16¿ GİR, BAK VE ÖL

3.6K 274 554
                                    


Paranormalde 1 SIRADAYIZZZZ (4ekim2020)

🎭 16. BÖLÜM: GİR, BAK VE ÖL

Korkular, insanı var eden duygulardır. Büyüğüyle küçüğüyle hepimizin korkuları vardır. Boyutuyla korkularımızın olduğu gibi görmezden geldiğimiz korkularımız da vardı. Ne kadar görmezden gelsek, tanımasakta o korkumuz vardı. Sakladıkça içimizde büyüyen, her geçen gün içimizde büyüdükçe daha da korku dolu hisler yaşatan bir anı, bir eşya ya da bir insan vardı. Belki de o korku bir anı, bir eşya ya da bir insan değildir. Belki de o korkumuz içimizde sakladıklarımızdır. Belki de o korkumuz, içimizde sakladığımız, kimseye söyleyemediğimiz hislerdir. Bu his, mutluluk, endişe, aşk, sevgi veya daha farklı bir his olabilirdi. Endişe, telaş ya da korku gibi.

Ben, korkuyordum.

Benim korkum bir anı, bir eşya, bir insan, endişe, aşk, sevgi, mutluluk değildi. Ben korkmaktan korkuyordum. Beni korkutan bir şey vardı ve bundan korkuyordum fakat ben korktuğum şeyden çok, korkmamdan korkuyordum. Çünkü korku, bir insana her şeyi yaptırabilirdi. Yaptığımız şeyi bize korku yaptıracaktı ve biz yapacağımız şeyden de korkacaktık ama bunun için bir şey yapamıyorduk. Yapacağımız şey bizi kötü bir şekilde etkileyebilir, rahatsızlığımın olmasına neden olabilir hatta bizi öldürebilirdi ama korkunun bize yaptıracağı şeyi engelleyemezdik.

Dediğim gibi korku bir insana her şeyi yaptırabilirdi. Yapacağımız şeyi korkup yapmayabilirdik fakat bu sefer yapmadığımız için daha çok korkacaktık.

Her insanın korkusu vardı. Neyden korktuklarını sanıyorlarsa yalandı. Bir insan korktuğu şeyden çok kendi korkusundan korkardı. Çünkü o kişi de farkındaydı ki o korku ona her şeyi yaptırabilirdi.

Korku, bizimle her zaman oyun oynardı. Aynı küçük bir çocuğun, elindeki oyuncağı istediği şekilde hareket ettirmesi, oynatması ya da bir şahbazın kuklalarını oynatması gibiydi bu olay.

Kısacası biz korkumuzu oluşturan her şeye küçük bir çocuk ya da şahbaz diyebilirdik. Korkularımıza da birer oyunca ya da kukla diyebilirdik. Fakat bir insanın hiçbir zaman unutmaması gereken bir şey var. Korkularımız ne kadar bir başka şey tarafından yönetiliyor olsa da korku, bizi biz yapandır. Korkular bizi olgunlaştırır ve hayata karşı tecrübeleştirir.

Şu ana kadar hep katilden ve onu öldürmekten korktuğumu sanıyordum fakat yanılmışım. Ben şu ana kadar hep şerif olduğumun için korkuyormuşum. Ve şerif olmaktan korktuğum için şerif rolünün bana yaptıracağı şeylerden daha çok korkuyordum. Katil beni öldürmeden, ben katili bulduğum zaman ne kadar yapacaklarımdan zorunlu olsam da korkuyordum. Bunların yaşamak, görmek, duymak ve hissetmek korkunçtu ama en korkunç olanı benim bunların yeni farkına varmam. Oyun başladığından bu yana kadar farkına varamadığım şeyi oyunun bitimine az kala farkına varmıştım. Ben bunların hiçbir zaman farkına varamayabilirdim.

Kısa bir süre önce herkes sınıftan ayrıldığında etrafa dağılmıştık. Bugün de diğer günler de olduğu gibi boş geçirecektik. Ne kadar doğruydu emin değildim ama günlerimizi boş geçirmekten başka bir şey yapmıyorduk. Ta ki biri ölene kadar boş geçen zamanlarımız bir anda telaşlanıyor daha sonra tekrar durgunlaşıyordu.

Başımı sola çevirerek yanımda yürüyen Merve'ye baktım. "Sence," diyerek konuşmaya başladığım da Merve'nin de yüzü bana dönmüştü. "Katil kimdir?"

Dudaklarını birbirine bastırarak omzunu bilmiyorum anlamında silkti. "Bilmiyorum. Kimi katil düşünürsem o kişi olamazmış gibi geliyor." Yüzünü eski yönüne çevirdiğinde bende önüme döndüm. "Buradaki herkesle çok iyi arkadaşız, birbirlerini öldürmeleri için hiçbir sebep yok ama katilin dediğine göre çift kişilikli olduğu için böyle." Durgun gözleri bana döndü. "Ne kadar çift kişilikli olursa olsun bir insan arkadaşlarını ayırt edemez mi? Ya da ne bileyim hiç değilse sadece tanıdığı için vazgeçmez mi öldürmekten? Gerçekten anlayamıyorum artık..."

KATİLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin