yasladım. Sıkıntıyla nefes vererek Ege'ye baktım. Başı, Emir'in tarafına doğru düşmüştü.

"Biz, ölen kişilerin bile geç farkına vardık." Emir'e bakarak devam ettim. "Ege'nin katil olduğunu anlamamız zor olurdu. Çünkü biri öldüğü zaman herkes bir arada oluyordu ve herkes aynı duyguları yaşadığını belli ediyordu o zamanlar da. Katil ile ilgili bir şey konuştuğumuzda kimsenin surat ifadesi değişmiyordu. Değişemezdi zaten de. Ege'de ikili kişilik bozukluğunu mektupta kendi belirtmişti. İyi ve kötü olarak iki kişiliği vardı. İyi tarafı her zaman yanımızdayken, kötü tarafı her zaman arkamızda sinsi bir şekilde, elinde bıçakla duruyordu. O zaman onu görecek, onu durduracak kimse yoktu. Ege bile farkında değildi. Bizim farkına varmamız bir mucizeden farklı olmazdı."

Susmamla beraber Emir bakışlarını Ege'ye düşürdü. "Ege'yi seviyordum. Hâlâ da seviyorum. O benim en her şeyimi paylaştığım sayılı insanlardandı."

Yüzümde gülümseme oluştu. "O artık yanımızda olmayabilir ama ruhu her zaman burada. Onunla hâlâ konuşabilir, her şeyini paylaşabilirsin. Sadece bedenen terk etti burayı, ruhu ve sevgisi hâlâ burada."

Ege'de olan gözlerini bana çevirerek sessizce beni izledi. Konuşmasını beklesemde konuşmadan bekledi. Aklından neler geçtiğini tam olarak bilmesem de tahmin edebiliyordum.

Dudaklarını araladığında konuşmasını beklesemde o beni şaşırtarak dudaklarını tekrar kapattı ve ayağa kalktı. Sırtını bana dönüp kapıya doğru ilerlemeye başladığında yerdeki mektubu alarak ayağa kalktım. Oyun bittiğine sevinmiştim ama şu an bu sevinci yaşayamıyordum.

KATİLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin